"Adaletin Zamanı da Önemli"
Yargıtay Başkanı Nazım Kaynak, "Adaletin herkese hakkını vermesi kadar zamanında vermesi de önemlidir" dedi.
Yargıtay Başkanı Nazım Kaynak, "Adaletin herkese hakkını vermesi kadar zamanında vermesi de önemlidir. İş işten geçtikten sonra gerçekleşen adalet kişilerin ve toplumun adalet duygusunu tatmin edici olarak kabul edilmemektedir" dedi.
Kaynak, Hukuk Bilimleri Araştırma Merkezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Türkiye Barolar Birliği'nce İzmir Adliyesi Konferans Salonu'nda düzenlenen İzmir 2. Ulusal Hukuk Kongresi'nin açılışında yaptığı konuşmada, insanların ilkel döneminden topluluk halinde yaşadıkları döneme kadar geçen sürede güvenlik ve özgürlüğün sürekli çatışma halinde olduğunu belirtti.
Hukukun kamu düzenini ve özgürlükleri korumakla yükümlü olduğunu söyleyen Kaynak, adaletin hakkı sahibine teslim etmek anlamına geldiğini ifade etti.
Adaletin hakkı teslim edebilmesi için kendisine birtakım yaptırım hakları ve kamu gücü verilmesinin zorunlu olduğunu ifade eden Kaynak, "Bilindiği gibi kuvvetsiz adalet aciz, adaletsiz kuvvet ise zalim olur. Adaletin herkese hakkını vermesi kadar zamanında vermesi de önemlidir. İş işten geçtikten sonra gerçekleşen adalet kişilerin ve toplumun adalet duygusunu tatmin edici olarak kabul edilmemektedir" diye konuştu.
Kaynak, hukukun her alanında önleyici tedbirler bulunduğunu, bu tedbirlerin alınmasının adaletin gecikmesi ve imkansızlaşması tehlikesini ortadan kaldırdığını söyledi.
Tehlikeli duruma karşı alınan tedbirlerin birtakım ortak özellikleri olduğunu kaydeden Kaynak, şöyle konuştu:
"Ortak özellik, henüz ortada kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan bazı hakların kullanılmasına kısıtlama getirilmesidir. Gerçekten de bu uygulanan tedbir, kişi özgürlüğü veya mülkiyet hakkı gibi bir hakkın kısıtlanması sonucunu doğurur. Bu nedenle tedbirler uygulanırken korunan değer ile ihlal edilen hakkın dengesi iyi kurulmalıdır. Bu değerlendirmeyi yapacak olan da kural olarak hakimdir. Tedbirlerin bir diğer ortak özelliği de geçici oluşudur. Çünkü ortada henüz kesinleşmiş bir karar bulunmamaktadır. Geçici olmanın doğal bir sonucu, belirli bir süre ile sınırlı olmasını gerektirir. Belirli süreyle sınırlı olması dediğimizde de sınırın belirlenmesi önem arz etmektedir. Bu nedenle hem kısıtlanan hakkın kapsamının tayininde hem de kısıtlama süresinin tayininde ölçülü davranmak gerekmektedir."
Kaynak, geçici tedbir kararlarının bir hakkı kısıtlaması nedeniyle uygulanması son derece dikkat gerektiren bir konu olduğuna işaret eden Kaynak, "Her ne kadar yanlış uygulama halinde hukuk düzenimizde bu yanlışlığı giderici düzenlemeler bulunsa da unutulmamalıdır ki bir insanın haksız yere özgürlüğünün kısıtlanmasını hiçbir bedel tam olarak karşılayamaz. Hukukun, hatta devletin de temel amacı insanın mutluluğu olduğuna göre, kişinin özgürlüğü ile hukuki güvenliğini dengelemek görevini yerine getirenlerin bu teraziyi hakkaniyet ölçeğiyle çok iyi bir şekilde dengelemesi gerekmektedir" dedi.
-"Özgürlüğü kısıtlamada dikkat gösterilmeli"-
İnsanların özgürlüklerini kısıtlamada dikkat gösterilmesi gerektiğini kaydeden Kaynak, "Koruma tedbirleri adaletin sağlanması için adaleti sağlamakla görevli olanların eline verilmiş önemli bir yetkidir. Bu yetkinin kötüye kullanılmamasına gösterilen özen, bu yetkinin zayıflatılmamasına da gösterilmelidir" diye konuştu.
Nazım Kaynak, Atatürk devrimlerinin de odağında insanın olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Devletin, iktidarın ve hukukun meşruiyetinin kaynağı sosyal sözleşme olarak kabul edildiğine göre insanın güvenliğini, huzur ve mutluluğunu esas almayan devlet meşruiyet sorunuyla karşılaşacaktır. Devletin de en temel görevi adalet olduğundan adaletin sağlanabilmesi için devletin uyguladığı yetkilerin de insan ve adalet temelini esas alması bir zorunluluktur. Temelde bütün devlet yetkilerinin kullanımında, özelde ise adalet adına kullanılan yetkilerde insanın onur ve saygınlığını korumak devletin en temel görevi olmalıdır."