Selçuklu Sultanlarının Camisinde Restorasyon
Kitabeli en eski Selçuklu eserleri arasında gösterilen Konya'daki Alaaddin Camisi'nde, Vakıflar Genel Müdürlüğünce, eser bütünlüğü korunarak restorasyon çalışması yapılıyor.
Kitabeli en eski Selçuklu eserleri arasında gösterilen Konya'daki Alaaddin Camisi'nde, Vakıflar Genel Müdürlüğünce, eser bütünlüğü korunarak restorasyon çalışması yapılıyor.
Yapımına, Selçuklu Sultanı 1. Rükneddin Mesud tarafından başlanan ve Alaaddin Keykubat tarafından 1221'de tamamlanan Alaaddin Tepesi'ndeki cami, abanoz ağacından minberi, avlusunda bulunan Selçuklu sultanlarının türbesiyle, yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği mekanlar arasında yer alıyor.
Tepenin üzerinde, kesme taş, tuğla, mermer ve benzeri inşaat malzemeleriyle inşa edilen ve Selçuklu mimarisinin en belirgin özelliklerini barındıran cami, günümüze kadar pek çok köklü onarım geçirdi. Yapılan restorasyonlardan dolayı, ahşap kısımlarda ve çinilerin bulunduğu mekanlarda çok farklı malzemelerin kullanıldığı tespit edilen cami, Vakıflar Bölge Müdürlüğünce yürütülen restorasyon çalışması ile aslına uygun şekilde, görsel bütünlük sağlanarak yeniden restore ediliyor.
"Yapıda çok farklı malzemeler kullanılmış"
Konya Vakıflar Bölge Müdürü İbrahim Genç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Alaaddin Camisi'nin 1155-1156 yıllarında 1. Sultan Mesud döneminde yapımına başlandığını, 1221 yılında tamamlandığını söyledi.
Caminin Osmanlı döneminde de çok büyük onarımlar geçirdiğini belirten Genç, özellikle Abdülhamit döneminde doğu cephesindeki duvarların tamamen yıkılıp yeniden yapıldığını, kapı ve pencere sistemlerinin değiştiğini ifade etti.
Cumhuriyet dönemine kadar bile camide çok esaslı değişiklikler yapıldığını anlatan Genç, şöyle devam etti:
"Alaaddin Tepesi'nde geçmişte yaptırılan su deposunda kaçaklar oluşunca, caminin bulunduğu zeminde çökmeler, kaymalar oluşmuş. Bundan dolayı da camide büyük olumsuzluklar yaşanmış. Bu çalışmaların sonucu olarak da 1980-1994 arasında 14 yıl ibadete kapatılarak çok büyük onarım yapılmış ama hem o dönemde yapılan müdahaleler, hem de o döneme kadar yapılan çalışmalara baktığımız zaman yapıda çok farklı malzemeler kullanılmış. Camide yapılan restorasyon çalışmalarında, örgü sistemi anlamında birbiriyle uyumlu, uyumsuz taş, tuğla, mermer gibi her türlü farklı uygulamaları görebiliyoruz. Biz de görsel bütünlüğü sağlayacak şekilde, ne kadar müdahale edilebilir eksik, yanlış varsa aslına uygun restorasyonu yapmaya çalışıyoruz."
- Çiniler, boyama tekniği ile tamamlanmış
Genç, caminin kuzey cephesindeki taç kapının üst kısmındaki taşlarda açılmalar olduğunu, 2014 yılında başlattıkları restorasyon çalışmaları kapasımında, onları da söküp düzgün şekilde yerine koyacaklarını dile getirdi.
Özellikle 19. yüzyıldan sonra yapılan müdahalelerde, farklı malzeme ve sistemlerden dolayı birleşim yerlerinde açılmalar görüldüğünü aktaran Genç, iki farklı malzemenin farklı dönemde yapılmış olmasından dolayı açılmaların her zaman gözükebileceğini, bunun tehlike arz etmediğini belirtti.
Projeye yeni bir çalışmayı da ekleyeceklerini bildiren Genç, şunları kaydetti:
"Mihrap ve mihrap kubbesindeki çinilerde zaman içinde bozulmalar, kırılmalar olmuş. Bu nedenle mihrabın çoğunluğunun yok olduğu ve kısmen Abdülhamit dönemindeki restorasyonda mermer olarak mihrabın tamamlandığı, çevresindeki çinilerin eksik kısımlarının ise boyama tekniğiyle imitasyon veya benzer şekilde tamamlandığını görüyoruz. Biz onu da orijinal Selçuklu çinisi yaparak tamamlamaya çalışacağız. Bu, projenin içerisinde yoktu. Projelendirme çalışmaları devam ediyor. Projelendirmeden sonra kararını alıp, yapımını sağlayacağız. Amacımız, malzeme ve görsel bütünlük sağlanacak şekilde, tüm eksikleri ele alıp restorasyonu tamamlayarak camiyi hizmete açmak."
Plana göre onarımın 2016 yılının sonunda bitmesi gerektiğine işaret eden Genç, plana çini çalışması da ekleneceği için onarımın bitmesinin 2017'ye doğru kayabileceğini söyledi.