Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

"MİT'in Bilgilerini İçeridekiler Gazeteye Sızdırdı"

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

AK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, "MİT'in veri tabanında bir araya getirilen bilgiler içeridekiler tarafından bu gazeteye servis edilmiştir." dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, "MİT'in veri tabanında bir araya getirilen bilgiler birileri tarafından, içeridekiler tarafından bu adı geçen gazeteye servis edilmiştir. Bu yapılırken de şu yapılmıştır:  Özellikle AK Parti ile belli konularda tartışmaları olan bazı kesimlere mensup veya yakın kişiler seçilmiştir" dedi.

Çelik, AK Parti Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

AK Parti iktidarı öncesinde güvenlik soruşturmalarının suçun varlığı ve yokluğuyla sınırlı olmadığını anlatan Çelik, şunları söyledi:

"Neydi peki? Apartman kapıcılarına gidilir sorulurdu:  'efendim bunun hanımı başını kapatıyor mu? Hangi gazeteyi okuyor? Çocukları hangi okula gidiyor? Hangi televizyonları seyrediyora' varıncaya kadar veya 'hangi STK'lara mensuptur, başka yerlerde de bunu sorarlardı. Nitekim daha sonra özellikle Sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, biz üçlü kararnameyle birilerinin teklifini gönderdiğimiz zaman onun da elinde bazı araştırma birimleri vardı veya bazı araştırma birimlerine emir veriyordu."

AK Parti iktidarının ilk dönemlerinde bu tür çalışmaların yapıldığını bildiklerini dile getiren Çelik, şöyle devam etti:

"Fakat şunun altını çizmek istiyorum:  Birilerine zarar vermek, birilerini kategorizasyona tabi tutarak ötekileştirmek ve bir grup insanı makbul bir grup insanı muzır sayma adına bir ülkede eğer kendi insanınıza yönelik fişleme yapıyorsanız bu alçaklığın en büyüğüdür. Ben AK Parti'yi, AK Parti hükümetlerini, AK Parti'nin kadrolarını bundan tenzih ederim. Böyle bir şey söz konusu bile değildir ve böyle bir şey olduğu zaman bunun yanında durmamız, bunun arkasında durmamız, buna 'doğru' dememiz de mümkün değildir."

Çelik, son günlerde gündeme gelen fişleme iddialarıyla ilgili olarak şunları belirtti:

"Bu son olay neyin nesidir, onu da söyleyeyim. Şu belge Başbakan Sayın Abdullah Gül, tarafından 58. Hükümet döneminde Milli İstihbarat Teşkilatına gönderilmiş bir talimatnamedir, bir emirdir. O gün, bugündür de bu yürürlüktedir. Ne diyor bu talimat? Tam tarihi 4 Aralık 2002'de Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığına başlığıyla gönderilmiştir. Can alıcı noktaları paylaşmak isterim:  suçun şahsiliği evrensel kuralı çerçevesinde Ahmet, Mehmet'i araştırıyorsunuz, onun teyzesi şu gün suç işlemişti halası da şuydu. Onun kardeşinin de şöyle eğilimleri var, babasının da şu derdi var' gibi bir güvenlik soruşturması. Makbul bir güvenlik soruşturması değil. Çünkü suçların ferdiliği prensibi hukukun temel kuralıdır. Suçun şahsiliği evrensel kuralı çerçevesinde kişilerin doğrudan şahıslarıyla ilgili olmayan veya maddi bir delile dayanmayan sadece soyut duyumlardan elde edilen istihbari bilgilerin gönderilmeyerek yalnız adli makamlara intikal eden eylemlerin yazılı olarak bildirilmesini talep ediyor. Bundan sonra güvenlik soruşturması, arşiv araştırması böyle yapılacak diyor Sayın Abdullah Gül, dönemin başbakanı.

İstenen bu ve bu çerçevede yönetmeliğin 7 ve 8. maddesine göre bunlar yapılır. Peki son günlerde olan nedir? MİT'in başına Sayın Hakan Fidan da gelse Ahmet, Mehmet de gelse MİT'in on yılların alışkanlıklarından bir günde sıyrıldığını iddia etmek doğru değildir. MİT'in bir veri tabanı vardır. Her taraftan hakkında inceleme soruşturma veya arşiv araştırması yapılacak şahıslarla ilgili gelen bilgiler bir havuzda toplanır ama bu gelen bilgiler az önce söylediğim yazı çerçevesinde, talimat çerçevesinde eğer bir kuruma gönderilecekse o şekilde gönderilir."

Çelik, son günlerde bazı şahıslarla ilgili gazetelerde yer alan bilgilerin hiçbirinin herhangi bir kurumla veya kişiyle paylaşılmadığına dikkati çekerek, "MİT'in veri tabanında bir araya getirilen bilgiler birileri tarafından, içeridekiler tarafından bu adı geçen gazeteye servis edilmiştir. Bu yapılırken de şu yapılmıştır:  Özellikle AK Parti ile belli konularda tartışmaları olan bazı kesimlere mensup veya yakın kişiler seçilmiştir" ifadesini kullandı.

Bilgiler aktarılırken başka kurum ve kuruluşlarla da ilgili bilgilerin de verildiğini hatırlatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu arada belki de o yeterli özeni göstermedikleri için mesela MÜSİAD'la ilgisi olan ki MÜSİAD'ın hükümetle bir problemi yok veya Avrupa Demokratlar Birliğine ilişkin olanlar da dahil edilmiştir veya meşveret cemaatiyle ilgili olan kısımlar da buna dahil edilmiştir kenarından kıyısından. Ama ağırlıklı olarak birkaç cemaatla ilgili iddialar ön plana çıkarılarak 'Bakın hükümetle arası iyi olmayan cemaatlerin, camiaların mensupları bu şekilde fişlenmektedir' diye bir iddiaya dönüştürülmüştür. Bu doğru değildir. bu hakkaniyetle bağdaşan bir durum değildir."

"Bu aslında hiçbir şekilde işleme girmemiş olan bir belgedir" ifadesini kullanan Çelik, şunları kaydetti:

"Bizatihi müsteşarın ve müsteşar yardımcısının bile onaylamadığı bir belgedir. Böyle bir belge doğrudur. Bırakın siyasi iradenin bilgisi dahilinde bırakın bir tarafa, bizatihi MİT müsteşarı ve yardımcısının bile onaylamadığı dolayısıyla uygulamaya girmemiş olan bir belgedir. Bunu özellikle belirtmek isterim. Tekrar ediyorum: oradaki bilgiler hiç kimseyle hiçbir suretle paylaşılmamıştır. Bir kez daha altını çizmek istiyorum: fişleme meselesiyle ilgili olarak böyle bir alçaklığa AK Parti hükümeti, AK Parti göz yummaz. Kendi insanımıza yönelik biz böyle bir tavır içerisinde olamayız.

Esasen MİT bundan sonra, en azından son yıllarda kesinlikle cemaatlere hedef olmaktan kendisini kurtarmıştır ancak silahlı eylemleri olan  bazı cemaatler varsa ki bunların kimler olduğunu biliyorsunuz, silahlı eylem yapma potansiyeline sahip olanlar MİT'in hedefindedir. Bunun dışında dini hassasiyeti olan Müslim veya gayrimüslim hiçbir grup, camia, cemaat MİT'in hedefi durumunda değildir. Sağlıklı olan da budur ama terör örgütleri ama uluslararası düzeyde istihbarat toplanması MİT'in hedef kitlesidir ve görev alanı içerisindedir. Mesele bundan ibarettir. Bunu bir paranoyaya dönüştürmenin anlamı yoktur."

-Kılıçdaroğlu'nun ABD seyahati-

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD ziyareti sırasında bir televizyona konuk olduğunu ve spikerin kendisine "ABD'de bugünlerde telefon dinlemeleri çok gündemdedir, dünyada birçok lider, hareket dinlenmiş, siz de Amerika'ya geldikten sonra dinlendiğinizi düşünüyor musunuz" şeklinde soru sorduğunu belirten Çelik, şunları söyledi:

"İstirahat etmek manasında değil, telefon dinlemelerine siz de takıldınız mı anlamında soruyor. 'Tabii tabii ben zaten hep dinleniyorum, beni zaten hep dinliyorlar', 'Recep Tayyip Erdoğan, bizatihi grup toplantısında bizim nefesimiz senin ensende demedi mi? Bizi adım adım takip ediyor'. Şimdi programı sunan arkadaş diyor ki 'Amerika'da sizi dinliyorlar mı', o diyor ki 'beni Türkiye'de her zaman.' Başbakan, 'Ey Kılıçdaroğlu bütün icraatlarınız yaptıklarınız, sözleriniz halkımızın gözü önünde cereyan ediyor. Benim halkım sizi takip ediyor, ne yaptığınızı, ne söylediğinizi görüyor' dedi. Fakat bizimki bunu defalarca söylememize rağmen halen, bak kendisi Başbakana iftira etti 'beni dinliyorlar, nefesleri ensemde' diyor. Bu doğru bir yaklaşım değil."

İnsanların birbirine muhalif olabileceklerini ve bazı şeylere karşı çıkabileceklerini dile getiren Çelik, şu görüşlere yer verdi:

"Demokratik kaide ve kurallar içerisinde hukuk içinde kalarak mertçe fikirlerimizi söyleriz. Bu olması gerekendir ve herkes sizi takdir eder. Ama birbirimizi düşman gören bir tavır içerisinde olamayız. Mesela bu son MHP Grup Toplantısında Sayın Bahçeli bir laf etti. Ben şahsen irkildim, iliklerime kadar irkildim. Ne diyor biliyor musunuz? Aynen söylediği cümle şudur:  'Tıpkı 1919'lu yılların heyecan ve şuuru yeniden yüreklerde canlanmıştır'. Seçimden bahsediyor. 1919'da Türkiye'yi işgal eden düşman ordularından kurtulmak için millet bir şuur ve heyecan taşıyordu. AK Parti'yi düşmanın yerine koyarak böyle bir beyanda bulunmaktan daha talihsiz bir ifade olabilir mi?

Böyle bir ifade, tekrar söylüyorum: bu bir hastalıktır. Üzülerek ifade ediyorum: Sayın Bahçeli de böyle bir hastalığa yakalanmıştır. Allah tez elden kendisine şifa versin. Sayın Bahçeli bizi hasım ve düşman bellese bile biz MHP'yi ve MHP'lileri düşman görmedik, görmeyeceğiz. Onlar bizim siyasi rakiplerimizdir. CHP de bizim siyasi rakibimizdir MHP de siyasi rakibimizdir. Her zaman dedik barış içinde yarış olsun. Bu olacak şey mi?"

-"Bahçeli'nin bu sözlerine katılıyorum"-

AK Parti MKYK üyesi Prof. Dr. Yasin Aktay'ın bir konferansta söylediği sözlerle ilgili de değerlendirmede bulunan Çelik, konuşmanın bütününe bakıldığında Türk milletinin ve Türklüğün yüceltildiğinin görüldüğünü belirterek şunları ifade etti:

"Fakat İsmet Özel'den bir alıntı yaparken soru soran delikanlı sözünü kesiyor ve o orada kalıyor. Bir hüküm cümlesi söz konusu değildir. Efendim 'Türk ırkı diye bir ırk yoktur' diyebilecek bir arkadaşımız yoktur. Sayın Bahçeli'ye bu konuda katılıyorum. Bakınız Sayın Bahçeli'nin her sözüne de karşı çıkmıyorum. Sayın Bahçeli grup konuşmasında dedi ki 'Türklüğü inkar etmek en şiddetli ırkçılık ve düşmanlıktır'. Evet ben de Sayın Bahçeli'nin bu sözlerine katılıyorum. Kürtleri inkar etmek, Kürt yoktur demek, Arap yoktur demek, bir etnik unsuru, bir kavmiyeti büsbütün inkar etmek hangisi olursa olsun bir ırkçılıktır, Türklüğü inkar etmek de bir ırkçılıktır. Ne derseniz deyin. Ama ben arkadaşımızın böyle bir niyetle böyle bir hüküm cümlesi kullandığına katılmıyorum, bütün metni okudum, böyle bir şey de algılamadım. Ama bir yanlış algı varsa olgu bu değildir. Eğer algıda yanlışlık varsa arkadaşımız zaten televizyonlarda ne söylediğini, ne söylemeye çalıştığını defalarca ifade etti. AK Parti'deki herhangi bir yöneticinin, bizim herhangi bir mensubumuzun bir ırkı, bir aidiyeti, bir etnik unsuru yok saymak, inkar etmek gibi bir hafifliğe, basitliğe, ırkçı anlayışa sahip olmadığını biliyorum ve kamuoyunun da bu meseleyi böyle bilmesi gerektiğini özellikle huzurlarınızda ifade ediyorum."

- Ankara

Kaynak: AA / Politika
title