Türkiye En Büyük Stratejik Ortağımız"
Somali Dışişleri Bakanı Ahmed İsa Avad, Türkiye'nin ülkesinin en büyük stratejik ortağı olduğunu ifade etti.
NUR GELLE GEDİ - Somali Dışişleri Bakanı Ahmed İsa Avad, Türkiye'nin ülkesinin en büyük stratejik ortağı olduğunu ifade etti.
Dışişleri Bakanı Avad, Somali-Türkiye ilişkileri, terörle mücadele, güvenlik durumu ve bölge ülkeleriyle ilişkilerine dair AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin ülkesine verdiği destekten övgüyle söz eden Somalili Bakan, iki ülke arasındaki güçlü ilişkilere dikkati çekerek, "Türkiye Somali'nin en büyük stratejik ortağı." ifadesini kullandı.
Avad, Somali-Türkiye ilişkilerinin birçok alanda iş birliği aşamasına ulaştığını ifade ederek, "Türkiye'nin, Somali'nin desteklenmesindeki kalıcı rolü ilişkilerin çeşitli alanlarda verimli bir iş birliği aşamasında ilerlemesine katkı sağladı." dedi.
Somalili Bakan Avad, Türkiye'nin desteğinin sadece ülke içinde sınırlı kalmadığını, Türkiye'nin uluslararası platformlarda da her zaman Somali halkının yanında ve destekçi olduğunu ifade etti.
Avad, Türkiye'nin Somali halkını olumsuz etkileyecek kararların da karşısında olduğunu belirterek, bu faktörlerin de stratejik ortak olmak için yeterli bir sebep olduğunu dile getirdi.
"Siyasi baskılara boyun eğilmeyecek"
Somali'nin daha önce aralarında Batı ülkelerinin de olduğu bazı ülkeler tarafından bağımsız bir devlet olarak tanınmaması sebebiyle siyasi kararlar alma noktasında birtakım zorluklar yaşadığını anlatan Avad, artık birçok Avrupa ülkesi ve Amerika'da diplomatik temsillerinin bulunduğunu söyledi.
Ülkesinin özellikle Orta Doğu'daki gelişmeler karşısındaki tutumu konusunda "Nereden gelirse gelsin hiçbir siyasi baskıya boyun eğmeyeceğiz." diyen Avad, özellikle ülkesini etkileyen bölgedeki hızlı siyasi değişimler neticesinde kurulan ittifakların karşılıklı çıkarlara dayandığına işaret etti.
Avad, bu durumun ülkenin egemenliğini ve bölgedeki kilit rolünü geri kazanmaya çalışan mevcut Somali hükümetinin politikası olduğuna dikkati çekti.
"Körfez krizinde tarafsız kalmayı tercih ettik"
Katarla bazı Arap ülkeleri arasındaki Körfez kriziyle ilgili de konuşan Avad, ülkesinin, "kardeş ülkeler" arasındaki ayrılıklara taraf olmak istemediğini ve bu ülkelerle yakın ilişkilere sahip olduğu için tarafsız kalmayı tercih ettiğini aktardı.
Körfez krizi konusundaki tarafsız tutumundan dolayı ülkesinin siyasi baskıyla karşı karşıya kaldığını belirten Avad, baskıların Somali'yi ilkesel tutumundan vazgeçiremeyeceğini aynı zamanda bu ülkelerle olan ilişkisini etkilemeyeceğini söyledi.
Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), 5 Haziran 2017'de aldıkları ortak kararla Katar'la diplomatik ilişkilerini kestiklerini duyurmuştu. Gelişen süreçte bu ülkeler Katar'a karşı ekonomik ve siyasi abluka uygulamaya başlamıştı. Kuveyt de bu krizde ara buluculuk rolü üstlenmişti.
Somali'nin Suudi Arabistan'ın, Kızıldeniz ve Aden Körfezi kıyısındaki devletlerden oluşan bir birlik kurulması konusundaki girişimine de değinen Avad, "Somali'nin bölgedeki yeni ittifaklara katılması kendi çıkarlarını koruyacaktır." diye konuştu.
Avad, Somali'nin söz konusu koalisyona katılmasının öneminin coğrafi ve stratejik konumu bağlamında olduğunu ve birliğin hedefinin; dış güçlerden gelebilecek herhangi olumsuz bir müdahaleye karşı bölgenin uyumuna katkıda bulunan bir politik ve güvenlik vizyonu oluşturmak olduğunu ifade etti.
Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Cibuti, Somali, Sudan ve Yemen'den oluşan Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ne kıyısı olan ülkeler arasında, 12 Aralık'ta bölgesel bir birlik kurulduğu ilan edilmişti.
"BAE ile ilişkiler istenilen düzeyde değil"
Ülkesiyle Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki ilişkilerin istenilen düzeyde olmadığını ancak bir iyileşme olduğunu aktaran Avad, iki ülke arasındaki ilişkilerin, daha önceki gibi iş birliği çerçevesinde güçlü bir şekilde yeniden kurulacağına inandığını dile getirdi.
BAE- Somali ilişkileri, Nisan 2018'de BAE'den Somali'ye giden bir uçakta 9,6 milyon doların ele geçirilmesiyle gerildi. Somali güvenlik yetkilileri, başkent Mogadişu'daki Aden Adde Uluslararası Havalimanı'nda, Dubai'den geldiği kaydedilen 9 milyon dolar nakit taşıyan 47 kişilik BAE'ye ait sivil bir uçağı durdurmuş, paraya el koymuştu.
Somalili yetkililer BAE'nin bu parayı ülkede isyan başlatmak için kullanacağını iddia ederken, paranın "nereye, kime veya kimlere" gönderilmek istendiği henüz açıklanmadı.
- "Kaşıkçı cinayeti kabul edilemez"
Somalili Bakan, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine de değindi. Avad bu cinayetin kabul edilemez olduğunu ancak Suudi Arabistan'ın iç işlerine saygı duyulması gerektiğini kaydetti.
Avad, "Somali de bütün ülkeler gibi konuyla ilgili üzüntüsünü dile getirdi. Ancak bazı ülkelerin açıklamaları Suudi Arabistan'ın istikrarını ve egemenliğini tehdit ediyor." dedi.
Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim 2018'de evlilik işlemleri için girdiği, ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğu'ndan bir daha çıkmamış, Suudi yetkililer Türkiye'nin ve uluslararası toplumun baskısı üzerine Kaşıkçı'nın konsolosluk içerisinde öldürüldüğünü itiraf etmek zorunda kalmıştı.
Afrika Boynuzu'nda Somali'nin rolü
Avad, Somali'nin Afrika Boynuzu'ndaki Eritre ve Etiyopya ile üçlü iş birliğindeki rolüne dair ise şunları söyledi:
"Bölge, geçen yıl birçok insanın hayatını tehdit eden ihtilaflara ve çatışmalara sahne olmasının ardından büyük olumlu bir dönüşüm yaşadı. Ülke liderleri bu üçlü iş birliğiyle gelişmiş toplumlara ayak uydurabilmek için ilişkilerde yeni bir sayfa açarak bölgenin kaderini değiştirdi."
Somali'nin, bu üç ülkenin halklarına fayda getirecek iş birliğini sağlamada önemli bir rol oynadığını belirten Avad, Somali, Eritre ve Etiyopya arasındaki iş birliğinde Cibuti'nin olmayışını ise bölgesel birliğin kurucu ülkelerden başladığı ve bölgedeki ülkeleri kapsayacak şekilde genişleyebileceği şeklinde açıkladı.
Bakan Avad, Somali ile Cibuti arasındaki ilişkileri "köklü ve özgün" şeklinde nitelendirerek, farklı görüşlerin ilişkilerde bozulma anlamına gelmediğini ifade etti.
Etiyopya'ya Somali limanlarından yararlanma hakkı veren anlaşmayla ilgili olarak Avad, iki ülke arasında bir liman anlaşması olmadığını ve bunların Somali kamuoyunu etkilemek için ortaya atılmış söylentiler olduğunu vurguladı.
Bakan Avad, iki ülke arasında çeşitli alanlarda iş birliği olduğunu kaydederek, bu iş birliğinin aynı zamanda bölgedeki terör olaylarını yenmek için ülkeler arasındaki güvenlik çabalarını güçlendirdiğini belirtti.
"Washington'un elçilik açması, başarının göstergesi"
Washington'un 27 yıl aradan sonra Somali'de elçilik açmasıyla ilgili ise Avad, ABD'nin 2013'te Somali'yi tanımasıyla ikili ilişkilerin çeşitli alanlarda yeni bir boyut kazandığını dile getirdi.
Avad, ABD'nin açtığı elçiliğin Somali'nin son yıllarda gösterdiği başarının bir göstergesi olduğunu söyleyerek, "Washington'un 300 milyon dolarlık bir maliyetle açtığı elçilik, Somali'nin son yıllarda kaydettiği siyasi ve güvenlik ilerlemesinin bir kanıtı." ifadelerini kullandı.
Haysom'un tutumu kabul edilemez
Somali hükümeti ile Birleşmiş Milletler (BM) Somali Özel Temsilcisi Nicholas Haysom arasında yaşanan ve Haysom'un "istenmeyen kişi" ilan edilmesine yol açan krize değinen Avad, "Egemen bir ülke olan Somali, gerekçeleri ne olursa olsun dış müdahaleleri kabul edemez." dedi.
Avad, Haysom'un ülkenin egemenliğine uygun olmayan bir şekilde kendisine verilen görevlere aykırı davrandığını ifade etti.
Haysom'un Somali Güvenlik Bakanı'na yolladığı mesaja değinen Avad, şunları söyledi:
"Güvenlik Bakanımız, Hayom'un emri altındaymış gibi. Bu kabul edilemez. Haysom, bilinen bir teröristin tutuklanmasının nedenini sorguladı. Ancak, bu konuda son sözü Somali hükümeti söyler."
Haysom, Somali hükümetine yazdığı mektupta, ülkenin Güney Batı eyaletindeki başkanlık seçimlerinde aday olan eski Eş-Şebab liderlerinden Ebu Mansur olarak da bilinen Muhtar Robov'un gözaltına alınmasının yasal gerekçesini sormuştu. Bunun üzerine, yetkililer Haysom'un Somali'den ayrılmasını istemişti.