Türkiye’de 130 Bin Kişiye İstihdam Sağlayan Balıkçılık Camiası Yok Sayılıyor

1993 Yılından, 2007 yılına kadar 14 yıl balıkçılık mesleğini icra ederek hayatımı sürdürdüm. 4 dönemdir Foça Su Ürünleri Kooperatifinde Birlik Temsilciliği ve halen 2009 yılında seçildiğim İzmir Bölgesi Su Ürünleri Kooperatifler Birliğinde yönetim kurulu üyesi, başkan vekili olarak görevim devam ediyor. Sağlık nedenlerinden dolayı balıkçılığı bıraktım. 3 yıldır denize çıkamıyorum.

Fakat uzun yıllar emek verdiğim, hayatımı idame ettiğim mesleğime vefaten ve meslek arkadaşlarımın haklarını her türlü platformda aramak; onlara faydalı olmak için kooperatif ve birliğimizde görev alıyorum. Camiamız bu görevi bana layık gördüğü sürece de, her zaman verilen görevi yerine getirmeye hazırım. Çünkü onlara hizmet etmek; beni mutlu ediyor, gururlandırıyor. Neyse bu kadar tanıtım yeter. Şimdi gelelim sadede.

Bilindiği üzere; 12 Haziranda Genel seçim var. Her türlü yayın organlarında, çarşıda, pazarda her yerde oy isteyen isteyene. Önüne gelen istiyor. Öyle ya… İsteyenin bir yüzü kara vermeyen arap olsun. Birde ara sıra kapımıza anketörler geliyor. Sorular soruyor… Kime oy vereceksiniz? Vs gibi... Bu anketlerin büyük bir çoğunluğunu yine siyasi partiler yaptırıyor.

Ben bu anketlerin biraz meraktan, birazda beklenilmeyen bir sonucu önceden öğrenip, o konuda önlem almak adına yapıldığını düşünüyorum. Keşke bu tür çalışmalar seçime 3 ay kala değil de çok daha önceden yapılmış olsa ... Geçenlerde ofisime bir anketör geldi " kime oy vereceksiniz ?" diye sordu. Aynen şu yanıtı verdim. "Ben kimseye oy vermeyeceğim. Zaten; bir garip Hasan'ın oy'undan ne olur ki? ... Önemli olan kitleleri etkilemektir. Örneğin; biz her yerel ve genel seçimde balıkçılık camiası olarak üzülüyoruz.

Tabela derneklerinin içinden çıkmış isimler bile (seçilecek ya da seçilemeyecek sıradan bu hiç fark etmez) yerel seçimlerde belediye ve il genel meclislerine, genel seçimlerde ise milletvekili adayı olarak gösteriliyor. Ancak, Türkiye'de 130 bin kişiye dolaylı, dolaysız yönden istihdam sağlayan balıkçılık camiası burada yok sayılıyor. Türkiye'de 522 tane Su Ürünleri Kooperatifi,14 tane Bölge Birliği ve Ankara'da bir merkezi birliğimiz var. Üç tarafımız denizlerle çevrili diyoruz. Denizci, balıkçı ülkeyiz diyoruz.

Ama hiçbir siyasi parti, "Bu ülkenin bir gerçeği var. Bu ülkede balıkçılık gibi ciddi bir sektör var. Bu sektörden bir temsilci mecliste mutlaka olmalı" diye düşünmüyor. En azından bu sektörün en üstünde ki adama; balıkçıların genel başkanına adaylık teklif edelim, aday gösterelim diye de düşünülmüyor. Çünkü biz insanları ayırmayız diye propaganda yapan liderler, belki insanları insan olarak ayırmıyor olabilir ama mesleklerini ayırıyor. Avrupa'da balıkçılık en itibarlı meslekler arasında gösterilirken Türkiye'de balıkçı 2. sınıf insan gibi görülüyor. Sanırım Balıkçı deyince hemen kafalarda farklı olgular oluşuyor.

Balıkçı mı? Evet, bunlar sakal bırakır, içki içer diye düşünülüyor. Halbuki araştırılsa balıkçılık mesleğinde eğitim düzeyi oldukça yüksek. Kendi ortağı olduğum Foça Su Ürünleri Kooperatifimizin bile kurucu başkanı yüksek ziraat mühendisidir. Kendisi halen balıkçık yapmaktadır. Ayrıca sanki içkiyi dünyada bir tek balıkçılar içiyor. Kimse de çıkıp sayi siz neden içiyorsunuz? Diye de sormuyor. Acaba dünyanın en zor işini yaparak hiçbir zaman borçtan kurtulamayan başka bir sektör var mı? ...Eminim yoktur. Neyse konuyu derinleştirmeyelim…

T.B.M.M.'sinde Ana Muhalefet partisinden balıkçılık camiasının her türlü sorununu meclise taşıyan CHP Muğla Milletvekili Prof Dr. Sayın Gürol Ergin'i kendi içimizden biri olarak görüyorduk. Sürpriz bir kararla bu seçimde aday olmadı. İktidar Partisinden de Çanakkale Ak Parti Milletvekili Mehmet Daniş'da camiamız ile yakinen ilgilen bir siyaset adamıdır. Neyse ki bir kez daha aday oldu.

İnşallah yeniden seçilip meclise gider. Birde MHP'den İzmir Milletvekili Sayın Oktay Vural, var. Onunda camiamız üzerinde hakkı çoktur. Ankara'da ne zaman her hangi bir sorunumuzu iletmek adına kapısına gitsek bizi geri çevirmedi. Ulaştırma Bakanı olduğu dönemde de balıkçılık camiamıza büyük hizmetleri olmuştu.2002'den bugüne Ulaştırma Bakanlığı görevinde bulunan Sayın Binali Yıldırım, benin yaşadığım ilçeye bir balıkçı barınağı inşa ettirdi. Biraz yarım yamalak oldu. Ama yine de kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır.

Neyse uzun lafın kısası genel seçim arifesinde olduğumuz için siyasetçiler ziyaretimize gelip, gidiyor. Her gelen "Size hizmet edeceğiz. Sorunlarınızı çözeceğiz" diyor. Sonuç olarak elbette her seçilmiş ve meclise giren her siyasi parti ülkesine, milletine hizmet etmek zorundadır. Ancak bizleri sadece seçimden, seçime ziyaret etmesinler. Verdikleri sözlerin arkasında dursunlar."