Türk Tabipleri Birliği "Sağlığımız İçin Hekimlere Kulak Verin' Kampanyasında Toplanan 100 Bin İmzayı Sağlık Bakanlığı'na Teslim Etti
Türk Tabipleri Birliği (TTB), özlük ve mali haklar için yapılan eylemler kapsamında 17 Nisan’da başlatılan “Sağlığımız İçin Hekimlere Kulak Verin!” kampanyasında toplanan 100 bin imzayı Sağlık Bakanlığı’na teslim etti. TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “Sağlık ortamında yaşanan sorunlardan sanki sağlık emekçileri sorumluymuş gibi algılanmasının önüne geçmek için mücadele ediyoruz. Sağlık Bakanlığı’na bir kez daha aslında sağlık alanında yeterli düzenlemeleri yapmadıkları, toplumun sağlık haklarını ihlal ettikleri için suçlu olduklarını hatırlatacağız” dedi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), özlük ve mali hakları için yapılan eylemler kapsamında 17 Nisan'da başlatılan "Sağlığımız İçin Hekimlere Kulak Verin!" kampanyasında toplanan 100 bin imzayı Sağlık Bakanlığı'na teslim etti. TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, "Sağlık ortamında yaşanan sorunlardan sanki sağlık emekçileri sorumluymuş gibi algılanmasının önüne geçmek için mücadele ediyoruz. Sağlık Bakanlığı'na bir kez daha aslında sağlık alanında yeterli düzenlemeleri yapmadıkları, toplumun sağlık haklarını ihlal ettikleri için suçlu olduklarını hatırlatacağız" dedi.
TTB, "Emek Bizim Söz Bizim, Sağlıklı Bir Gelecek Ellerimizde" eylemleri kapsamında 17 Nisan'da başlattığı "Sağlığımız İçin Hekimlere Kulak Verin!" başlıklı imza kampanyasında toplanan ilk 100 bin imzayı bugün Sağlık Bakanlığı'na teslim etti. İmzaların teslimi öncesinde Sağlık Bakanlığı önünde basın açıklaması yapmak isteyen TTB üyelerine, polis müdahale etti. Açıklamanın Ankara Şehir Hastanesi acil kapısı önünde yapılmasına izin verildi.
Açıklamada ilk olarak TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Onur Naci Karahancı söz alarak şunları söyledi:
"BAKAN ZATEN GÖRMEYE İZİNLİ DEĞİL, İZİN VERİLMEDİĞİ İÇİN GÖREMİYOR AMA FARKINDA HER GÜN TWEET ATIYOR"
"Burada muhatabımız olan Sağlık Bakanı'na bizle tweetleşmekten başka, sağlıktaki sorunları tweet atmaktan başka hiçbir şey yapmayan Sağlık Bakanı'na 10 önemli, en son yaşadığımızda canımızı alan başta sağlıkta şiddet olmak üzere Covid'de yaşadıklarımızdan özlük haklarımızla ilgili 10 temel talebimizi bir kez daha duyurduk. Sağlık Bakanı, iktidar yine görmedi, görmek istemedi. Anlıyoruz ki Bakan zaten görmeye izinli değil, izin verilmediği için göremiyor ama farkında her gün tweet atıyor. En son bir hekim arkadaşımızı kaybettik bunda bile ses çıkarılmadı, somut hiçbir adım atılmadı.
"ÖLDÜK YİNE DERDİMİZİ ANLATAMADIK, SAĞLIK BAKANI'NA ULAŞAMADIK, HEKİMLER KAPISINA GELMİŞ KAPISINDAKİ HEKİMLERİ SÜRDÜRDÜ"
100 bini aşkın imza ile buradayız. Sağlık Bakanı'na bunu bırakmak için geldik. Emniyet yine keyfi uygulanmaları ile bizlere müdahale etti, buraya getirdi. Her yer, her alan bizler için basın açıklaması yapmaya hakkımız olan yerlerdir. Biz haklarımızı çok iyi biliyoruz ama haklarımızı keyfi olarak elimizden almaya çalışanlar elbet bir gün hukukta kendi uyguladıkları uygulamaların önlerine gelmesinden kaçamayacaklar. Öldük yine derdimizi anlatamadık, Sağlık Bakanı'na ulaşamadık, hekimler kapısına gelmiş kapısındaki hekimleri sürdürdü. Bunu asla unutmayacağız."
TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, 10 temel taleplerini okuyarak, mevcut isteklerini şu sözlerle dile getirdi:
"SAĞLIK ORTAMINDA YAŞANAN SORUNLARDAN SANKİ SAĞLIK EMEKÇİLERİ SORUMLUYMUŞ GİBİ ALGILANMASININ ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ"
"Başından beri bu toplumun sağlık hakkı için mücadele ettik, nitelikli sağlık hizmeti vermek istiyoruz dedik. Nitelikli sağlık hizmeti verirken güvenli ortamlarda güvenceli çalışma koşullarında var olmak istiyoruz dedik. Yıllardır yürüttüğümüz bu mücadeleyi karşılığını göremeden bu mücadeleyi ötekileştirme, düşmanlaştırma davranışı gösteren bir siyasi otorite ile sürdürmek zorunda kaldık. Güvenli bir ortamın olabilmesi için hekimlerin, tüm sağlık emekçilerinin, emek ve meslek örgütlerinin ötekileştirilmemesi gerekir. Böyle olmadığını görüyoruz. Sağlık ortamında yaşanan sorunlardan sanki sağlık emekçileri sorumluymuş gibi algılanmasının önüne geçmek için mücadele ediyoruz.
"BU SALGINDA YİTİRDİĞİMİZ TÜM MESLEKTAŞLARIMIZ İÇİN COVİD-19'UN MESLEK HASTALIĞI SAYILMASI VE BİZİM GÜVENLİ BİR GELECEĞE KAVUŞTURULMAMIZ GEREKİYOR"
Sağlık hakkını korumak adına yaşam hakkı ihlali yaptınız diye suç duyurusunda bulunduğumuzda sanki yokmuşuz gibi davranıldı. O zaman biz bu mücadeleye devam etmek zorundayız. Tabii ki koruyucu hekimlik olmadan olmaz, 5 dakikada sağlık da olmaz. 5 dakikada sağlığı hekimler istemiyor, 5 dakikada sizi muayene etmek istemezler çünkü muayene edemezler zaten. Ama bu mutsuzluğu yetemem halini iki taraf da yaşıyor. Şehir şirket hastanesi politikalarından vazgeçmek gerekiyor. Ne hasta hekimini buluyor ne hekim birbirini bulabiliyor. Üstelik de bütçenin önemli bir kısmı aslında yurttaşlara ayrılacakken bu binanın kirasına gidiyor. Sağlığa ayrılan bütçeyi artırmadan tabii ki olmaz. Etkili bir sağlıkta şiddet yasasına ihtiyacımız var. Birtakım düzenlemeler olsa bile uygulamada çok ciddi sorunlar olduğunu biliyoruz. Onarıma ihtiyacımız var toplum olarak birbirimizi onarmaya ihtiyacımız var. Bu salgında yitirdiğimiz tüm meslektaşlarımız için Covid-19'un meslek hastalığı sayılması ve bizim güvenli bir geleceğe kavuşturulmamız gerekiyor.
"SAĞLIK BAKANLIĞI'NA BİR KEZ DAHA ASLINDA SAĞLIK ALANINDA YETERLİ DÜZENLEMELERİ YAPMADIKLARI, TOPLUMUN SAĞLIK HAKLARINI İHLAL ETTİKLERİ İÇİN SUÇLU OLDUKLARINI HATIRLATACAĞIZ"
Bizim bu eksikliklerden sorumlu olmadığımızın bir kere daha hatırlatılması ve bu süreci devam ettirebilmek için bu olumsuz koşullarda hekimleri sağlık emekçilerini çalışmaya zorlamak için uygulanan baskılara son verilmesi gerekiyor. Mobbinglerle, kanun hükmünde kararnamelerle, arşiv taraması adı altında aslında yapılan güvenlik soruşturmaları ile bu baskıcı uygulamaların sonlanması ve mutlaka meslektaşlarımızın kendilerini güvende hissetmesi gerekiyor. Tıp eğitimi, tıpta uzmanlık eğitimi çöküyor. Nitelikli bir sağlık hizmeti sunamaz durumdayız. Biz bu gerçekleri dile getirdiğimiz için meslek-emek örgütlerimiz düşmanlaştırılıyor. Biz buna karşı toplumla buluşmayı başardık ve sağlık hakkımızı alacağımız muhakkak çünkü mücadeleden vazgeçmiyoruz. Hep beraber mücadeleye devam diyoruz. ve ilk 100 bin imzamızı da hep birlikte sunacağız. Sağlık Bakanlığı'na bir kez daha aslında sağlık alanında yeterli düzenlemeleri yapmadıkları, toplumun sağlık haklarını ihlal ettikleri için suçlu olduklarını hatırlatacağız."
Açıklamaya katılarak TTB'ye destek veren HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da şöyle konuştu:
"SAĞLIĞIN HER ŞEYİN SİYASETİN ÜSTÜNDE BİR MESELE OLDUĞUNU TEKRAR HATIRLATIYORUM"
"Hekimlerin, sağlık çalışanlarının haklarının hatırlanması için illa hekimlerin, sağlık çalışanlarının ölmesi mi gerekiyor? Bu soruya bir cevap istiyoruz. Pandemide defalarca Meclis'te TTB'nin önerilerini hatırlattık fakat iktidar bunları dinlememekte, Sağlık Bakanı TTB ile görüşmemekte ısrar etti. Şu çok açıktır ki iktidar 20 yılın sonunda sağlıkta iflas etmiştir. En çok oy aldığı düşünülen sağlık alnında gelinen 20. yılda bir iflas tablosu vardır. Ranta dayanan hastanelerde yeni şiddet olaylarının olması maalesef ki kaçınılmaz önlemlerin alınması lazım, x-ray cihazları ile bu hastanelere girilmesi lazım. Bu kadar gerginliğin olduğu, Beyaz Kod vakalarının bu kadar arttığı hastanelerde yeterli önlemler alınmaması ve yeni şiddet olayları olmasının bir numaralı faili Sağlık Bakanı olacaktır. Sağlığın her şeyin siyasetin üstünde bir mesele olduğunu tekrar hatırlatıyorum."
Karahancı, son söz olarak şunları ifade etti:
"GERÇEKLİK ORTADA ZAPTURAPTLA BUNLAR YOK SAYILAMAZ. HEKİMLERE, TOPLUMA SÖZ VERDİK, HİÇBİR YERE GİTMİYORUZ"
"TTB merkez konseyi ve sağlık emek meslek örgütlerinin yönetim kurullarının temsilcileri ile sadece imza bırakmak için Sağlık Bakanlığı önüne gelmeye çalıştık. İktidar bu kadarcık insandan korkuyorsa demek ki doğru yoldayız. Eskiden telefonlarla gizledikleri kuyruklar artık hastanelerin önünde. Yolda bize müdahale eden emniyet görevlileri bizim için ne yapıyorsunuz dedi. Size mesleğinizi hatırlatmak isteriz. Bir parti sizin hakkınızda en çok intihar eden meslek olduğu iddiası ile soru önergesi verdi bunu dile getiremediniz. Sağlık emekçilerinden sonra en çok Covid vakarı ile ölümlerle yüzleşen mesleksiniz ama bunları hiçbir şekilde dile getiremiyorsunuz. İktidar size de izin vermiyor. Sizi de görmezden geliyor aynı bizim gibi. Ama gerçeklik ortada zapturaptla bunlar yok sayılamaz. Hekimlere, topluma söz verdik, hiçbir yere gitmiyoruz."