STK'lardan Suriyeli sığınmacılarla ilgili ortak çağrı -

Aralarında Uluslararası Af Örgütünün Türkiye Şubesinin de bulunduğu çok sayıda sivil toplum kuruluşunun (STK) temsilcisi,, Suriyeli sığınmacıların hakları ve statülerinin belirlenmesi çağrısında bulundu.

Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlenen basın toplantısında grup adına basın açıklamasını okuyan, İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) Başkan Yardımcısı Metin Çorabatır, "Suriyeli sığınmacıların statüsü ile haklarını belirleyecek mevzuat bir an evvel çıkarılmalı. Suriyeli mültecilerin Türkiye'de bulundukları süre içinde insan onuruna yakışır bir şekilde hayat sürdürmelerinin hepimizin ortak sorumluluğu ve yükümlülüğü olduğuna inanıyoruz. Haklarının verilmesi ve desteklenmeleri halinde ekonomik, sosyal ve kültürel olarak toplumumuzu zenginleştireceklerdir" dedi.

Çorabatır, son günlerde bazı şehirlerde Suriyeli sığınmacılarla vatandaşlar arasında yaşananları endişeyle izlediklerini belirtti.

Ülkelerindeki savaştan kaçarak Türkiye'ye gelen 2 milyona yakın Suriyeli'nin güvenliklerinin sağlanması için en kısa zamanda çeşitli adımlar atılması gerektiğini dile getiren Çorabatır, şöyle konuştu:

"Uluslararası toplum Suriye krizinin 4. yılında kısa bir gelecekte bu ülkede bir barış ortamının sağlanacağına ihtimal vermemektedir. Bu durumda 4,5 milyon Suriyeli'nin sığındıkları komşu ülkelerde bir süre daha kalmak zorunda oldukları gerçeği kabul edilmelidir. Türkiye'de şu anda sayıları resmi rakamlara göre 1,3 milyonu bulan savaş mağduru Suriyelinin kısa zamanda kendi ülkesine dönmesi ya da Türkiye'den başka üçüncü ülkelere gitmeleri mümkün görünmemektedir. Bu gerçeklerin ışığında çok zor şartlarda yaşadıklarına şahit olduğumuz Suriyelilerle halkımızın bir arada uyumlu bir biçimde yaşamalarının yollarının aranması gerekiyor. "

-Medyaya önemli görevler düşüyor

Çorabatır, "Nisan 2014'ten beri de Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 91. maddesi çerçevesinde Suriyeli sığınmacılara 'geçici koruma' statüsü tanımaktadır ancak kanunda öngörülen 'Geçici Koruma Yönetmeliği' henüz çıkarılmamıştır. Geçici korumanın kaç yıl süreceği, bu sürenin sonunda nasıl bir statünün sağlanacağı, başta sığınma başvurusu yapma hakkı olmak üzere bugüne kadar verilmeyen hangi hakların sağlanacağı yeni bir uyum yasası veya ikincil mevzuat ile en kısa zamanda belinlenmelidir" ifadelerini kullandı.

Bu süreçte medyaya ve STK'lara önemli görevler düştüğüne de dikkat çeken Çorabatır, Türkiye'de halka, Suriyeliler'in neden ülkelerinden kaçarak Türkiye'ye sığındıklarının doğru anlatılması gerektiğini söyledi.

Suriyelilerle ilgili tasarrufların yetkililer tarafından kamuoyuna yeterince ayrıntılı ve doğru bir biçimde aktarılamadığını savunan Metin Çorabatır, "Kamp dışında yaşayan Suriyeliler'in 'kendi başlarının çaresine bakacak' bir konuma zorlanmalarının bu zaman diliminde Suriyellier'e yönelik nefret söyleminin artmasında önemli bir rol oynadığını düşünüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

-"Okullaşma oranı sorun"

Çorabatır, STK'lar olarak, savaş sona erdiğinde Türkiye'deki Suriyeli sığınmacıların koşarak ülkelerine döneceğine inandıklarını bildirdi.

Kamp dışına çıkarak yaşamını şehirlerde sürdüren Suriyelilere de değinen Çorabatır, bu çocukların okuma yazmayı unuttuklarını, bu nedenle kayıp bir nesil ortaya çıktığını belirtti.

Çorabatır, resmi rakamlara göre, kamplarda okullara giden öğrenci sayısının yaklaşık 75 bin, devamlılık oranının ise yüzde 80'e yakın olduğunu anlattı.

Milli Eğitim Bakanlığının şehirlerde yaşayan Suriyeli çocukların devlet okullarına kayıt olmaları için çalışmalar yürüttüğünü kaydeden Başkan Yardımcısı Çorabatır, şehirlerde yaşayan Suriyeli çocukların okullaşma oranının ise yüzde 15'te kaldığını açıkladı.

Çorabatır açıklamayı, göç ve iltica alanında çalışan "Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği, Gündem Çocuk, Hamiş Suriye Kültür Evi, Helsinki Yurttaşlar Derneği, İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi, İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı, KAOS Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği, Mültecilerle Dayanışma Derneği Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi" adına yaptıklarını bildirdi.