Yaşar Üniversitesi Hukukçuları.
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Spor Hukuku Uzmanı Şeref Ertaş, son dönemde onlarca milli sporcunun dopingli çıkması üzerine, Türkiye'de bu konuda yasalarının yeterli olup olmadığının tartışma konusu haline geldiğini belirterek, "Doping"...
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Spor Hukuku Uzmanı Şeref Ertaş, son dönemde onlarca milli sporcunun dopingli çıkması üzerine, Türkiye'de bu konuda yasalarının yeterli olup olmadığının tartışma konusu haline geldiğini belirterek, "Doping maddelerine erişim yasalarla engellenirse Türkiye doping cenneti olmaktan çıkar" değerlendirmesinde bulundu Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Spor Hukuku Uzmanı Şeref Ertaş, son dönemde onlarca milli sporcunun dopingli çıkması üzerine, Türkiye'de bu konuda yasalarının yeterli olup olmadığının tartışma konusu haline geldiğini belirterek, "Doping maddelerine erişim yasalarla engellenirse Türkiye doping cenneti olmaktan çıkar" değerlendirmesinde bulundu.
Yaşar Üniversitesi Hukukçuları, son dönemde yaşanan doping olaylarını değerlendirdi. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Mustafa Ruhan Erdem, sporcuların cezalandırılması açısından spor hukuku kurallarının yeterli olduğunu vurgulayarak, Türk Ceza Kanunu'nda yapılacak yeni bir düzenlemeyle "yapan kadar yaptırana da" ceza verilmesi gerektiğini belirtti.
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Spor Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Şeref Ertaş ise dopingin şikeden daha tehlikeli olduğuna dikkat çekerek, Sporda Şiddet Yasası'nda yapılacak bir düzenlemeyle sorunun çözülebileceğini kaydetti.
-"DOPİNG YASASI ÇIKARSA, YAPANA DEĞİL YAPTIRANA CEZA VERİLMELİ"-
Türkiye'nin bir doping yasasına ihtiyaç duyup duymadığını değerlendiren Dekan Erdem, ceza hukukunun her zaman son çözüm olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
"Federasyonların dopingle ilgili aldığı kararlarda mı sıkıntı var? Denetim sorunu mu var? Yaptırımların uygulanması konusunda mı problem var? Bunları iyi incelemek gerekiyor. Spor hukukunun dopingle mücadelede yeterli ve caydırıcı olması lazım. Tüm yaptırımları getirdiniz, buna rağmen yetersiz kalınırsa ancak o zaman ceza hukuku devreye girmeli. Spor hukukunun kendi kuralları açısından kendi çözümlerinin daha bitmediği düşüncesindeyim. Dopingi, ceza kanunlarına göre suç sayan ülkelere baktığımızda, "bizzat doping' ve "başkasına doping' diye ikiye ayrılıyor. Bizzat doping yapanı değil de bunu satma, sporcuya sunma noktasındaki insanları cezalandırmaya yönelik yaptırımları var. Dopingi yaptırana ceza vermek, esas olmalı. Türk Ceza Kanununa göre bir doping yasası çıkarsa, yapana değil yaptırana ceza verilmeli."
-"FUTBOLDAN BAHİS ŞİRKETLERİNİ ÇEKİN, DOPİNG YÜZDE 50 AZALIR"-
Erdem, asıl sorunun, amatör ruhunun kaybedilip sporun bir sektör haline gelmesi olduğunu belirterek, "Bu amatör ruhu kaybedince, "hangi yöntemle olursa olsun kazanayım' anlayışı hüküm sürmeye başladı. Bu açıdan da şikeyle örtüşüyor. İkisi de organize halde yapılıyor baktığımızda. Temel sıkıntımız, neyin doping olduğunu kimsenin bilmemesi. Doping sorunu sırf hukukla çözülemez. Kazanca değil, mücadeleye dönük ruhu canlandırmak lazım. Örneğin, futboldan bahis şirketlerini çekin, doping yüzde 50 azalır" dedi.
-"HER ŞEYDEN ÖNCE BİR DOPİNGLE MÜCADELE YASASI OLMALI"-
Doping kullanımına sadece sporcular açısından bakmamak gerektiğini belirten Ertaş ise; dopingin şikeden daha tehlikeli olduğunu vurguladı. Ertaş, Türkiye'nin, sporda uluslararası dereceler almak için şampiyonlarına binlerce altın verdiği bir ödüllendirme sistemi olduğunu hatırlatarak, "Her şeyden önce bir dopingle mücadele yasası olmalı. Aracılar, dopinge teşvik ettiklerinde, doping maddesi temin ettiklerinde Türk Ceza Kanunu'nda bunun yaptırımı olacağını bilerek vazgeçer. Yabancı sporcular bile ülkemizden doping maddelerini rahatlıkla alabildiğini söylüyor. Önemli olan dopinge ulaşımı engellemek. Bu yüzden önemli olan satan ya da temin edenlere yönelik yaptırım getirebilmek" diye konuştu. - Ankara