Vatandaş İktidara Bu Sözlerle Seslendi: "Allah Aşkına; Ben İnsanım Ya! Bu Devletin Vatandaşıyım Ben. Açım, Aç!"

Haber: Beril KALELİ - Kamera: Hakan KAYA

(İSTANBUL) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malatya'da maaşlara yüksek zam yapılmamasıyla enflasyonun kontrol altında tutulduğunu ve vatandaşın daha büyük zarar görmekten korunduğunu savundu. Erdoğan'ın ifadelerini ANKA'ya değerlendiren emekli vatandaş "Allah aşkına; ben insanım ya! Bu devletin vatandaşıyım ben. Açım, aç!" diye tepki gösterdi. Diğer bir vatandaş durumunu "Emeklileri, açsınlar bir çukur, gömsünler" derken bir diğeriyse "Şimdi onlar bizim aklımızla dalga geçiyor ama sandık geldiği gün biz de bunun hesabını göreceğiz elbet... Başka ülkelerin emeklileri Sultanahmet'te tur düzenlemişler, dolaşıyorlar. Bizim emekli kahveye gitmeye korkuyor 10 lira çay parası vereceğim diye... Bu ülkede hep ayağına basılan 'anam' dedi. Sloganımız var 'Susma, sustukça sıra sana gelecek'. O susanlara da sıra gelecek" diye konuştu.

2025 yılı için asgari ücret yüzde 30'luk zamla 22 bin 104 lira oldu ve Ocak ayında emekli maaşlarına yapılacak zam yüzde 15,75 olarak belirlendi. Vatandaşlar yapılan zam oranlarının yeterli olmadığını ve geçinemediklerini ifade ederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada, maaşlara yüksek zam yapılmasının enflasyonun artmasına neden olacağını ve bu durumdan vatandaşın zarar göreceğini söyledi.

Bayrampaşa Altıntepsi Kapalı Halk Pazarı'ndaki vatandaşlar Erdoğan'ın ifadelerini ANKA'ya değerlendirdi.

"Hiçbir şey yok emeklilere. Emeklileri, açsınlar bir çukur, gömsünler"

Yapılan zam oranlarıyla enflasyon karşısında vatandaşın korunmuş olup olmadığını sorduğumuz bir vatandaş, "Nasıl bizi korumuşlar. Onlar kendilerini koruyor, bizi değil" derken bir diğer vatandaş ise, "Pazara çıkmaya korkuyorum. Çok yanlış yapıyorlar; emeklilere hele, alay eder gibi. Verdikleri zam, geçen dönemki vermediklerini bile karşılamıyor" şeklinde konuştu. Aynı vatandaş iktidarın ekonomi programını eleştirirken, "Hepimiziz, hükümet bu işi böyle yapıyor. Hükümetle devleti ayırmak lazım. Hükümete sonuna kadar karşıyım ama, devlet bizim devletimiz. Devlete sahip çıkacağız" dedi. Bir diğer vatandaş ise düşüncelerini, "Hiçbir şey yok emeklilere. Emeklileri, açsınlar bir çukur, gömsünler" ifadeleriyle anlattı.

Tek gelirinin emekli maaşı olduğunu ve bu maaşla geçimini sağlamanın yanında kanserli hastasına da bakmak zorunda oladuğu aktaran bir vatandaş, "Ne yapayım yani? Oturup ağlamaktan başka yapacağım bir çare yok. Allah aşkına; ben insanım ya! Bu devletin vatandaşıyım ben. Açım, aç!" şeklinde konuştu. Bir diğer emekli vatandaş ise, aldığı maaşla geçimini karşılayamadığını, çocuklarından destek aldığını ve borçlanarak geçinmeye çalıştığını belirterek, "Bu şekilde yaşanmaz. Birileri çok güzel yaşıyor. Ama, orta direk denilen hiçbir şey kalmadı. Pazara insinler bir görsünler durumu. Bakın ben dolaşıyorum, hiçbir şey alamıyorum. Küçücük, basit bir şey alacaksınız, altından kalkamayacağınız bir rakamla karşılaşıyorsunuz" dedi.

Vatandaşların ifadeleri şu şekilde:

"Onlar kendikerini koruyor, bizi değil"

Bir vatandaş: "Bak araba dolmadı, 600 lira bozdum. Yeşillik aldım, daha yemeklik hiçbir şey yok. Nasıl bizi korumuşlar. Onlar kendilerini koruyor, bizi değil. Bak 100 lira bakla. Yarım alıyoruz, 1 kilo alamıyoruz. Eskiden bunu salata yerine yerdik, şimdi yemek yerine yiyoruz."

"Açım, aç!"

Abdullah Sarıkaya: "Enflasyonla alakalı veya değil, ama şu anda çok düşük. İstanbul'da en düşük kira 25 bin lirayken emekliye verilen maaş... Karnımı neyle doyuracağım ben, başka bir gelirim yok. Kaldı ki bir de evde kanserli hastam var, ona da bakıyorum. Ne yapayım yani? Oturup ağlamaktan başka yapacağım bir çare yok. Devletin buna bir çare bulması lazım. Allah aşkına; ben insanım ya! Bu devletin vatandaşıyım ben. Açım, aç!"

"Bu şekilde yaşanmaz; hiçbir şey alamıyorum"

Süleyman Ocakoğlu: "Bu emeklilik maaşıyla zaten 10 gün geçinemiyorsunuz evin kira olursa. Ki evim kira. Şu anda 20 bin TL veriyorum, aldığım maaş 13 bin 800. Şimdi de herhalde 15 bin küsür olacak. Mümkün değil, bu şekilde yaşanmaz. Karşılayamıyorsunuz; destek alıyorsunuz çocuklarınızdan, çevrenizden. Borçla, harçla çevirmeye çalışıyorsunuz kredi kartıyla. Bu şekilde geçiniyorsunuz. Birileri çok güzel yaşıyor. Ama, orta direk denilen hiçbir şey kalmadı. Pazara insinler bir görsünler durumu. Bakın ben geliyorum şimdi, dolaşıyorum, hiçbir şey alamıyorum. Küçücük, basit bir şey alacaksınız, altından kalkamayacağınız bir rakamla karşılaşıyorsunuz"

"Emeklileri, açsınlar bir çukur, gömsünler"

Bir vatandaş: "Hiçbir şey yok emeklilere. Emeklileri, açsınlar bir çukur, gömsünler böyle"

"Çok yanlış yapıyorlar emeklilere, alay eder gibi... "

Necati Bereket: "Şimdi onlar bizim aklımızla dalga geçiyor ama, sandık geldiği gün biz de bunun hesabını göreceğiz elbet. Bak şu aldığım lahana 50 lira. Başka bir şey alamıyorum. Pazara çıkmaya korkuyorum. Tezgahlarda mal var, alacak para yok. Para var, paranın alım gücü yok. Çok yanlış yapıyorlar; emeklilere hele, alay eder gibi. Verdikleri zam, geçen dönemki vermediklerini bile karşılamıyor. Bunları söylediğimiz zaman, emekliler diyorlar devletin sırtında bir kambur. Tam tersi devlet bizim sırtımızda kambur. En düşük emekli olan, en az 15 sene çalışmış, primini ödemiş, sigortasını ödemiş, vergisini ödemiş. Oturduğumuz yerde, evden, 8 kalem vergi ödüyoruz. Bu 8 kalem vergiyi biz veriyoruz, emekli diyorlar ne yapıyor, emekliye diyorlar ne olacak. Biz oturduğumuz yerden bu kadar vergi verirken, kurumların vergisi niye böyle affediliyor. Aslında para yok değil. Para var ama, parayı kullanma tercihi...

"Hükümetle devleti ayırmak lazım; devlet bizim devletimiz"

Devlet hepimiziz, hükümet bu işi böyle yapıyor. Hükümetle devleti ayırmak lazım. Hükümete sonuna kadar karşıyım ama, devlet bizim devletimiz. Devlete sahip çıkacağız.

"Bu ülkede hep ayağına basılan 'anam' dedi"

Bu ülkede hep ayağına basılan 'anam' dedi. Sloganımız var 'Susma, sustukça sıra sana gelecek'. O susanlara da sıra gelecek. Şimdi esnaf diyor ki 'Satış yapamıyoruz'. Sen müşteriyi kollamadın ki; ben hak ararken yanımda oldun mu sen? Olmadın. Şimdi birbirinize satın malı. Alamıyoruz; aldığımız bu kadar, iki yaprak, onunla 3 gün- 4 gün, bir hafta idare edeceğiz. Yaşamak bu değil. Başka ülkelerin emeklilerine bakıyorum, Sultanahmet'te tur düzenlemişler, dolaşıyorlar. Bizim emekli kahveye gitmeye korkuyor 10 lira çay parası vereceğim diye."