Erkeklerin Hem Rüyası Hem Kabusu
Gökçe Bahadır, Kanal D'nin yeni sezondaki flaş dizisi "Kayıp Şehir"le ekrana dönüyor.
Gökçe Bahadır, Kanal D'nin yeni sezondaki flaş dizisi "Kayıp Şehir"le ekrana dönüyor. Genç oyuncu, yayın hayatına bu akşam başlayacak dizide geçim kaynağı erkekler olan 'Aysel' rolünü üstlendi.
"Kayıp Şehir" başlıyor. Siz dizide Aysel'i canlandırıyorsunuz. Nasıl biri Aysel, bize biraz onu anlatır mısınız?
- Aysel, daha çok küçük yaşlarda hayattan darbe almış, tabiri caizse hayatın sillesini yemiş. Buna rağmen güçlü, ayakları yere sağlam basan, harbi, delikanlı, yeri geldiğinde de biraz bıçkın bir kadın. Yaşadıklarından dolayı sürekli hayata karşı bir savunma durumunda. Kalkanları var. Aynı zamanda da vicdanlı, merhametli, kocaman yüreği olan biri Aysel. Zor durumda olanlara yardım etmek istiyor, onlar için üzülüyor. Bir tarafı gülerken bir tarafı ağlıyor aslında. Erkeklerle kurduğu ilişkiden para kazanıyor. Erkeklerin hayatına girip oları yok eden bir tarafı da var. Ta ki hayatında bir kırılma noktası yaşayana kadar.
Nedir o kırılma noktası?
- O da sürpriz olsun. Renkli bir karakter diyebiliriz Aysel için.
Peki hangi tarafı daha baskın?
- Merhametli, vicdanlı ve iyi tarafını daha az gösteriyor. Sert, ağzına geleni söyleyen, kızdığında gözü hiçbir şey görmeyen yönünü daha fazla göreceğiz. Zarar göreceğini bildiği için naif tarafını her zaman göstermek istemiyor.
İKİ ERKEK ARASINDA
Aysel dizide iki erkeğin arasında kalıyor sanırım...
- Evet, etrafında iki adam var. Biri Uğur Polat'ın canlandırdığı Ethem, diğeri de İlker Kaleli'nin oynadığı İrfan... Ethem, Aysel'in hayatına çok önceden giren bir adam. İrfan'sa henüz yeni. Ethem de doğal olarak bunu kabullenmiyor. Dolayısıyla aralarında bir çatışma söz konusu olacak.
Ethem'le Aysel arasında nasıl bir ilişki var?
- Aralarında aşktan öte bir tutku var. Ama hayat ikisini de başka yönlere götürmüş. Ethem pis işlere bulaşmış. Aysel de biraz öyle. Ethem'e karşı çok tutkulu ama bir yandan da çok kızgın Aysel.
Neden?
- Zamanında karıştığı pis işler yüzünden. Aysel bu yüzden Ethem'i bırakıp gidiyor. Ama dediğim gibi aralarında hâlâ bir tutku var. Bir vazgeçememe durumu. Hani hayatında bazı adamlar vardır, pistir, işe yaramaz bilirsin ama ona karşı bir zaafın vardır, ne zaman çağırsa gidersin. İşte Ethem de öyle biri.
KARAKTERİN HİÇBİR TARAFI BANA UYMUYOR
İlk defa böyle iddialı bir rolle seyirci karşısına çıkıyorsunuz. Karakteri canlandırırken neler hissediyorsunuz?
- Benim mesleğim oyunculuk ve tabii ki beni cezbeden şey, bana hiç benzemeyen karakterler canlandırmak. Aysel benim oyunculuk hayatımda bu anlamda 'top' olacak sanıyorum. Çünkü karakteri hiçbir yerinden yakalayamıyorum, hiçbir tarafı bana uymuyor.
Vicdanlı tarafı?
- Hah, orada bir benzerliğimiz var. Bir de ben de onun gibi haksızlığa hiç gelemem. Ama bunların dışında benden çok farklı bir kadın. Birbirimize çok uzağız. Mesela o yeri geldiğinde küfür de eder, bense hiç etmem. Beni en çok zorlayan şeylerden biri de bu zaten, çünkü nasıl küfredilir bilmiyorum. Çok garip geliyor. Ama garip bir şekilde, kostümlerini giydiğim anda Aysel oluveriyorum. Hiç böyle olacağını tahmin etmemiştim.
Yani tahmin ettiğinizden daha mı kolay oldu karakteri ortaya çıkarmak?
- Aynen öyle oldu. Daha zor olacağını düşünmüştüm.
AYSEL, DİŞİ OLMAK İÇİN ÇABA SARF ETMİYOR
Aynı zamanda ilk kez dişiliğiniz bu kadar ön planda...
- Benim şimdiye kadar hep arka plana attığım bir şeydi. Özellikle "Yaprak Dökümü" dizisinde oynadığım Leyla karakterinde. O, kendine güvensiz ve içine kapanık bir karakterdi. Dolayısıyla ben de içime kapandım ve kendimi göstermedim. Aysel ise daha dışa dönük, kendine güvenen, ayakları yere sağlam basan bir kadın olduğu için dişiliği de ön planda. Onun en sevdiğim yönlerinden biri de dişi olmak için çaba sarf etmeyişi. Özünde neyse o. "Şöyle oturayım, bacağımı da şöyle koyayım" diye düşünmüyor. Onun için erkeklerin hem rüyası hem de kâbusu diyebilirim.
Saçlarınız kısaydı. Rol için mi uzattırdınız?
- Evet, rol için çıt çıt takıldı.
Uğur Polat'la oynamak nasıl diye sorsam?
- Çok ama çok güzel. Daha önce onunla hiç oynamamıştım ve şimdi kendimi çok şanslı hissediyorum. Ethem rolünü kimin canlandıracağını merak ediyordum, Uğur olunca çok sevindim. Çok profesyonel ve çok iyi bir oyuncu. Onu izleme fırsatı buluyorum. Onunla beraber ben de yetişiyorum sanki. Kendisine bunları söylememiştim, sizin aracılığınızla iletmiş olayım. (Gülüyor)
AYSEL GİBİ BİR KADIN SEZEN AKSU DİNLER
Karşınıza Aysel gibi bir kadın çıksa ne yaparsınız, ne düşünürsünüz onun hakkında?
- Ben bayılırım vallahi. Böyle derin hayatlar çok ilgimi çeker benim. Aysel gibi bir kadınla karşılaşsam oturup saatlerce sohbet etmek isterim.
Ne sorarsınız ona?
- Bana hayatını anlatmasını isterim. Neler hissettiğini, hayata nasıl baktığını, dünyayı nasıl gördüğünü merak ederim. Keşke karaktere çalışırken böyle biriyle karşılaşsaydım...
Nasıl çalıştınız karaktere?
- Filmler izledim. 60'lı yıllara ait yabancı filmler... Aslında çok fazla da birilerinden etkilenmek istemedim. Benim yarattığım bir karakter olsun istedim. Tek yaptığım şey, Aysel'i düşünmek ve bedensel olarak biraz çalışmak oldu.
Aysel gibi bir kadın hangi sanatçıları dinler sizce?
- Bence Sezen Aksu dinler. "Kayıp Şehir"in şarkısını da Sezen Aksu söylüyor zaten. Arabesk de dinler tabii...
SİNEMA TADINDA
Arka sokaklardaki travestiler, hayat kadınları, çeteler, Çingeneler... Bunlar başka dizilerde hep dekor olarak, ikinci planda gösterildi. "Kayıp Şehir" ise bu tutunamamış insanların hikâyesini tüm çıplaklığıyla gözler önüne serecek. Yönetmenimiz Cevdet Mercan sinema tadında bir iş çıkarıyor. Çok sağlam bir senaryo ekibimiz var ve çok yetenekli oyuncularla çalışıyoruz...
YAŞANDI VE BİTTİ
Sizi iyi gördüm. Boşanma sürecinde yaşanan o can sıkıntıları atlattınız artık sanırım.
- Tabii... Geçmiş geçmişte kaldı. Yaşanan her şey insana bir şeyler öğretiyor. Hayatına giren herkes, sana çok şey katıyor. Tabii ki ben de çok şey öğrendim. Ama artık çok fazla konuşmak istemiyorum. Yaşandı ve bitti. Başka bir hayatım var.