Haberler

Ahsen Eroğlu, Semi Sırtıkkızıl ve Gamze Karaduman'ın keyifli anları

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Oyuncu Ahsen Eroğlu sorulan bir soruya, "Görsel olarak ya da tanıştıktan sonra biraz konuşunca bebeksi gibi bir figür biçiliyor bana. Halbuki ben öyle bir insan değilim. Bazen çok sert olduğum noktalar var. Bunu görünce karşı taraf kırılabiliyor tabii ki" dedi.

Oyuncu Ahsen Eroğlu sorulan bir soruya, "Görsel olarak ya da tanıştıktan sonra biraz konuşunca bebeksi gibi bir figür biçiliyor bana. Halbuki ben öyle bir insan değilim. Bazen çok sert olduğum noktalar var. Bunu görünce karşı taraf kırılabiliyor tabii ki" dedi. İşte programdan geriye kalanlar...

Yaptığınız meslek insan hayatındaki başka meslekleri de canlandırmak gibi bir katma değer taşıyor. Şu anki canlandırdığınız rollerde aslında empati kurabildiğiniz bir yerdesiniz. Bir menajerin duygusunu hissetmek ya da işin o tarafını görmek nasıl bir duyguymuş?

Gamze Karaduman : Ben o kadar empati kurmuyorum. Bir de içimde bir duygu da yeşertmedim. Sadece spesifik olarak ne oynayacaksam ona çalıştım. Oturup da şey demedim menajerlerde böyleymiş. Hiçbir çıkarımda bulunmadım.

Ahsen Eroğlu : Kendi menajerlik şirketimden bir hikaye dinleyeyim ya da sorayım gibi bir durum olmadı. Zaten hakim olunca konuya o şekilde ben de yaklaşmadım.

Gamze Karaduman : Belki benim ilgimi de çok çekmemiştir. O da olabilir.

Set bittiğinde o gün siz de bitiyor mu iş?

Ahsen Eroğlu : Çok klasik olacak ama gerçekten o gün çok yoğun bir şey yaşadıysak aşırı derecede ağlamak ya da aşırı şekilde gülmek gibi onun etkisiyle devam ediyorum. Öyle bitiriyorum günü. Sadece ağlamak ile ilgili değil; en akla gelen odur. Ama çok güldüğünde ya da yaratıcı bir şey yaptığın zaman -ki nadir oluyor böyle anlar- onun etkisi ile aynı psikolojiyle eve döndüğümüz oluyor.

Birbirinizi iyi tanıdığınızı düşünüyor musunuz?

Ahsen Eroğlu : Sanırım ekipte en çok bu üçlü birbirini tanıyor.

Semi Sırtıkkızıl : Çünkü biz en başından itibaren birlikte başladık. İlk audition süreçlerinden itibaren hep beraberdik. Her yere beraber gittik.

Hanginiz daha rahat gönül alır?

Ahsen Eroğlu : Semi.

Gamze Karaduman : Semi. Gönül alacak bir şey de olmadı.

Semi'nin düştüğü durumlarda siz toparlayabiliyor musunuz?

Semi Sırtıkkızıl : Toparlıyorlar.

Ahsen Eroğlu : Düştü bir kere geçenlerde. Bana ne ya diye söyleniyordu küçük çocuk gibi.

Semi Sırtıkkızıl : Evet, yorucu bir sahne oldu 14 saat filan çalıştık. Orada toparladılar beni sağ olsunlar. Sinirlerim bozuktu biraz.

Gamze Karaduman : En sıkıcı olabilecek ortamlarda bile enerjisi herkese o kadar çok iyi geliyor ki. Çok sıkıcı yerleri bile eğlenceli kılıyor. Partiler, kalabalık sahneler bir yerden sonra yorucu olur. Semi gerçekten o kadar eğlenceli kılıyor ki ben hep de teşekkür ediyorum.

Sizinle bir insan niye anlaşamaz?

Ahsen Eroğlu : O tarafın kendi problemidir.

Gamze Karaduman : Benim çekilmez çok yanım var bence. Cici gözüküyoruz ama insan ilişkileri öyle değil. Bence benden çok şikayet eden kişiler vardır.

Aklına biri mi geldi?

Gamze Karaduman : Hayır, gelmedi. Spesifik biri yok yani. Ama kimse melek değildir.

Değil midir?

Gamze Karaduman : Değil tabii ki. İnsan çok değişken bir varlıktır.

Ahsen, en son en çok istediğin şey neydi?

Ahsen Eroğlu : Fosforlu boya baktım dün gece. Ama uzun vadede başka şeyler istedim. Olur mu bilmiyorum ama Royal Academy'de okumak istiyorum. Oyunculuk değil; tamamen resim. Daha orta vadede tiyatro yapmak istiyorum.

Semi senin en son en çok istediğin şey neydi?

Semi Sırtıkkızıl : Avrupa'da yaşamak istiyorum en çok. Paris'te yaşamak istiyorum gibi bir hayalim var. Ama şu an baya zor bir hayal.

Gamze, senin neydi?

Gamze Karaduman : Çok derin bir açıklama gibi gelecek ama pek öyle bir şey istemiyorum. İstedikten sonra geçtiğini ve bir anlam ifade etmediğini çok gördüm. Artık bir şey istemiyorum. İsteğimin peşinden koştuğum emeklerime yazık oluyor. Her şey bir kaosa dönüyor.

Son zamanlarda bir şey istemedin mi?

Semi Sırtıkkızıl : Haşlanmış brokoli günü filan.

Gamze Karaduman : Evet, onu tekrar yemek istedik. Yemek yemeyi çok sevdiğim için genelde projelerim yemek yeme üzerine oluyor.

Ahsen, ağlamayı seviyor musun?

Ahsen Eroğlu : Hayır, normalde hiç ağlayan bir insan değilim. Çocukken çok ağlardım ama şimdi kolay kolay ağlamam. Hatta utanırım ağlamaktan, annemin yanında dahi ağlamışlığım çok azdır.

En son en çok neye üzüldün?

Ahsen Eroğlu : Sanırım bir köpek videosu izledim ona çok üzülmüştüm. Hatta şöyle sahne çektik çok ağlıyorum ve çok delice bir şey yaptım sanırım bir yerde tıkandım artık. Daha fazla devam edemeyeceğim galiba dedim çünkü çok rahatladım ağlayarak. ve o videodan birazcık feyz aldım.

Gamze, senin üzüldüğün şey neydi?

Gamze Karaduman : Bir şey hüzünlendim ama paylaşmak istemem.

Özelin ile ilgili bir durum muydu?

Gamze Karaduman : Çok üzüldüğüm bir şey oldu. Ama güzel olacak her şey diye umut ediyorum.

En son en çok neye şaşırdın Ahsen?

Ahsen Eroğlu : Bambu ormanlarının çok büyük olduğuna şaşırdım. Evde bambu bitkisi var, su içinde büyütüyorum. Meğerse ormanları varmış bununla ilgili. Çok büyük ve çok sağlam oluyorlar. Acaba benimki nereye kadar gidecek diye merak etmiştim ve buna şaşırmıştım.

Gamze, sen neye şaşırdın?

Gamze Karaduman : Ben uzaya gidecek olmamıza şaşırdım. Hala etkisinden çıkamıyorum, umarım gerçekleşir.

Semi, en son en çok neyi yanlış anladın?

Semi Sırtıkkızıl : İlk aklıma geleni söylüyorum. Barış abi bir şeyi uyarıyordu. Bana yapılan bir uyarı zannettim ama değilmiş. Daha doğrusu beni uyarmış ama şaka olarak yapıyormuş. Ben çok ciddiye aldım ve çok üzülmüştüm. Ama meğerse bu tamamen şakaymış Barış ağabeyin yaptığı. O çok büyük bir yanlış anlamaydı.

En son en çok neye hayır dedin?

Ahsen Eroğlu : Bir ilişki teklifine hayır demişimdir.

Karşı tarafı kırar mısın?

Ahsen Eroğlu : Benim kendi düşüncem kırdığım yönünde genelde. Ama kırmamak için çok hassas davranmaya çalışıyorum. Öyle bir özen göstermem de biraz samimiyetsizlik oluyor ama.

Anlar mı bunu karşı taraf?

Ahsen Eroğlu : Şimdi bir şey derdim ama ortalık karışır o yüzden demeyeceğim. Anlar sanırım.

Ona aslında öyle olmadığını anlatır mısın?

Gamze Karaduman : Birisi, kendi ile alakalı çok derin bir durumunu bana anlatıyordu ve bu tahmin etmediğim bir şekilde gelişti. Çünkü o kadar özelini benimle paylaşacağını hiç tahmin etmiyordum. Ben o anda onu dinleyebildim. Hiç ilgisizmişçesine kendi hayatımdaki bir sorunu pat diye ortaya koydum. O kişiye şimdi söyleyeyim. Aslında biraz da benimle bunu paylaşıyor olmanın verdiği paniklemeyi yaşamış olabilirim. O paniklemeyle de ben de hemen bir sorunumu ortaya dökmüş olabilirim. Ama seni anladım. Orada ifade etmeye çalıştığın şeyin senin için de benim için de ne ifade ettiğini çok net anladım.

Çok zaman geçti mi üzerinden?

Gamze Karaduman : 6 ay gibi bir süre geçti.

Onun anlattığı olay seninle ilintili bir şey miydi yoksa kendi hayatına dair bir şey miydi?

Gamze Karaduman : Benimle ilintili olması için anlatıldı zaten. Benim onu anlayabilmem için anlatmıştı herhalde diye tahmin ediyorum. Belki bu anlattığımdan bir şey anlamaz. Ben kendi kendime günah çıkardım.

Belki bir mesaj gelecek.

Gamze Karaduman : Hiç beklemem.

Ne olur mesaj gelirse?

Gamze Karaduman : Şaşırırım demek ki anlamışsın, telepatik bir şey var derim.

O şaşkınlık heyecan mı olur yoksa sadece bir şaşkınlık mı olur?

Gamze Karaduman : Heyecan da olur. Belki de dönüm noktası olacak bir şeyi ben üstünkörü geçiştirdim. Şimdi tabii ki bir şey gelişirse şaşırır ve heyecanlanırım da.

Hayatında defterleri kapatan biri misin? Yarım kalmaz mı hiç hikayeler?

Ahsen Eroğlu : Kalır. Bir konuyla ilgili canım yandıysa onu kolay kapatamıyorum. Çok sonra da kapatamıyorum. Evet önemsizleşiyor belki bir yere kadar ama unutmuyorum. Herkes bunu Akrep burcu olduğum için öyle yaptığımı söylüyor da kin değil. Ama unutmuyorum ve böyle bir şey yaşamıştım diye her seferinde anlatabileceğim bir şey oluyor. Bana karşı olumsuz bir şey yaşadım. Bir iş ile ilgiliydi. Çok hevesli bir insanımdır normalde. Yorgunluğu ve diğer dış etkenleri ortadan kaldırdığımızda öğrenmeye meraklı, hevesli bir karakterim var. Öyle bir işin içindeyken hafifte olsa bir hakaret yedim. Şeyi sorguladım; en çok istediğim şey dahi olsa bunu yaşamamak için bu şeyi bırakabilirim. O benim hayatımın en büyük hedefi dahi olsa. Öyle bir dönüm noktasına geldim. Karşı taraf bence bu durumu biliyor. Çok da umrunda değil; bunu bana yaparken. Ben sadece bana olanla kaldım.

Güçlendirdi mi seni?

Ahsen Eroğlu : Aslında ilk zaman elim ayağım kesildi. Yurt dışına gittim, kapattım her şeyimi. Uzun bir süre orada kaldım. Sonra döndüğümde onu komple unutmuş değil de o konudan oldukça uzaklaşmış çok büyük bir özgüvenle döndüm.

O kişiye ne söylemek istersin?

Ahsen Eroğlu : Sadece buna gerek yok diyebilirim. Bir tek sen değilsin. Gerek yok böyle bir şey yapmaya.

Kendini affettireceğin bir andasın şu anda. Seni dinliyor. Anlatabilir misin?

Ahsen Eroğlu : Öğrencilik zamanımda çok sevdiğim ve hiç beklemeyeceğim birisi bana küstü. Çok başka bir sebebi vardı. Eminim sebebini dinlese asla böyle bir tepki vermeyecek. Hala sebebini bilmiyor bu arada.

Niye söylemedin?

Ahsen Eroğlu : Dinlemedi. Söylemek istedim ama dinlemedi. Çok komik, dizi gibi gelir. "Açıklayabilir miyim kendimi? Ben hiçbir şey duymak istemiyorum." gibi bir sahneydi. Gücüme giden bir şey söyledi ve oradan ayrıldım. O gün bugündür anlatmışlığım yoktur.

Sen mi suçlusun bu hikayede?

Ahsen Eroğlu : İkimiziz diyelim. Beni dinlerseniz beni haklı bulursunuz; onu dinlerseniz onu haklı bulursunuz. Tabii ki bence, kendi fikrimi söyleyeceğim. Hakkım bu değildi yani.

Dolaylı olarak çok kişiyi üzdün mü?

Ahsen Eroğlu : Görsel olarak ya da tanıştıktan sonra biraz konuşunca bebeksi gibi bir figür biçiliyor bana. Halbuki ben öyle bir insan değilim. Bazen çok sert olduğum noktalar var. Bunu görünce karşı taraf kırılabiliyor tabii ki.

Semi Sırtıkkızıl : Çok iyi tanımladın bence.

Ahsen Eroğlu : Aa, bebek, canım, çok tatlı… Hayır, görünen dışında başka bir insanım yani.

Gamze Karaduman : Kimse tek boyutlu değildir ki.

Semi, sen ne diyeceksin?

Semi Sırtıkkızıl : Benim de konservatuarda 4 tane arkadaşımla bir evde yaşadığım çok mutlu bir hayatım vardı. Çok küçük yanlış anlaşılmalar yüzünden küstük. İki tarafa da hak vereceğiniz durumlardı. Ben Ahsen'in tersine biraz ısrarcı oldum. Hala izini taşıyorum. Hayatımda çok sevdiğim 3 erkek arkadaşımı kaybettim. Beni hala çok üzen bir şey.

O sürprizi gerçekten anlamamıştı. Sence neden?

Gamze Karaduman : Yaptığım sürprizi anlamama olmadı çok. Hepsini güzel karşıladı yaptığım kişi.

Egzantrik bir sürpriz anınız var mı?

Ahsen Eroğlu : Yok ama ben sürprizleri dayanamayıp erkenden söylüyorum. Bütün alacağın etkiyi öldüren bir şeydir ya önceden söylemek. Mesela bir tane sürprizim var 20 gün sonra filan. Küçük ama çok çok istenen bir hediye satın aldım. Yarına kadar söyleyemezsem belki dayanırım diyorum.

Onu nasıl sevdiğini tarif eder misin?

Ahsen Eroğlu : Ben dokunarak seviyorum.

O bir sevme şekli. Sevginin senin iç dünyandaki yansıması nasıl oluyor?

Ahsen Eroğlu : Ben dışa vurabilen bir insan değilim o yüzden daha gizli seviyorum. Enerjim yüksek olmasına rağmen aynı enerjiyle bir sevgi gösteremiyorum. Çok seviyorum da gösteremiyorum. Sanırım bundan biraz utanıyorum.

Heyecanlı mısın severken?

Ahsen Eroğlu : Elim ayağım birbirine girer. Tuhaf hareketler yapan biri insana dönüşüyorum.

Hatırladığın bir duygu mu yaşadığın bir duygu mu?

Ahsen Eroğlu : Hep yaşadığım bir şey. Kendimi bildim bileli böyleyim.

Bunu yaşatan biri var mı şu anda?

Ahsen Eroğlu : Orada bir duralım. (Gülüyor.)

Semi, sen nasıl seversin?

Semi Sırtıkkızıl : Benim hayatımda çok uzun süredir öyle bir şey yok. Sadece annemi çok seviyorum; onu da kendimden çok seviyorum. Kendimden daha çok sevdiğim bir şey var.

Gamze, sen?

Gamze Karaduman : Ben izlemeyi seviyorum; tablo gibi. Biri vardı izlemekten keyif aldığım. Her hareketi, her mimiği, her bakışı… Bunların hepsini izlesem yetiyor. Çok dokunmam, çok rahatsız etmem. Seyretmelik bir sevgi benimki.

Dilediğiniz kişiye dilediğiniz bir soruyu 83 milyonun izlediği bir programda sorma imkanı verildi size. Bu kim olurdu ve ne sorardınız?

Gamze Karaduman : Sadece birine ben yanıldım mı diye sorardım.

Ahsen Eroğlu : Benim için özel olan kişiyi kaybettim. Bir daha görüşmedik hiç ve sebebini biliyorum. O yüzden daha ne sorabilirim? Ancak sitem edebilirim. Hak ettim mi sorusunu sorabilirim o kişiye. Sebebini biliyorum, anlıyorum. Hak ettim mi?

Sanki üçünüzün de hayatınızdaki fay hatlarının kırılıp volkanın patlayıp üçünüze de müthiş bir şaşkınlık gelmesi gerekiyor.

Semi Sırtıkkızıl : Çok güzel bir şey olur. Öznel olarak o kadar ihtiyacım var ki. Hatta Gamze ile ilk set günümüzde bir kağıda mucize istiyorum yazıp bilgisayarın arasına sıkıştırdım.

Kaynak: Hürriyet / Magazin
title
Close