Uluslararası Üniversiteler Konseyi Kurucu Başkanı Azizoğlu: "Dünya Filistin'in İslam Coğrafyasının...
Uluslararası Üniversiteler Konseyi (IUC) Kurucu Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu, “Dünya Filistin’in İslam coğrafyasının kalbi olduğunu algılamalıdır” dedi.
Uluslararası Üniversiteler Konseyi (IUC) Kurucu Başkanı Orhan Hikmet Azizoğlu, "Dünya Filistin'in İslam coğrafyasının kalbi olduğunu algılamalıdır" dedi.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Azizoğlu, Mescid-i Aksa'da yapılan sistematik zulüm projesiyle, 15 Temmuz'da İslam dünyasının vizyon ve misyon olarak liderliğini küresel alanda üstlenen ve tüm mazlum halkların koruyucu savunucusu olan Türkiye de yapılandırılan emperyal projenin aynı olduğunu ifade etti.
Filistin topraklarının İslam'ın mübarek kutsal topraklarından olduğunu kaydeden Azizoğlu, "İslam dünyasında Müslümanların tarihinde Allah'ın Resülünü el Mescid-il Haramdan el Mescid-il Aksa'ya gece yürüterek Beytul haramına bir bağ ile bağladığı andan itibaren Müslümanların kutsal mübarek toprağı olmuştur. Tarihin hangi evresinde Filistin toprakları işgal, Filistin halkı zulüm görse tüm İslam dünyası teyakkuza geçer, tek vücut olur. Kalpler bir atar, öfke dolu nefesler aynı anda solur. Filistin'de inançları için zalimlerin baskısı altında yaşam mücadelesi veren aziz Filistin halkı üzerinize yağan sözde İsrail özde tüm batı toplumlarının mermi ve küresel zulmü ile gelen baskıları sizin şeref madalyalarınız belki de şahadet onurunuzdur. Bu zulme sessiz kalan veya teşvik edip onaylayan batılıların ise onursuzluk madalyasıdır. Bütün dünya şunu bilmeli ve görmelidir ki Ortadoğu ve benzeri benzetmelerle coğrafi ayrışmaları da artık dilimize almayalım. Bu bölgelerde var olan ülkelerin tanımlaması İslam coğrafyasıdır tanımlamasıdır" dedi.
Azizoğlu şunları söyledi:
"Devletler eski devletler değil, halklar eski halklar değil, liderler eski liderler değil ve en önemlisi yüz yıl önce kurduğunuz İslam coğrafyasındaki tüm sistemler eski sistemler olmayacaktır. Yani onların sistematik şekilde kurgulayıp projelendirdiği hayata geçirdiği taşeron rejim ve sistemlerin İslam coğrafyasında bazıları yıkılıyor. Bazıları değişiyor. Kalanlarda değişmeye ve bu coğrafyada yaşayan her bireyin en doğal hakkı olan kendi öz değerleri, kavramları, kültür ve inançlarıyla yaşamalıdır. Böylece örtüşen evrensel değer hak ve özgürlüklere dayalı bireysel toplumsal ve ulusal hak ve kazanımlarını tüm dünyanın kabul ve saygı göreceği halk iradesine dayalı rejim ve sistem ve rejimlere dönüşecektir". - ANKARA