Türkan'ın Ölüm Nedeni; Dayak Sonucu 'Yaygın Beyin Kanaması'
Adana'da platonik aşığı 28 yaşındaki Bünyamin F. tarafından dövülen ve tedavi gördüğü hastanede 7 gün süren yaşam savaşı kaybeden 25 yaşındaki Türkan Sarıkaya'nın 'yaygın beyin kanaması' sonucu öldüğü anlaşıldı.
Adana'da platonik aşığı 28 yaşındaki Bünyamin F. tarafından dövülen ve tedavi gördüğü hastanede 7 gün süren yaşam savaşı kaybeden 25 yaşındaki Türkan Sarıkaya'nın 'yaygın beyin kanaması' sonucu öldüğü anlaşıldı.
Geçen 8 Şubat pazartase günü teyzesinin Güzelyalı Mahallesi'ndeki evine baygın halde bırakılan ve götürüldüğü hastanede 7 gün süren yaşam savaşını kaybeden Türkan Sarıkaya'yı dövdüğü iddiasıyla tutuklanan Bünyamin F. ile ona yardım eden kardeşi Utku F., arkadaşı Alican D., hakkında 'kasten adam öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açılabileceği bildirildi.
SAVCILIK: BOĞULMA İZİ VE BULGUSU YOK
Bir mobilya şirketinde yönetici asistanı olarak çalışan Türkan Sarıkaya'nın ölüm nedeniyle ilgili de 'ölü muayene tutanağı' ortaya çıktı. Yaygın beyin kanaması sonucu öldüğü vurgulanan genç kızın, vücudunda çeşitli ezik ve lezyonlar olduğu, kafasında düşme, çarpma veya künt travmaya bağlı yaralar saptandığı kaydedildi. Ayrıca genç kız için yapılan otopsi raporunun önümüzdeki günlerde belli olacağı vurgulandı.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada ise, Türkan Sarıkaya'nın boğulduğunu düşündürecek iz veya bulguya rastlanmadığı bildirildi.
ANNE: BENİM KIZIM IŞIK GÖRMÜYORSA, O DA GÖRMEMELİ
Öte yandan CHP Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen, Türkan Sarıkaya'nın annesi Birgül Uğurçalar ve Adana'daki kadın örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve kadın hakları savunucuları, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti'nde bir araya geldi. Açıklamaya Adana'da 5 Aralık 2003'te Sokak'ta yürürken platonik aşığı Necmettin But tarafından tabancayla vurularak öldürülen İngilizce öğretmeni Bahar Doğan'ın annesi Cennet Doğan da katıldı. Doğan, acısına ortak olduğu Türkan Sarıkaya'nın annesi Birgül Uğurçalar ile gözyaşı döktü. Anne Birgül Uğurçalar ise, "Ben ağır ceza derken müebbet istiyorum. Benim çocuğum kara toprakta ama orada su içiyor, yemek yiyor. Başka annelerin, Türkan'ların canı yanmasın istiyorum. Ben kızımın arkasındayım. Hukuk savaşını hiç bırakmayacağım. Müebbet verilmeli. Benim kızım toprağın altında ışık görmüyorsa o da görmemeli. Sonuna kadar üzerine gidelim, yalvarıyorum müebbet verilsin çıkamasın dışarı" diye konuştu.
"DÜĞÜMLÜ ÇORAP VE KAN İZLERİ.."
Adana Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı ve Türkan Sarıkaya'nın avukatı Derya Göksu Çukur, kesin ölüm nedeni için ön raporun çıkmasını beklediklerini söyledi. Çukur, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkan'ın çantasından çıkan düğümlü çorabın üzerinde kan ve saçlar var. Ama olayın nasıl geliştiğini bilmiyoruz. Bir rapor çıkmadığı için boğma girişimi ile ilgili bir açıklama yapma yetkimiz yok. Boynunun kulak arkasında bir iz ve başında bir çatlak var. Ama ölüm sebebinin ne olduğunu bilmiyoruz. Adli Tıp Raporu'nu bekliyoruz. Özel bir savcı görevlendirildi bu dosya için. Cumhuriyet Başsavcımız ve Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ilgileniyor, biz de Adana Barosu olarak takip ediyoruz."
"MECLİSTE ÖZGECAN KANUNU BEKLİYOR"
CHP'li Türkmen de davanın sonuna kadar takipçisi olacaklarını belirtirken şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu olayı insan hakları ihlali olarak görüyorum. Annemizin bundan sonrası için iki talebi var. Birinci talebi 'benim kızımı benden bu şekilde alan kişiler en ağır cezaları alsın' ikinci talebi ise 'başka Türkan'lar olmasın'. Bize de annemiz bu kadar acılı olmasına rağmen yanımızda olup, güç verdi. Özgecan'larımız ölmesin diye benim de hazırladığım, hem kadın cinayetleri son bulsun diye, hem de şiddeti uygulayanların en ağır cezalarını almalarını sağlamak, kadın oldukları için taktir indirim haklarından yararlanmasın diye verdiğimiz kanun teklifi var. Ne yazık ki bu kanun tekliflerini bir türlü TBMM'den geçmesini sağlayamıyoruz. Çünkü sayısal çoğunluluğumuz yetmiyor. Sayısal çoğunluğu olan parti ise kulaklarını, gözlerini kapatmış, bu analarımızın acısını ne yazık ki görmezden geliyor. Tüm Türkiye'ye sesleniyoruz. Asıl olan İstanbul sözleşmesine imzalamak değil, önemli olan atılan imzaların yerine getirilmesi. İmzayı atan parti hala iktidar ama Özgecanlar ölmesin diye verilen kanun tekliflerini görmezden geliyorlar." - Adana