Haberler

Yargıtay Başkanı Cirit: "Hakimlik Hukuk Yeridir, Hınç Alma Yeri Değildir"

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) mensup kişilere yönelik açılan davaların adaletli ve titiz yürütüldüğünü vurgulayarak, "Adalet, hak ettiğine hak ettiğini vermektir, hak etmiyorsa mağdur etmemektir.

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) mensup kişilere yönelik açılan davaların adaletli ve titiz yürütüldüğünü vurgulayarak, "Adalet, hak ettiğine hak ettiğini vermektir, hak etmiyorsa mağdur etmemektir. Zulüm yaparsak, aynı Ergenekon, Balyoz davalarında olduğu gibi yaparsak, toplumda onarılamaz yaralar açar. Biz geleceğe yürümek istiyoruz, onarılamaz yaralar açmak istemiyoruz. Hakimlik, hukuk yeridir, hınç alma yeri değildir" dedi.

Yargıtay Başkanı Cirit, Yargıtay'ın 150. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla basın yayın kuruluşlarının Ankara'daki temsilcileriyle kahvaltıda bir araya geldi. Kızılay'daki Yargıtay Lokali'nde düzenlenen programda konuşan Cirit, Yargıtay'ın geçmişi, bugünü ve geleceğiyle ilgili bilgilendirme yaptı. Cirit, yarın Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezinde 17 ülkeden gelen 90 konukla birlikte, "150. Yılında Yargıtay" konulu sempozyum yapacaklarını ve ardından İncek Ahlatlıbel'de inşa edilecek yeni hizmet binasının temel atma törenini gerçekleştireceklerini söyledi.

"3 milyon 328 bin 389 kararı kamu denetimine açtık"

Yargıtay'daki dosyalarla ilgili istatistik verilere dayanan bilgiler veren Cirit, şeffaflık gereği Yargıtay kararlarını kamu denetimine açtıklarını ifade ederek, "Yargıtay'da çıkan tüm kararlar şu an kamunun denetimindedir. 2015'de 764 bin, 2016'da 1 milyon 375 bin, 2017'de 1 milyon 115 bin 715, 2018'de de bugüne kadar 73 bin 336 tane olmak üzere toplam 3 milyon 328 bin 389 kararı kişisel verilerden arındırarak kamu denetimine açtık" diye konuştu.

"En geç 2 yıl içerisinde bu dosyaları bitireceğiz"

Cirit, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin yargı üzerindeki etkisine de değindi. 4 bin 500 hakim ve savcının terör örgütü üyeliğinden veya yöneticiliğinden yargılandığını anımsatan Cirit, bu kişilerin yerini doldurması için atanan 18 bin hakim ve savcının yüzde 50'sinin 2 ya da 3 yıllık hakim ve savcı olduğunu söyledi. Cirit, çok çalışarak ve çabalayarak FETÖ'nün yargı üzerinde bıraktığı olumsuzlukları aşacaklarını kaydetti. Cirit, Bölge Adliye Mahkemelerinin kurulmasıyla Yargıtay'ın yükünün azaldığını dile getirerek, "Bu mahkemelerin kurulmasıyla Yargıtay kendini steril bir ortama çekti. Geçtiğimiz yıl bize gelen dava sayısı 1 milyon civarındaydı. Bu yıl 333 bin dava dosyası geldi. Gelecek yıl bu sayı daha da azalacak. Biz en geç 2 yıl içerisinde bu dosyaları bitireceğiz. İki yıl içerisinde Türkiye'de hukuk istikrarı sağlayan bir mahkeme olacağız" şeklinde konuştu.

"Devlet vatandaşıyla davalı olmamalı"

Türkiye'de yargı sisteminin iyi işlememesine neden olan 5 kör nokta olduğunu belirten Cirit, şunları kaydetti:

"Bunlardan birincisi kamu inisiyatif almıyor. İdari mahkemelerinin davalısının tamamı devlettir. Adli mahkemelerdeki taraflardan da 3'te 1'i kamu. Bu davalarda Yargıtay gereksiz meşgul edilmektedir. Bu konuda kamunun inisiyatif alması ve vatandaşla davalı olmaması gerekir. Kamu ise kamu maliyesi açısından inisiyatif almadığını ve zamana yaydığını söylüyor. Bu doğru değildir. Çünkü onun gecikmesi, temerrüt faizleri, avukatlık masrafları ile kamu maliyesine maliyetinin daha çok olduğunu düşünüyoruz. Diğer taraftan devlet vatandaşıyla davalı olmamalı. Vatandaşın hakkını mahkemeye göndermeden devletin vermesi lazım ki devletle halk arasındaki bütünleşme sağlansın. İkincisi iletişim çağında dünyamız artık küçük global bir köy haline geldi. Birçok ülkede davalara alternatif çözüm uyuşmazlık yöntemi denilen bir yöntemle çözmektedirler. Bizim de arabuluculuk çözümleri geliştirmemiz gerekiyor. Üçüncü olarak dünyanın ileri ülkelerinde hukuk eğitimi lisans üssü eğitimdir. Biz de 4 yıllık bir eğitimdir. Türkiye'de 85 üniversitede hukuk fakültesi var. Bunların birçoğu iyi eğitim vermektedir. Ama öğretim görevlisi bulamayan birçok dersleri avukatlarla idame etmektedir. Bizim 85 ceza ve hukuk profesörümüz yok. Okulların bu kadar yaygın olması hukuk istikrarını engellemektedir. Biz o nedenle hukuk fakültelerinin bir yıl daha artırılmasını uygun görüyoruz. Dördüncüsü de biraz önce ifade ettiğim gibi 15 Temmuz badiresinden sonra yargıdaki kadronun çok deneyimsiz olması. Ancak biz bu kadroyu eğiteceğiz ve her işin üstesinden geleceğiz. Bu kara noktaları aştıktan sonra Türkiye'nin adalet konusunda çok daha başarılı olacağına inanıyorum."

Yargı bağımsızlığına dikkat çekti

Yargı bağımsızlığına önem verdiklerine dikkat çeken Cirit, Yargıtay'a 1 milyon davanın geldiğini, şu ana kadar yargı bağımsızlığıyla ilgili herhangi bir telkin, talimat veya talebin gelmediğini ifade etti. Yargı bağımsızlığının olmadığının ifade edildiğini, bu olgu üzerinden eleştirildiklerini dile getiren Cirit, "Ben de Türkiye'deki yargı bağımsızlığı ve en son Anayasa değişikliğiyle gelen yargı tarafsızlığının en iyi şekilde yapıldığını görmekteyim. Bunun aksini iddia edenler bunu ispatlamalıdır. 3 yıldır Yargıtay Başkanlığı görevini yürütüyorum, uzun yıllar da ağır ceza mahkemesi başkanlığı ve Yargıtay üyeliği yaptım. Bu süreler içinde bize herhangi bir telkin, talimat gelmemiştir" ifadelerini kulladı.

"Hakimler, Herkül gibi güçlü olmalıdır"

Cirit, son yıllarda kişi ve birey özgürlüğünü öne çıkaran, kamuyu, devleti geriye atan yasalar çıkarıldığına dikkat çekerek, "Burada herhangi bir talimat bulunmamakta. Hakimler, Herkül gibi güçlü olmalıdır. Güç odaklarına karşı, ekonomik bakımdan güçlü olanlara, yeraltı dünyasına, birçok baskı grubuna karşı bağımsızlığı ifade ediyorum. Hakimler her türlü güçlü olmalı ve hiçbir yerden talimat almamalı" dedi.

"Hakimlik hukuk yeridir, hınç alma yeri değildir"

FETÖ yargılamalarına değinen Cirit, Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin terör suçlarına baktığını belirterek, "Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin delillerin ne anlama geldiğini, hangisinin sonuca götürüp götürmediği konusunda çok kapsamlı, ayrıntılı 160 sayfalık bir kararı var. Bu kararımız Ceza Genel Kurulu ile de onanmak suretiyle kesinleşmiş oldu. Yani FETÖ yargı eliyle de terör örgütü olarak kabul edildi. Adalet, hak edene hak ettiğini vermektir, hak etmiyorsa mağdur etmemektir. Zulüm yaparsak, aynı Ergenekon, Balyoz davalarında olduğu gibi yaparsak bu toplumda onarılamaz yaralar açar. Biz geleceğe yürümek istiyoruz, onarılamaz yaralar açmak istemiyoruz. Adalet er geç yerine gelecektir. Adil yargılama yürütülmektedir. Hakimlik hukuk yeridir, hınç alma yeri değildir" değerlendirmelerinde bulundu.

Kadına şiddet ve çocuğa karşı istismar konusu

Cirit, kadın cinayetleri ve çocuğa karşı istismar suçlarının günümüzde oldukça arttığına dikkat çekti. Bununla ilgili çalışmalar yürütüldüğünü hatırlatan Cirit, "Bizim toplumumuzda maalesef zayıfa karşı bir şiddet eğilimi var. Bu şiddet eğiliminin değişik yönleri var. Sadece sonuçtur bizim önümüze gelen. Her şeyden önce toplumda şiddet eğilimlerini engellememiz lazım. Bizler tek kanatlı melekleriz, ancak birbirimizi kucaklayarak uçabiliriz. Onun için birbirimizi daha çok sevmemiz gerekir. Eğitim yoluyla bu eğilimi ortadan kaldırmamız gerekiyor" diye konuştu.

"Sık sık yapılan kanun değişiklikleri yargıda belirsizlik ortaya çıkarıyor"

Cirit, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bu yapılan çalışmaları benimsemekle birlikte, bizim sık sık yapılan kanun değişiklikleri yargıda belirsizlik ortaya çıkarıyor. 765 sayılı Türk Ceza Kanunu zamanında delik deşik olmuştu. 2005 tarihinden sonra çıkarılan Türk Ceza Kanunu'nda da neredeyse 3'te 1'ini değiştirdik. Ceza kanununda belli ölçekler var. Mesela cinayet, narkotik suçlar, terör suçları daha yukarıdadır. Orada bir oran vardır. Ben orantıda problem olduğunu düşünmüyorum, infaz sürecinde problem olduğunu düşünüyorum. 2005'ten önce verilen cezanın 5'te 2'sini yatıyordu. Yeni dönemde önce 3'te 2, daha sonra 1 bölü 2 oranındaydı. Türk Ceza Kanunu'nda 2005 tarihinden bu yana 20 kez değişiklik yapıldı. Bu değişiklikler de yargıda belirsizlik ortaya koymakta. Sık yapılan değişikliklerin yapılmaması gerekiyor."

Cirit, şu andaki infaz sistemine göre 4 yıla kadar hapis cezalarında girdi-çıktı yapıldığını, bunun da cezanın yaptırımsız kalmasına sebep olduğunu belirterek, "Ama o da cezaevi ihtiyacı gerektiriyor. Şu anda cezaevlerimizde 100 bin kişilik kapasitemiz varken, cezaevlerinde 230 bin mahkum ve tutuklu bulunmakta. Sevindirici olan geçmiş dönemde tutuklu sayısı mahkum sayısından fazlaydı, bu dönemde mahkum sayısı tutuklu sayısından fazla" şeklinde konuştu.

"Görüyoruz ki ABD'de yargı bağımsız değil"

15 Temmuz darbe girişiminin failinin FETÖ olduğunun kesinleştiğine dikkat çeken Cirit, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in iadesi konusuna değindi. ABD ile Türkiye arasında suçluların iadesine ilişkin anlaşmanın bulunduğunu anımsatan Cirit, "ABD'ye tır dolusu belge vermemize rağmen halen bu örgüt elebaşısının iade edilmemiş olması çok farklı boyutların olduğunu gösteriyor. Diyorlar ki 'ABD'de yargı bağımsız.' Görüyoruz ki yargı bağımsız değil" dedi.

"Bu devlet, çadır devleti değil"

Cirit, "Şu an benim bildiğim yurt dışına kaçan 9 bin 800 örgüt üyesi hakkında yakalama kararı var. Belki bu sayı daha fazla. Çok üst akılla hareket eden, tarihte belki eşine ender rastlanan bir örgütle karşı karşıyayız. Oldukça zor bir durum. Bunun üstesinden geliyoruz, geleceğiz. Bu devlet, çadır devleti değil. Gelenekleri olan büyük bir devlet. Yargı olarak da biz elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. - ANKARA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel
title
Close