Haberler

Urfa Öze Dönüş Cizre'de

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Urfa Öze Dönüş Hareketi Gözlem Heyeti, Cizre'de yaşananları yerinde gözlemledi.

Bir hafta süren Cizre'deki sokağa çıkma yasağı ve çatışmalardan sonra gözlemci olarak ilçeye giden Şanlıurfa Öze Dönüş Hareketi, "Hiçbir insani erdem ve ahlak gözetmeyen bu uygulama mahkûm edilmediği takdirde, daha büyük katliamların yaşanabileceğine dair endişelerimizi ifade etmek sorumluluğunu taşıyoruz" dedi.

Sekiz gün süren sokağa çıkma yasağının kaldırılmasıyla Cizre'de yaşanan vahim tablo yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.

Hakların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleriyle birlikte birçok insan hakları derneği de gözlemci olarak ilçeye gitti. Cizre'de yaşanan dramı Şanlıurfa Öze Dönüş Hareketi adına inceleyen Mehmet Pala, M. Naim Çapraz, M. Mahmut Kurt, İsmail Tok ve Muhammed Yıldırım gözlemlerini kamuoyuyla paylaştı.

Görgü tanıklarının anlattıkları, kayıt altına aldıkları fotoğraf ve görüntülerle son bir hafta içinde ilçede neler yaşandığını aktaran Öze Dönüş Hareketi Heyeti, uygulamanın hukuksuz olduğu, uygulamada hiçbir insani ve erdem gözetilmediği kanaatine vardıklarını belirtti.

İŞTE ÖZE DÖNÜŞ HAREKETİ'NİN CİZRE GÖZLEMLERİ:

04.09.2015 tarihinde saat 16.00'da Şırnak ili Cizre ilçesinde Şırnak Valiliğince başlatılan ve 12.09.2015 tarihinde saat 07.00'de Şırnak Valiliğince sona erdirilen sokağa çıkma yasağına dair Öze Dönüş Hareketi İnsan Hak ve Ödevleri Komisyonu tarafından yapılan gözlemlerin kamuoyuna ilanıdır. Şanlıurfa, Van, Mardin, Diyarbakır illerinden oluşan Öze Dönüş Hareketi Gözlem Heyeti 12.09.2015 günü sokağa çıkma yasağının kalkmasıyla Cizre'ye girebilmiştir.

Kamu yönetiminden muhatap bulamayan heyetimiz kaymakama ulaşamamış, devlet erkânıyla görüşememiştir. Heyet; HDP Cizre Eşbaşkanı Ali Akdeniz, HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü, HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, HDP Van Milletvekili Adem Özcaner ve sokağa çıkma yasağına maruz kalmış halktan insanlarla görüşebilmiştir. Yaşananlardan geriye kalan harabe sokakları, evleri fotoğraflayarak kayıt altına almıştır.

Halktan görüşlerini aldığımız insanların listesi; Halil Arslan, Sara Aslan, Ali Aslan, Mehdi Aslan, Emine Dalmış, Delal Dalmış, Reşit Baran, Hanım Boşluk, Abdurrahman Danış, Sadık Çağdavun, Faysal Aydoğan, Mehmet Said Molo, Fahrettin Şerifoğlu ve ismini alamadığımız Cizreliler gözlemlerimizde bizleri bilgilendirmişlerdir.

DÖRT HASTA İLE 22 KİŞİ AYNI EVDE SIĞINMIŞ

Sokağa çıkma yasağının başlamasıyla beraber birçok aile aynı evde kalmak zorunda kalmışlar. Aslan ailesinin bulunduğu evde 22 kişi sığınmıştır. 22 kişinin içinde bakıma muhtaç raporlu dört hasta (şeker ve göz hastası, yüzde 70 özürlü, yüzde 97 raporlu böbrek hastası) bulunmaktadır. Eve mahpus olan ev halkından pencereden kafasını çıkaranlar keskin nişancıların hedefine maruz kalmışlar. Mehdi Aslan öldürülen sivillerden Seyyid Eşref'in cenazesinin üç gün boyunca defnedilememesi nedeniyle kokmaya başladığını aktardı. Sokağa çıkma yasağı süresi zarfında internet, telefon, elektrik, su ihtiyaçlarının karşılanamadığını aktaran Mehdi Aslan hasta ve yaralıların hastaneye götürülemediğini belirtti. Fotoğraflayarak kayıt altına aldığımız sokakta ve evde tank mermisi, Makine Kimya Endüstrisi'ne (MKE) ait uçaksavar mermilerinin bulunduğu görülmüştür. Sokaklarda halkın kazmış olduğu hendekler, kurulan barikatlar, keskin nişancılardan korunmak için çarşaf ve battaniyelerle yapılan perdelemeler sokağa çıkma yasağının mahiyeti hakkında kanaatimizi şekillendirmektedir. Elektrik trafoları ve direklerinin tahrip edildiği, su depolarının hedef alındığı, sokakların tamamının keskin nişancılarca gözlemlendiği, zırhlı araçlarla sürekli tahrik edildiği görüştüğümüz sivil insanlarca ifade edilmiştir.

Sokağa çıkma yasağı uzadıkça insanların yanı sıra hayvanlar da nasibini almış. Sadece sokağa değil dama da çıkamayan Cizreliler güvercinlerini yemleyememiş, sulayamamış ve güvercinler katlolmuşlardır. Sokak ortasındaki çürümeye yüz tutmuş inek ölüsü, kedi ve köpekler…

Zırhlı araçların tahrip ettiği evler, top atışlarıyla yıkılan duvarlar, demir kapıların delik deşik olduğu, paletli tanklarla mahallelerin sokaklarına girildiği bununla beraber tahribatın arttığı gözlemlenmiştir. Birçok evin yakılmış olduğu görülmüştür. Dükkânlardaki gıda maddelerinin bozulmuş olduğu, tavuk ve diğer etlerin kokusunun etrafa keskin bir şekilde yayıldığına da tanıklık ettik.

21 SİVİL ÖLÜM

Halkın yeni bir ablukaya karşı gıda yığınağı yaptığı da gözlemlerimiz arasında yerini almıştır.

Halkın yaşananları aktarırkenki tedirginliğinin sebebini sorduğumuzda bu konuşmaların ve fotoğraflamanın bir fişleme olabileceğine dair kaygıları olduğunu vurguladılar.

HDP Cizre İlçe Eşbaşkanı Ali Karadeniz'in detaylı bir şekilde aktardığı bilgiler içerisinde; 21 sivilin katledildiği, sekiz gün boyunca sokağa çıkamamanın yaşattığı dramları, her gece bombalama ve zırhlı araçlarla evlerin tarandığı, elektrik ve suyun kesik olduğu, keskin nişancıların atışlarını, hastaneye gidemeyen yaralıların kan kaybından hayatını kaybettiğini, zırhlı araçlardan anons yapılarak 'siz hepiniz Ermeni dölüsünüz, Ermeni piçisiniz, hepinizin kökünü kazıyacağız' şeklinde hakaret ettiği, asker ve polislerin işgal kuvvetleri gibi muamele ettiği, camileri işgal ettiklerini, camilerden ezanın okunmadığı gibi bilgilerle sokağa çıkma yasağını aktardı.

ÖZ SAVUNMA GÜÇLERİ

Bu sokaklardaki çatışma izlerinden dolayı çatışmaya dair sorularımızı HDP Cizre ilçe Eşbaşkanı ve Şırnak HDP Milletvekili Ferhat Encü'ye sorduk. PKK gerillalarının ve YDG-H gençliğin bu çatışmalardaki varlıklarını ve rollerini sorduk. Cizre HDP İlçe Eşbaşkanı Ali Karadeniz ve Şırnak HDP Milletvekili Ferhat Encü özyönetim bünyesinde oluşan halkın öz savunma güçlerinin olduğunu bu direnişi sağladığını ifade ettiler. YDG-H ve PKK gerillalarının değil özsavunma güçleri tarafından geliştirilen savunma olduğunu aktardılar.

Sayın Encü'nün hastaneye dair vermiş olduğu bilgiler ise baskı ve kuşatmanın boyutlarını göstermektedir: "Sokağa çıkma yasağının başladığı ilk gün yaralılar için hastaneye gittiğimde hastane içerisinde 50'den fazla özel harekâtçının olduğu hastane çevresinde ise 200 civarında özel harekât polisinin bulunduğunu gördüm. Sağlık personelinin tehdit edilmesi ve seçilmiş olan birisi olarak bana namluların uzatıldığını görenler hastaneye gelemediler. Hemşir bir sağlık görevlisinin keskin nişanlılarca katledilmesi hastane personelinin kaçmasına neden oldu. Hastane özel harekât polislerince işgal edildi." Yine Ferhat Encü, keskin nişancılarca katledilen sivillerin taşınması için girişimlerinin özel hareketçilerin saldırısıyla sonuçsuz kaldığını ve kaymakamla görüşme taleplerinin karşılıksız kaldığını ifade etti. Ayrıca seçilmiş milletvekillerinin atanmışlar tarafından saldırıya maruz kaldığını aktaran Sayın Encü halkın kendi özyönetimini sağlamada ısrarlı olduğunu aktardı.

YAPTIĞIMIZ GÖZLEMLER NETİCESİNDE VARDIĞIMIZ SONUÇLAR

Sokağa çıkma yasağının uygulanması sonucunda insanların yaşam hakkının, seyahat özgürlüğünün, haber alma özgürlüğünün, düşünceyi ifade özgürlüğünün, inançlarını yaşama özgürlüğünün ihlal edildiğini, kayıt altına aldığımız ifade ve görüntülerle tanıklık ettik.

Uluslararası tarafsız gözlemcilerle, insan hakları örgütlerinin objektif raporlamasıyla yaşanan insanlık dramının sorumlularını tespit etmesi sonradan yaşanabilecek katliamları engelleyebilir. Hukuksuz, hiçbir insani erdem ve ahlak gözetmeyen bu uygulama mahkûm edilmediği takdirde daha büyük katliamların yaşanabileceğine dair endişelerimizi ifade etmek sorumluluğunu taşıyoruz. Kamu yönetimi ve mülki amirlere ulaşabilme imkânlarının yok edildiği Cizre'de, güvenlik görevlilerine ait kaç kayıp verildiğini sağlıklı objektif bir şekilde belirleyemedik."
(Kaynak: Gazeteipekyol)

Kaynak: Temsilci / Güncel
title
Close