Haberler

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek'i eleştirdi

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'i, vatandaşlardan beyanname vermeyenleri ihbar etmelerini istemesi nedeniyle eleştirdi. Temelli, Şimşek'in muhbir vatandaş yaratmaya çalıştığını ve vergi hasılatını arttırmak için halkı birbirine düşürdüğünü söyledi. Ayrıca, Temelli Orta Doğu'da demokratik çözümün ancak bölgenin soykırımdan ve şiddetten kurtulmasıyla mümkün olabileceğini belirtti.

(TBMM) - Dem Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, vatandaşlardan beyanname vermeyen ihbar etmelerini isteyen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'i eleştirdi. Temelli, "Bence Şimşek yanlış eğitim görmüş casusluk üzerine bir eğitim görseydi çok daha hayırlı olurdu. Muhbir vatandaş yaratmaya çalışıyor. Bu kadar ciddiyetsiz bir yaklaşım tarihte çok az görülmüştür. Muhbir vatandaş eliyle, adeta halkı birbirine düşürerek vergi hasılatı arttırmaya çalışıyor" dedi.

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İsrail'in Filistin'e yaptığı son saldırıya değinen Temelli, Orta Doğu'da demokratik çözümün ancak bölgenin soykırımdan şiddetten kurtulabileceğini söyledi. Temelli, bunun için de kapsamlı bir ateşkesin hayata geçmesi gerektiğini ifade etti.

27 mayıs 1960 darbesinin yıl dönümünü hatırlatan Temelli, "22 yıldır iktidarda olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'da bugünkü konuşmasında darbelerden yakındı ama bakıyoruz ki 1960 darbesinin müsebbibleriyle kol kola dolaşabiliyor. Darbecilere son vermenin, darbecileri yargılamanın yegane yolu bu mekaniği durdurmaktan geçiyor. Bu konuda demokrasiden, sivil toplumdan yana bir tavrın hayata geçmesi kaçınılmaz bir öncelik olarak önümüzde duruyor. Bunu yapmak için her şeyden önce demokrasiyi sadece sandıkla eş görmemek anlayışına sahip olmak lazım. Demokrasi tüm toplumda adaletin ve özgürlüğün yaygın bir şekilde hayata geçirilmesi ile olur. Seçimden seçime demokrasiyi hatırlayıp onun dışında darbecilerle kol kola gezdiğiniz sürece ne kayyumcu zihniyetten kurtulabilirsiniz ne de siyasi tutsaklığa son verebilirsiniz" dedi.

Temelli, sivil bir anayasadan söz edebilmek için bir yol temizliğine ihtiyaç olduğunu belirterek, "Yeni gelecek bir Anayasa 12 Eylül Anayasasını bize aratır mı diye şüphe eden var. Çünkü buradaki maddeler bile uygulanmıyor" diye konuştu.

"Cumartesi Anneleri'nin sesine kulak vermeden demokrasi adına atım atılmış olmaz"

Cumartesi Anneleri'nin 1000 haftadır süren eylemlerini de hatırlatan Temelli, "Cumartesi Anneleri 12 Eylül sonrası kaybedilen yakınlarını, mezarlarını arıyorlar ama bunların sorumluları ellerini kollarını sallayarak bu ülkede dolaşıyor. Hakikatle yüzleşmeden, Cumartesi Anneleri'nin sesine kulak vermeden bu toplumda demokrasi adına adım atılmış olmayacaktır" dedi.

Kobani Davası'nda verilen cezaları da hatırlatan Temelli, şöyle konuştu:

"Kobani gündemi kumpas davasıyla yıllardır sürüyor ve sonuçta vahim kararlar açıklandı ve anladık ki yargıya konu olan, talimatlı yargının kurguladığı kumpas bile boşa düştü. Kobani dayanışmasına destek veren arkadaşlarımız cinayetle suçlandılar ama beraat ettiler. Peki neden hala içerideler? Sadece söyledikleri sözler nedeniyle ceza verdiler. Toplam 407 yıl gibi akıl almaz bir ceza ile karşı karşışayız. Bu dava, HDP fikriyatına karşı açılmış bir davadır. Arkadaşlarımız mutlaka özgür kalacak, arkadaşlarımız özgür kalana kadar bizim mücadelemiz kesintisiz devam edecek."

"Kara parayı aklayan IŞİD'miş"

TBMM'de bulunan kripto para düzenlemesine ilişkin kanun teklifine de değinen Temelli "Türkiye gri listede ve buradan çıkmak istiyor. Çünkü terör finansmanı var. Kara para aklanıyor. Kara parayı aklayan IŞİD'miş. Gri listeden çıkmak için IŞİD'in kara para aklamasının yolunun kesilmesi gerekiyormuş. Biz de IŞİD ile mücadele ediyorduk. Arkadaşlarımız IŞİD ile mücadele ettikleri için ceza aldılar. Demek ki IŞİD ile mücadele etmek gerekiyormuş. Ama siz mücadele etmek yerine IŞİD'in parasını aklamışsınız. Şimdi kripto para yoluyla IŞİD'in çöktüğü paranın aklandığı güzergah Türkiye" dedi.

Dışişleri Teşkilatı'nı Güçlendirme Vakfı'nı da yorumlayan Temelli, "İlk defa böyle bir şey duruyoruz. Bir bakanlığın güçlendirme vakfı olabilir mi? Meclis'ten geçecek yasa ama denetime tabi olmayacak ve denetlenemeyecek çünkü sadece bir fon oluşturmak değil fonları yönetmek en önemli gayelerinden biri" ifadelerini kullandı.

"Sokak hayvanlarıyla barışık bir çözüm üretmek gerekiyor"

TBMM'de tartışma yaratan sokak hayvanlarının uyutulmasına ilişkin iddialara, "Bazıları bu uyutulmaları ise siesta sanıyor hayır bu bir katliam. Sokak hayvanlarını katledecekler. Kentleri öyle bir hale getirdiniz ki kentin yaşam alanının değişmez bileşenlerinden olan hayvanlarına o sokakta yaşayacak yer bile bırakmadınız. Bu hayvanları öldürmek, katletmek istiyorsunuz adına da uyutmak diyorsunuz. Sokak hayvanları için barınma kampları yapılmalı bu sorunun çözümü bir yerel yönetimler eliyle sokak hayvanlarıyla barışık bir çözüm üretmek gerekiyor.

"Şimşek ev sahiplerinden vergi alacak ama bunun yükünün kiracıların üzerinde olduğunu anlamayacak kadar iktisat bilgisinden yoksun"

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in, ekonomiye ilişkin topluma "hayal sattığını" söyleyen Temelli şunları söyledi:

"Ekonomik kriz giderek derinleşiyor fakat Hazine ve Maliye Bakanı başta olmak üzere topluma, halka hayal satılmaya devam ediliyor. Mayıs'ta yüksek bir enflasyonla karşılaşacağız ama sonra düşecek masalı anlatılıyor kamuoyu adeta önümüzdeki dönemin yüksek enflasyonuna alıştırılmaya çalışılıyor. Enflasyon artış hızı düşse bile bu enflasyonun devam edeceği anlamına gelir ve satın alma gücünü azaltır bu da insanların topyekun yoksullaşması anlamına gelir. Buna yönelik sahici tedbirleri hayata geçirmek yerine bir tasarruf tedbiri getirdiler. Bu tasarruf tedbirinin ne kadar boş bir şey olduğun bir haftada ortaya çıktı. Bununla enflasyonla mücadele edilemeyeceğini ve herhangi bir istikrar politikası sürdürülemeyeceğini bir haftada anlamış olduk. Saray dakikada 37 bin lira harcıyor. Kamu Özel İşbirliğinin bütçeye maliyeti yıllık 200 milyara yaklaşmış durumda. Bu alanda tasarruf yok. Tasarruf nerede var? Servislerde, çalışanların lojmanlarında var.

"Muhbir vatandaş yaratmaya çalışıyor"

Bu konuda mizah ustası da Mehmet Şimşek kalktı 'kiralardaki yüzde 25 sınırını kaldırıyoruz' dedi ve hemen peşinden de bu alanda vergi tedbiri açıklayacağını söyledi. Burada da o denli adaletsizlik var ki işin içinde bu adaletsizliği anlatmak için yine geçtiğimiz yıl bütçede görüştüğümüz 2.2 trilyon vergi harcamasını dile getirmek istiyorum. Siz 2.2 trilyon vergi almaktan vazgeçeceksiniz ve şimdi dönüp kiracıların ödediği kira üzerinden bir vergiyle ayakta durmaya çalışacaksınız. Ev sahiplerinden vergi alacak ama bunun yükünün kiracıların üzerinde olduğunu anlamayacak kadar iktisat bilgisinden yoksun.

Bence Şimşek yanlış eğitim görmüş bence casusluk üzerine bir eğitim görseydi çok daha hayırlı olurdu. Muhbir vatandaş yaratmaya çalışıyor. diyor ki, 'beyanname vermeyen vatandaşı ihbar edin, ben oradan vergi alayım onun yüzde 10'nu da sana vereyim.' Bu kadar ciddiyetsiz bir yaklaşım tarihte çok az görülmüştür. Osmanlı'da baş vergisi vardı. Bunların anlayışı da böyle. Muhbir vatandaş eliyle, adeta halkı birbirine düşürerek vergi hasılatı arttırmaya çalışıyor."

Kaynak: ANKA / Güncel
title
Close