Uludağ Ekonomi Zirvesi İkinci Gün (6)
YENİ NESİL İNOVASYONUludağ Ekonomi Zirvesi'nde, Zorlu Holding CEO'su Ömer Yüngül moderatörlüğünde yapılan 'Yeni Nesil İnovasyon' konulu oturuma Clayton Christensen Yıkıcı İnovasyon Enstitüsü Küresel Refah Uygulaması Araştırmacısı Efosa Ojomo, PTT A.Ş.
YENİ NESİL İNOVASYON
Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde, Zorlu Holding CEO'su Ömer Yüngül moderatörlüğünde yapılan 'Yeni Nesil İnovasyon' konulu oturuma Clayton Christensen Yıkıcı İnovasyon Enstitüsü Küresel Refah Uygulaması Araştırmacısı Efosa Ojomo, PTT A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kenan Bozgeyik, B-LAB Küresel Elçisi ve Social Innovation Exchange CEO'su Marcello Palazzi, Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, P&G Türkiye ve Kafkasya Genel Müdürü Tankut Turnaoğlu katıldı.
BOZGEYİK: ÜRÜNLER IŞIN TEKNOLOJİSİ İLE TÜKETİCİYE GİTMEDİĞİ SÜRECE LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜYECEK PTT'nin milli bir marka olduğunu ve yaptığı çalışmaları anlatan PTT A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kenan Bozgeyik, "PTT, posta, kargo ve bankacılık alanında, elektronik ticaret konusunda çok önemli faaliyetler yürütüyor. Tabii ki teknoloji hızla gelişiyor ve bu gelişen teknoloji içerisinde üretilen ürünler artık üreticiden doğrudan tüketiciye gidiyor. Burada bize önemli bir fonksiyon düşüyor. Üretilen ürünler ışın teknolojisi ile tüketiciye gitmediği sürece lojistik sektörü büyüyecek. Biz de PTT olarak hem Türkiye'nin dünyadaki payını büyütmek, hem de Türkiye'de insanımıza hak ettiği en hizmeti sunmak için hızlı bir şekilde altyapıyı çalışması yapıyoruz. Önümüzdeki dönemde PTT'yi bir şirketler topluluğu olarak göreceğiz" dedi. PTT'nin adeta her mahalle başında hizmet vereceğini dile getiren Bozgeyik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de 4500 noktadan 81 milyon insanımıza 40 bin çalışanımızla hizmet götürüyoruz. Önümüzdeki 5 yıl içinde 4 bin 500 olan şube sayısını 15 bine çıkartacağız. Burada şunu planlıyoruz; her Türk vatandaşı evinden ya da işyerinden çıktığında 20 dakika içinde hangi yöne yürürse yürüsün mutlaka bir PTT işyerine ulaşacak."
TANKUT TURNAOĞLU: İNOVASYONU HER ZAMAN BİR CAN DAMARI OLARAK GÖRÜYORUZ Sözlerine Amerika'da kadınlar üzerinde yaptıkları bir araştırmanın sonuçlarıyla başlayan P&G Türkiye ve Kafkasya Genel Müdürü Tankut Turnaoğlu, "Amerika'da bir araştırma yaptık ve kadınların üçte ikisi tıraş olan erkekleri tercih ediyor. Buda demek oluyor ki ürettiğimiz jiletlere kattığımız inovasyon sonuçlarını vermiş" dedi.
İnovasyonda hiçbir zaman durmamak gerektiğini belirten Tankut Turnaoğl, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizler inovasyonu her zaman bir can damarı olarak görüyoruz. Önemli olan var olan bir ürünü inovasyonla yeniden oluşturmak. Mesela Prima olarak bebekler için külot bez çıkardık. Özellikle hareketli bebekler için daha kolay giydirme imkanı sağlıyor. Türk bebekleri daha hareketli. Özellikle anneler bebekleri yakalayıp bezlerini değiştirmek için ciddi bir mücadele içerisinde olabiliyorlar. Bizde var olan bir bebek bezine inovasyon katarak 360 derecede sızdırmayan bir bebek külotu yaptık. Bizim için önemli olan tüketicide değer yaratan bir inovasyon oluşturmaktı." Şirket olarak başka bir üründe yaptığı inovasyon çalışmasını anlatan Turnaoğlu, "Kadınlar önceden saç kreminin saçlarını sönük ve basık gösterdiği gerekçesiyle çok tercih etmezdi. Ama biz bu hafta yeni bir ürün çıkardık. Akıllı köpük saç kremi çıkardık. Bu ürün sadece saç kremini saçın gerekli yerlerine temas ettiriyor. Saçı basık bir hale getirmiyor. Yani kadınlar bundan sonra saç kremini rahatlıkla kullanabilecek" dedi.
MUHARREM YILMAZ: ŞİRKET OLARAK İNOVASYONU OTA KADAR İNDİRDİK
"Bir patron oturan bir aslan değil gezen bir tilki olmalı" diyerek sözlerine başlayan Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz da şunları söyledi:
"Patron dediğin tilki gibi ortamı koklamalı. Oturmayıp sürekli bir araştırma içinde olmalı. Bizde şirket olarak inovasyonu ota kadar indirdik. Mesela biz çiftlikten tarladan sofraya kadar olan süreci entegre etme yönünde inovasyonu yoğunlaştırdık. Çiftliğimizden çıkan gübreden elektrik ürettikten sonra, tekrar bu gübreyi minarelerle birleştirip toprağa geri vermek, burada yetişen mısırları en az suyla yetiştirmek ve bu mısırları yiyen ineklerimizin süt verimini ölçmek için çalışma içindeyiz." İnovasyonun bir ekip çalışması olduğunu dile getiren Yılmaz, "İinovasyonu sadece kendi kendimize yapamayacağımızı düşünüyorum. Bunu Ar-Ge mühendisleriyle, farklı girişimcilerle yapmalıyız" dedi. Yılmaz, şunları söyledi:
"Yoksa, 'Biz aklımızı koyduk, icat ettik ürettik' demek tek başına yeterli değil. Geçmiş zamanlarda bunları beceriyorduk ve bugüne kadar fark yaratmanızı bunlar sağladı. Ama artık bunlar tek başına yetmiyor. İnovasyon için hep birlikte düşünmemiz gerekiyor. Paydaşlarımızla sıkı bir iş birliğine girmemiz gerekiyor. Mesela inovasyon platformları oluşturmamız lazım. Eskiden kullanışlı, verimli, daha az su ve elektrik tüketen bir çamaşır makinesi nasıl üretiriz onu konuşuyorduk. Ama şimdi çamaşır daha iyi nasıl temizlenir bunu konuşuyoruz. İşte farklı fikirlerin dile getirilmesi için insanlara fırsat vermeliyiz. İnsanlara söz söyleme cesaretini vermeliyiz." MARCELLO PALAZZİ: GİRİŞİMCİLİK OLMAZSA HALA MAĞARALARDA YAŞARDIK Dünyada girişimciliğin önemli olduğunu ifade eden B-LAB Küresel Elçisi ve Social Innovation Exchange CEO'su Marcello Palazzi, "Eğer girişimcilik olmasa şu anda mağaralarda hala yaşamaya devam ederdik. Tabi girişimcilik konusunda yaratıcılığınızı önemli alanlara yönlendirmeniz gerekir. Mesela patronlar artık kapalı odada çalışmak yerine işçilerinin de bir arada olduğu odalarda çalımayı tercih etmeye başladı. İnovasyon için bütün imkanlar kullanılmalı. Devletler inovasyonun farkına yeni yeni varıyor. Şirketler, sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumları bir araya gelerek inovasyona öncelik vermeli. Hepimizin bir birimize ihtiyacı var" dedi. EFOSA OJOMO: YIKICI İNOVASYONUN HALA GİREMEDİĞİ BİR SÜRÜ ALAN VAR Yıkıcı inovasyonun endüstrilerin alt katmanlarından başladığını söyleyen Clayton Christensen Yıkıcı İnovasyon Enstitüsü Küresel Refah Uygulaması Araştırmacısı Efosa Ojomo, şunları söyledi:
"Alt katmanlardan başlayan yıkıcı inovasyonu büyük hizmet verenler sahiplenir ve piyasaya hizmet vermeye başlar. Yıkıcı inovasyon sayesinde muazzam bir toplumsal dönüşüm başladı. Mesela herkeste cep telefonu vardır. 60 yıl öncesine baktığımızda bilgisayarları sadece devlet kurumları ve büyük üniversiteler alabilirdi. Ama şimdi herkesin evinde var. İşte yıkıcı inovasyonun bilgisayardaki etkisidir bu. Ancak yıkıcı inovasyonun hala giremediği bir sürü alan var. Örneğin perakendecilik, sağlık, eğitim gibi sektörlere yıkıcı inovasyon girmedi. ve kim bu alanda inovasyonu gerçekleştirirse pastadan payını büyük ölçüde alacak."