York Üniversitesi'nden Dr. Özkan: "Parlamenter Sistemlerde Ekonomi Daha İyi"

İngiltere'de Türkiye Araştırmalar Merkezi'nin King's College ile ortaklaşa organize ettiği bir programda bilim insanları Türkiye'de önerilen başkanlık sistemini ekonomi ve dış politikalar üzerinden değerlendirdiler. King's College kampüsünde gerçekleşen programda York Üniversitesi Ekonomi Profesörü Dr. Gülçin Özkan ve London School of Economics Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Doçent Doktor Katerina Dalacoura bir oturum düzenledi. Türkiye'de 16 Nisan'daki referandum üzerine iki farklı bakış açısını bir araya getiren programda Dr. Gülçin Özkan referandumda "evet" sonucu çıkmasıyla geçilebilecek başkanlık sistemi ile parlamenter sistemleri karşılaştırmalı olarak ele aldı. Dr. Özkan 2016'daki bir araştırmasında dünyada başkanlık sistemi ve parlamenter sistemle yönetilen 119 ülkeyi incelemiş ve bu farklı iki yönetim şeklinin ekonomiye etkisini değerlendirmişti. Dr. Özkan bu araştırmanın sonuçlarını paylaştığı sunumunda ekonomik açıdan parlamenter sistemlerin daha iyi olduğu sonucuna vardıklarını belirtti.

"BAŞKANLIK SİSTEMİNDE GELİR EŞİTSİZLİĞİ DAHA YÜKSEK"

ABD'den Latin Amerika'ya ve diğer başkanlık sisteminin olduğu ülkelerle parlamenter sistemin olduğu ülkeleri karşılaştırıldığında yıllık ekonomik büyümenin ve kişi başı milli gelirin başkanlık sisteminde daha az olduğunu ve enflasyon ve gelir eşitsizliğinin ise daha yüksek olduğunu söyleyen Özkan dolayısıyla ekonominin parlamenter sistemlerde daha iyi göründüğünü öne sürdü.

"KUVVETLER AYRILIĞININ ZAYIFLIĞI YOLSUZLUĞA NEDEN OLABİLİR"

Özkan bunun sebepleri olarak başkanlık sistemi olan ülkelerde kuvvetler ayrılığının daha az olması, hukukun üstünlüğünün, demokrasinin kalitesinin ve kapsayıcı kurumsallaşmanın parlamenter sistemlere göre daha az görüldüğünü söyledi. Yine parlamenter sistem olan ülkelerde yolsuzluk oranının daha az olduğu, sistemin güvenin daha yüksek olduğu ve hatta ortalama yaşam süresinin daha uzun olduğunu söyleyen Dr. Özkan araştırması sonucu siyasi, sosyolojik ve ekonomik açıdan bilimsel verilerin parlamenter sistemlerin daha iyi olduğunu gösterdiğini vurguladı.

"DAVUTOĞLU'NUN GİDİŞİYLE DIŞ POLİTİKA DEĞİŞTİ"

LSE'den Dr Katerina Dalacoura ise Türkiye'nin dış politikalarını değerlendirdi. Türkiye'nin iç siyaseti ile dış siyasetinin iç içe olması açısından referandum sürecini ele alan Dr Dalacoura "AK Parti döneminde Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun gidişiyle dış politikanın değiştiğini söyledi. Temelde Türkiye'nin dış siyasetinin NATO üyeliği ve hala resmi olarak Avrupa Birliği'ne katılmak isteyen bir ülke olması dolayısıyla değişmediğini fakat Davutoğlu'nun medeniyetler argümanının bırakılıp daha iç siyasetin ve parti çıkarlarının milli çıkarların önüne geçtiği bir dış politika izlendiğini" söyledi.

"DIŞ POLİTİKA SİYASİLEŞTİ"

Davutoğlu'nun gidişinin ve 15 Temmuz darbe teşebbüsünün Türkiye'nin dış politikasında bir dönüm noktası oluşturduğunu dile getiren Dalacoura komşu ve stratejik ülkelerle uzlaşıya gittiğini söyledi. Rusya ve İsrail ile olan uzlaşmacı tavır, Suriye'de Esad'ın mutlaka gitmesi konusundaki ısrarın azalması gibi pragmatik yaklaşımların da görüldüğünü vurgulayan Dalacoura referandum sürecinde ise daha ideolojik bir dış siyaset görüntüsü verildiğini söyledi. - Londra