Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'den Tıp Fakültesine
Tıp Bayramı toplantısında konuşan Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Fuat Gürkan; hastaneden hastanelere dönüştüklerini söyledi.
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Fuat Gürkan; İlk Tıp Okulu olan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane 1933'de kurulan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin çekirdeğini oluşturduğunu söyledi.
Tıp Bayramı nedeniyle yapılan toplantıda konuşan Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Fuat Gürkan; 14 Mart 1827 tarihinin Türkiye'de ilk tıp okulunun açılış tarihi olduğunu hatırlatarak; "Bu tarih modern tıp eğitiminin de başlangıcıdır. İlk Tıp Okulu olan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane 1933'de kurulan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin çekirdeğini oluşturmuştur. Daha sonra 1945'te Ankara Tıp Fakültesi, 1954'te Ege Tıp Fakültesi, 1963'te Hacettepe Tıp Fakültesi, 1964'te Erzurum Tıp Fakültesi ve 1966'da da Diyarbakır Tıp Fakültesi eğitime başlamıştır. Bu sıraya bakıldığında bugün sayıları faal olarak 80'i bulan tıp Fakülteleri içerisinde fakültemiz 6. sırada kurulmuştur. Bugüne kadar binlerce Tıp doktoru ve uzman yetiştirmiştir. Üniversitemiz Atatürk Sağlık Meslek Yüksekokulu ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu da hemşire ve diğer yardımcı sağlık personeli yetiştirmeye devam etmektedir" dedi.
HASTANEDEN HASTANELERE DÖNÜŞTÜK
Dekan Gürkan konuşmasına şöyle devam etti.
"Bugün üniversite kampüsümüz içerisinde 1981 yılından bu yana hizmet veren hastane ana binamızın yanı sıra Tıp Fakültemize Onkoloji Hastanesi, Çocuk Hastanesi ve Kalp Hastanesi de eklenmiş; Acil ve Travmatoloji Hastanesi de bitme aşamasına yaklaşmıştır. Son yıllarda hastanelerimiz yeni modern cihazlarla donatılmış olup, yeni yoğun bakım üniteleri, ileri tanı ve tedavi imkanları ile üçüncü basamak sağlık hizmeti veren bir sağlık kurumu olarak tüm bölgeye layıkıyla hizmet sunar hale gelmiştir. Batıya hasta sevklerinin önüne geçildiği gibi yurt içi ve yurt dışından gelen birçok hasta da üniversitemizi tercih etmişlerdir. Şüphesiz bu seviyeyi yakalamak kolay olmamıştır. Başta sayın rektörümüzün kaynak ve imkan sağlanması konusundaki çabaları, yapıcı ve birleştirici yönetim anlayışı, öğretim üyelerimizin yurt içi ve yurt dışı eğitimlere ve rotasyonlara katılmaları ve bu birikimlerini üniversitemize aktarmaları, asistanı, hemşiresi ve diğer sağlık çalışanı ile fedakarlıklarla verilen hizmetler hep birlikte bir sinerji meydana getirmiştir. Bu birikimlerle çıtayı daha yükseklere çıkarmak ortak hedefimiz olmalıdır."
"SAĞLIK VE EĞİTİM HİZMETİ BİRİNCİ ÖNCELİĞİMİZDİR"
Kurum olarak sağlık hizmeti noktasında ele alınan hizmetlerin yanında eğitim hizmetlerinin de birinci öncelikleri olduğunu ifade eden Gürkan;" Yetiştirdiğimiz öğrenciler bizim için geleceğimizin teminatıdır. Hem ders müfredatlarını yenileme, hem kuruma yeni öğretim üyesi kazandırma hem de öğrencilerle iletişimi ve sosyal etkinlikleri ve eğitim kalitesini artırmak önceliklerimiz arasında olmuştur.
Etik değerlere saygılı, hastasını dinleyen, insanlara hoşgörülü ve fedakar, meslektaşlarına ve hocalarına saygılı hekimler yetiştirmek ve öğrencilerimizin bu meziyetleri öğrencilik yıllarında kazanmasını sağlamak temel misyonumuz olmuştur. Bu nedenle özellikle öğrenci ve öğretim üyesi arasında iletişimi artırmak maksadıyla yıl içerisinde Uyum etkinlikleri, İyi Hekimlik Uygulaması Dersleri, Probleme Dayalı Öğretim Dersleri, Öğrenci Panelleri, Danışmanlarla yemekli toplantılar gibi uygularımız olmuştur. Yine Nisan ayı içerisinde öğrencilerimiz Tıp Öğrenci kongremizin üçüncüsünü düzenleyeceklerdir. Bu arada öğrenci gezilerimizden de söz etmeden geçemeyeceğim."şeklinde konuştu
"ÖĞRENCİ-ÖĞRETMEN GEZİLERİ YAPTIK"
Tıp Fakültesi Dekanı Gürkan konuşmasını şöyle sürdürdü; "Yüksek maliyetine ve zorluklarına rağmen Son 3 yılda öğrencilerimiz ile öğretim üyelerimizin birlikte katıldıkları geziler de tanışma ve kaynaşma adına çok yararlı olmuştur. Toplam 700'e yakın öğrencimiz İstanbul, İzmir, Denizli, Aydın, Antalya, Kapadokya, Trabzon gibi gezilere katılmışlardır. Bu yıl da sponsor bulmadaki tüm zorluklara rağmen 70'i birinci sınıf olmak üzere 120 civarı öğrencimizi bu gezilere götürmeyi planlamaktayız. Çünkü öğrencilerimizden pozitif geri bildirimler geldikçe bunu da sürdürmek arzusundayız. Birazdan 2 öğrencimiz de bu konuda duygularını bizimle paylaşacaklar.
Bizler de sağlık çalışanları olarak öncelikle birbirimizle ve öğrencilerimizle iyi iletişimde olursak, her zaman hasta ve hasta yakınlarına karşı da müşfik, iletişime açık, bilgilendirici, beklentileri karşılayıcı ve görevinde titiz olacağız demektir. Nasıl ki sağlık çalışanları perdenin öbür tarafında hasta da olabiliyorlarsa, etik değerlerden biran olsun ayrılmamalı, hekim ve hasta haklarını birlikte korumalıyız"