Bahçeli: Afganistan Defteri Kapanmalıdır

Bahçeli: Afganistan Defteri Kapanmalıdır
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında, "Türkiye artık Afganistan defterini kapatmak için harekete geçmeli" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Türk Silahlı Kuvvetlerinin mevcudiyetinin Afganistan'da stratejik bir önemi kalmamıştır. Bu nedenle, Türkiye artık Afganistan defterini kapatmak için harekete geçmeli, Hükümet gerekli girişimleri ve hazırlıkları bir an önce başlatmalıdır" dedi.

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 97. yıldönümünde geçmişin anılarını kalplerinde dalgalandırdıklarını söyledi.

"Biliyor ve teyit ediyoruz ki Çanakkale elleri öpülesi bir neslin, rengi kıpkırmızı olan inanç ve iman mürekkebiyle yazdığı fedakarlık manifestosudur" diyen Bahçeli, "Çanakkale, ürkmeyen, çekinmeyen, korkmayan ve yenilmeyi aklından bile geçirmeyen millet kudretinin uyanışı ve şahlanışıdır. Çanakkale, milletimizi 36'ya ayırma konusunda ayak direyen, etnik kimlikleri birer birer sayarak bu konuda gözünü hırs bürüyen Başbakan Erdoğan'a da bir sonuç vermelidir" ifadelerini kullandı.

Afganistan'dan gelen acı haberle milletin yasa boğulduğunu belirten Bahçeli, Türkiye'nin komuta ettiği Kabil Bölge Komutanlığı emrinde görev yapan bir helikopterin düşmesiyle milletin 12 evladının, "ne yazık ki" şehit olduğunu söyledi.

Şehit ailelerinin gösterdiği vakar ve metanetin de fazlasıyla dikkatlerini çektiğini anlatan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Elbette şehitlerimizle övünüyoruz, onları şükranla yad ediyoruz. Ancak doğal ve doğru olanın da önce insanı yaşatmak, güçlü, sağlıklı ve değerli kılmak olduğunu hiç aklımızdan çıkarmıyoruz. Açıktır ki hem vatanımızdan hem de dışarıdan gelen şehit haberleri, milletimizin dayanma ve hazmetme gücünü sürekli aşındırmakta ve irtifa kaybettirmektedir.

Afganistan'da meydana gelen elim helikopter kazası, üzerinde mutlaka durulması ve iyi irdelenmesi gereken bazı gerçekleri de gün yüzüne çıkarmıştır. 12 evladımızı taşırken bir binanın üstüne çakılan helikopterin, teknik sorundan mı yoksa kalleşçe yapılan saldırıdan mı böyle bir akıbete uğradığı hususu kısa süre içinde netleştirilmelidir.

Dost ve kardeş ülke Afganistan'ın yaşadığı işgal ve esaret, özellikle son günlerde iyice gerilen sosyal ve siyasal yapısı, bu kazanın tesadüfen olmadığı yönündeki kanaatimizi ister istemez belirginleştirmektedir.

ABD askerlerinin Bagram hava üssünde Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim'i yakmaları, arkasından Kandahar'da, aralarında çocukların ve kadınlarında da bulunduğu 16 sivil Afgan'ın katledilmesi provokasyona açık bir ortamı ziyadesiyle teşekkül ettirmiştir. Başbakan Erdoğan, bu izansızlığı ve yüz karası gelişmeleri nedense suya sabuna dokunmayan ifadelerle gündemine almış ve hemen geçiştirmeyi tercih etmiştir."

"TÜRKİYE'NİN AFGANİSTAN'DA STRATEJİK BİR ÖNEMİ KALMAMIŞTIR"

Afganistan'ın yıllarca terörist avı bahanesiyle esir edildiğini, ülkede istikrar ve toplumsal düzenin bir türlü tesis edilemediğini vurgulayan Bahçeli, yapılan açıklamalardan 2014 yılına kadar ABD'nin ve diğer ülke askerlerinin bu ülkeden çekileceğinin anlaşıldığını söyledi. Bahçeli, "Bu kapsamda, Türk silahlı Kuvvetleri mevcudiyetinin Afganistan'da stratejik bir önemi kalmamış, üstelik burada bulunmamız can ve mal kaybımıza neden olmaya başlamıştır. Bu nedenle, Türkiye artık Afganistan defterini kapatmak için harekete geçmeli, buradaki sayıları 1850'ye yaklaşan askeri varlığımızı geri çekmek amacıyla Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti gerekli girişimleri ve hazırlıkları bir an önce başlatmalıdır" diye konuştu.

"Madem Türk askerinin bulunduğu her yerde huzur vardır, o halde Adalet ve Kalkınma Partisi, 9 yılı aşkın bir süredir 'darbeci' diyerek kiminle mücadele etmektedir-" sorusunu yönelten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dışarıda itibar, içeride itham altında bulunan Mehmetçiği, yan gelip yatmakla suçlayan bu hastalıklı siyaset anlayışı değil midir- 'Vesayetten kurtuluyoruz, darbecilerden temizleniyoruz, kirlerden arınıyoruz, yükleri atıyoruz, demokrasiye kavuşuyoruz ve eski Türkiye'yi geride bırakıyoruz' diyen Adalet ve Kalkınma Partisi yönetimi, acaba bu sözlerin birinci dereden muhatabı olarak, Türk ordusunu gördüğünü itiraf edecek midir.

Bizim tavsiyemiz, gözlerinden yaş eksik olmayan Başbakan Yardımcısı'nın,

'Söz gümüşse sukut altındır' nasihatinden nasiplenmesi, biraz dilini tutması, fakat bundan dolayı bunalırsa da dizine vurarak hıçkıra hıçkıra ağlamayı sürdürmesidir."

Bahçeli "Eğitim sistemiyle ilgili görüşlerin 28 Şubatla ilişkilendirilmesi ve imam hatipler özelinde yürütülmesi tabiatıyla AKP istismarının bir başka sonucudur. AKP zihniyeti açıkça kendi 28 Şubat'ını oluşturmakta ve bunu da insafsızca sürdürmektedir" diye konuştu. Başbakan Erdoğan'a çağrıda bulunan Bahçeli, "Samimiysen, içtensen, yüreğin varsa gel her şeyi bir kenara bırakalım ve imam hatip liselerinin orta kısmını birlikte ve güç birliği yaparak açalım" dedi.

"GÖZÜ DÖNMÜŞ BÖLÜCÜLER MEYDANLARI SAVAŞ ALANINA ÇEVİRDİ"

"Nevruz; baharın habercisi ve doğanın uyanışıdır" diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sıcaklığın toprakla kavuşması, neşenin gök kuşağı gibi gönüllerde açması, ümidin yıldız gibi bakışlarımızda parlamasıdır. Ne var ki, milletimizin birliğini ve beraberliğini simgeleyen Nevruz Bayramı, zaman zaman bölücü mihraklarca kasıtlı bir şekilde yorumlanmış ve ihanet gösterilerine alet edilmek istenmiştir. Gözü dönmüş bölücüler meydanları, sokak aralarını ve caddeleri savaş alanına çevirmiştir. Nefret ve kinle Nevruz'u kirleten, bu tarihi bayramı lekelemeye çalışan çapulcular, çapsızlar ve çürümüşler; kaldırım taşlarını sökmüşler, cam ve çerçeveleri indirmişler, kamu araçlarını taşlamışlar ve dikili ağaçlara dahi zarar vermişlerdir. Şu kadarını söyleyebilirim ki, ortalıkta maskeyle zehir saçan bu güruha insan denilmesi en başta insanlığa hakaret ve vefasızlık olacaktır. Dağda ve şehirde canımıza, yol kenarlarında ağacımıza, cadde üzerinde işyerimize, sokak içlerinde evimize kast eden cani ve canavarlardır. PKK'lı maşaların, Nevruz Bayramı'na daha birkaç gün varken, kutlama bahaneleriyle 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 97'nci yıldönümünü zehir etmeye ve gölgelemeye yeltenmeleri iblisçe bir taktik ve yöntemdir."

"AKP ZİHNİYETİ KENDİ 28 ŞUBAT'INI OLUŞTURMAKTA"

AKP'nin eğitim sistemini bütünüyle ele alan kanun teklifi, tartışmaların ve karşılıklı atışmaların odağı olmayı sürdürdüğünü belirten Bahçeli, şöyle devam etti: "Bizim açımızdan, Başbakan Erdoğan'ın 'Yaptığımız reform, ideolojik değil, pedagojik reformdur' sözleri de, bir hüküm ve inandırıcılık tonu içermemektedir. Eğitim sistemiyle ilgili görüşlerin 28 Şubatla ilişkilendirilmesi ve imam hatipler özelinde yürütülmesi tabiatıyla AKP istismarının bir başka sonucudur. AKP zihniyeti açıkça kendi 28 Şubat'ını oluşturmakta ve bunu da insafsızca sürdürmektedir. Başbakan tarafından geçtiğimiz günlerde sarf edilen 'Topla, tankla, Sincan'da yürütülen tanklarla gelen bir uygulamayı, biz millet iradesiyle düzeltiyoruz' beyanı bu çerçevede son derece manidardır. 28 Şubat'ın telafisi; demokrasi standardının yükseltilmesiyle ve çeşitli görüşleri saygı prensibiyle ele alarak hepimizi yakından ilgilendiren bir konuda karar oluşturulmasıyla mümkün olacaktır. İmam hatipler dün hedefti, bugün de istismarın merkezindedir. Biliniz ki 28 Şubat neyse, AKP zihniyetinin yönetimi ve iktidar uygulamaları aynısıdır."

"İMAM HATİP LİSELERİNİN ORTA KISMINI BİRLİKTE VE GÜÇ BİRLİĞİ YAPARAK AÇALIM"

Bahçeli, "MHP'nin imam hatip liselerinden rahatsız olduğunu söylemek için bir insanının ya beyninde ileri düzeyde hasar ya da Recep Tayyip Erdoğan olması yeterlidir. Bizim rahatsız olduğumuz tek konu, böylesi kıymetli liselerimizden AKP'nin yönetiminde bulunan zevatın çıkmış olmasıdır. İmam hatiplerin varlığı tıpkı diğer liseler ve eğitim kurumları gibi memnuniyet vericidir."dedi. Başbakan Erdoğan'a çağrıda bulunan Bahçeli, "Muğlak ifadelerle konuşma, muallak duruş sergileme, bin dereden su getirerek niyetini gizleme. Toplama ve çıkarmalarla uğraşma, bizi tariz yollu eleştirdiğin aritmetik işlemlerden asıl sen vazgeç. Samimiysen, içtensen, yüreğin varsa gel her şeyi bir kenara bırakalım ve imam hatip liselerinin orta kısmını birlikte ve güç birliği yaparak açalım. Biz hazırız ve buna varız. İmam hatipte okumak isteyen çocuklarımızın önünü açalım ve bir hakkı teslim edelim" diye konuştu.

"BAŞBAKAN BİZİMLE UĞRAŞMAYI BIRAKSIN DA KENDİ DERDİNE YANSIN"

Başbakan Erdoğan'ın MHP'yi CHP'nin vagonu olmakla itham ettiğini belirten Bahçeli, bayatlamış ve modası geçmiş söz oyunlarına yüzü kızarmadan yeniden başvurduğunu söyledi. Bahçeli şunları söyledi : "Aslı astarı olmayan bir şekilde, bizi CHP'nin vagonu olmakla suçlayan Başbakan Erdoğan, acaba BOP'un yol çavuşu, zalimliğin makasçısı, işgalin kondüktörü olduğunu ne zaman anlayacaktır? Kendi partisinin; okyanus ötesinin filikası, haçlıların muhbiri, küresel operasyonların furgonu ve vahşi Batı'nın sureti haktan görünen çakma Redkiti olduğunu ne zaman fark edecektir? Başbakan bizimle uğraşmayı bıraksın da kendi derdine yansın. İki cihanda da vereceği hesap için, bugünden zahmet edip biraz vicdan muhasebesi ve nedamet gösterisi yapsın."

"SURİYE, KIŞA DÖNEN ARAP BAHARI'NIN SON UĞRAK YERİDİR"

"Arap Baharı; Kuzey Afrika ve Ortadoğu'ya, BOP kılavuzluğunda yerleştirilmiş zaman ayarlı bomba olup, arkası arkasına patlamaktadır" diyen Bahçeli, "Sürecin sorumlusu ve gece bekçisi de şu feleğin işine bakın ki, Adalet ve Kalkınma Partisidir. Suriye, kışa dönen Arap Baharı'nın son uğrak yeridir. Bu ülke hala çözülememiş, yönetim ile halk arasındaki bağ kırılamamıştır. Arap Liginin cephe alması, izolasyonları, Batı'nın baskıları, Başbakan Erdoğan'ın hamasi nutukları henüz bir netice doğurmamıştır. Ayrıca Dışişleri Bakanlığının, Suriye'de bulunan vatandaşlarımıza bu ülkeden ayrılmaları konusundaki ikazı da, küresel bir planın ayak sesleri olarak yorumlanmalıdır. Başbakan Erdoğan'ın 'Türkiye, Suriye'deki duruma ilişkin her tür olasılığı masaya yatırdı' sözleri, AKP'nin geri dönüşü olmayan bir yola girme düşüncesi olarak okunabilecektir. Öte yandan sınırlarımıza yönelik mülteci göçü hareketlenmiştir" dedi.

Kaynak: AA / Politika
title