Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Aliağa'daki Tüpraş Rafinerisi'nde patlama

Aliağa'daki Tüpraş Rafinerisi'nde korkutan patlama

Naci Görür Malatya'daki son depremi işaret ederek uyardı: Endişe verici

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

21 ilde daha okullar tatil edildi

21 ilde daha okullar tatil edildi

Sarar çiftinin basın toplantısı (2)

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Sarar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Sarar, 18 Mayıs'ta evlerinde maruz kaldıkları dareşiyle darbedilmeleri ve yaşanan soyguna ilişkin, (Sümer Mahallesi'ndeki konutlarında 18 Mayıs'ta yaşanan olayla ilgili) "Zehra hanım çok direndi.

Sarar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Sarar, 18 Mayıs'ta evlerinde maruz kaldıkları dareşiyle darbedilmeleri ve yaşanan soyguna ilişkin, ( Sümer Mahallesi'ndeki konutlarında 18 Mayıs'ta yaşanan olayla ilgili) "Zehra hanım çok direndi. Bu direnmesinin sonunda ikimizi de bağlayıp yere yatırdılar. Kasada ne varsa alın götürün dedim. Zehra hanım olmasaydı kurtulamazdık. Başka bir kadın olsa elini çıkaramazdı." dedi.

Sarar ile eşi Zehra Sarar, Sümer Mahallesi'ndeki konutlarında düzenlediği basın toplantısında, ülkesini ve milletini çok sevdiğini belirterek, Ramazan ayında üzüntü verecek bir olay yaşadıklarını eşi Zehra Sarar'ın eve giren zanlılarla yaptığı mücadeleyle kurtulduklarını söyledi.

Zehra Sarar'ın olay sırasında büyük bir mücadele örneği sergilediğini ifade eden Sarar, şunları söyledi:

"Zehra hanım çok direndi. Bu direnmesinin sonunda ikimizi de bağlayıp yere yatırdılar. Kasada ne varsa alın götürün dedim. Zehra hanım olmasaydı kurtulamazdık. Başka bir kadın olsa elini çıkaramazdı. Kasayı alıp götürdüler. Miktarı bilemiyoruz. Yüksek miktarda diyebiliriz. Yüklü miktarda döviz istediler. 1 milyon Avro ve 1 milyon dolar istediler. Hepsi fabrikada dedik. Kasada ne varsa al git dedim. Kasanın içinde dövizlerimiz vardı. Zehra hanımın dövizleri ve ziynet eşyaları vardı. Başta İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu, valimiz, emniyet müdürümüz, bakanlarımız bu işe eğildiler ve başarıyla yakaladılar. İnşallah başka arkadaşlarımıza, kimsenin başına gelmesin."

Yabancı çalıştıran iş insanlarına ve vatandaşlara uyarıda bulunan Cemalettin Sarar:

"Arkadaşlarımıza tavsiye ediyorum. Emniyete haber vermeden yabancı uyruklu insanları almayın. Yabancı çalıştırmak gayet iyi ama böyle şeyler olunca. Buna benzer bir sürü şeyler oldu. Daha öncede ülkemizde yaşandı. İnsanları katleden birileri bile oldu. Devlet büyüklerimiz hepsi aradı, sağ olsunlar. Abdullah Gül ve eşleri aradı. İş insanları, müşterilerimiz, Eskişehirliler aradı. Yurt dışından arayanlar oldu. Allah bizi korudu. Yalnız ben karşı gelmedim. Eşim karşı geldi, onun içinde onu darp ettiler. Üstüme çıkıp beni de çiğnediler."

"Eski hizmetçi anahtarında kasanın da yerini biliyordu"

Zehra Sarar ise o gece teravih namazının ardından eve geldiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Camiden eve geldim. Kış bahçesinde eşimle birlikte oturuyoruz. Sularımızı, haplarımızı içtik. Başımı çevirdiğimde iki siyah giyimli sadece gözleri gözüken iki adam. Cemalettin bunlar kim dedim? Sus dediler. Sus diyince Cemalettin beye şaka mı yapacaklar? Böyle de şaka mı olur? Dedim. İrkildim, tuhaf oldum. Cemalettin bey bana doğru döndü, biri o sırada yukarı doğru çıkıyordu. Biri beni diğeri de eşimi etkisiz hale getirip, siyah plastik kelepçeyle ellerimizi ve ayaklarımızı bağladılar. Ben direndim. Ramazan mübarek günde hiç Allah korkunuz yok mu? Diye direnmeye başladım. Ayaklarım bağlı olduğu halde kurtulmaya çalıştım. Cemalettin beyi yukarı çıkardılar. Bana sürekli kasanın anahtarını sordular. Fabrikanın kasasında olduğunu söyledim. Kasayı olduğu gibi götürün dedim. Tabi eski hizmetçi (Iulia D.) anahtarında kasanın da yerini biliyordu."

"Çekmece de bulunan makasa doğru hamle yapıp bir birimizi kurtardık"

Zanlıların direk olarak kasanın bulunduğu odaya gittiğini anlatan Zehra Sarar, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Zanlılardan biri direk kasanın bulunduğu odaya gitmiş. Hepsini boşatmış. Kasanın dışındakileri de götürmüş. Daha sonra beni de yukarı çıkardılar. Cemalettin beyi yüz üstü yere yatırmışlar. Bana da yat dedi ben biraz direndim. Ellerimizi ayaklarımızı arkadan yeniden bağlayıp, bir birimize bantla bağladılar. Üzerimizden kilitlediler. Ses kesildi. Bir anda sağ kolumu kurtardım. Çekmece de bulunan makasa doğru hamle yapıp bir birimizi kurtardık. Güvenliği aradım. Eşkiyalar bastı, soyulduk dedim. Onlarda 3 kişinin olduğunu kovaladıklarını söylediler. Bizi kim kurtardı kapı nasıl açıldı sonrasını hatırlamıyorum. Eskişehir Valisi Özdemir Çakacak ve İl Emniyet Müdürü Engin Dinç geldi. Hastaneye gittim. Kötü bir gece geçirdik Allah kimseye böyle bir şey yaşatmasın. Beni darbettiler ancak direndim. Benim elimi ve kolumu bağlayan eski hizmetçinin kocam diye tanıttığı sevgilisiymiş. Akasımından, ses tonunda o olduğunu anladım. Gözlerinden tanıdım. Ben silah görmedim ancak elinde kama gibi bir şey vardı."

"Moldova'lı hizmetçi giderken zaten anahtarı yanında götürmüş"

Zehra Sarar, çalınan malzemelerin bulunamadığını ve çalışmaların sürdüğünü belirterek:

"Olayın ardından yakalanarak çıkarıldığı mahkemece tutuklanan eski hizmetçi iki ay boyunca buraların keşfini yapmış. İşi buymuş. Öleceğim aklıma gelir öyle bir şey aklıma gelmezdi. Biz burada çok güvenlikli olduğumuzu düşünüyorduk. Soyguncular çıktıklarında kapıyı kapattılar o an sadece kurtulmayı düşündüm. Ellerim bağlıydı, çekerek artık yırtılsa da bu elimi çıkartıp bir an önce kurtulmak istedim. Bunu düşündüm. Polis bize yakalananlarla ilgili çok bilgi vermedi. En son dün geldiler. Bir şey daha sordular. Çok gizli yürüttüklerini söylediler. Olaydan psikolojik olarak çok etkilendik. Allah kimseye göstermesin böyle bir olay. Hala ürküyorum, o anlar aklıma geldiği zaman bütün tüylerim diken diken oluyor. Evde yukarı tek çıkmaya korkuyorum."

Güvenlik önlemlerini arttıracaklarına da değinen Zehra Sarar:

"Evde ne kamera var, ne alarm var, ne bekçi var. Kapıda iki bekçi var. Biz güvendeyiz diye oturuyoruz. Adam karşıdan kendisine kapı açmış. Oradan elini kolunu sallayarak girdi. Anahtar kapının üzerinde. Moldovalı hizmetçi giderken zaten anahtarı yanında götürmüş. Teslim etmedi. Çalışırken, sevgilisiyle kadın kendi aralarında göya kavga etmiş. Gece 2-3 gibi binmişler arabaya gitmiş, bir minibüsleri vardı. 2 yıl önce 2 ay kadar çalıştılar, bu sürede planladılar herhalde. Onlardan çalıştıkları sürede onlardan şüphe etmedik. Sonra anladık ki onların yerine gelen kadını takip etmişler. Bir gün çalışan kadın geldi, 'birisi beni takip ediyor' dedi. Daha önce Moldovalı hizmetçinin saçları sarıydı, taki bu olaya kadar sonra siyah yapmış saçlarını. Tabi orada otobüsler duruyor, işçiler akın gibi giriyor ya o, onların arasına karışmış girmiş. Herkes fabrikaya giriyor. Bir tek bize gelen 2 kadın buraya doğru yöneliyor. Onlar baya bir araştırma yapmışlar. Benim için çalınan her şey özel."

"Bundan sonra normal hayatımızda hiçbir değişiklik olmayacak"

Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in hediye ettiği altın yoncalı saatlerinde çalınan eşyalar arasında bulunduğunu anımsatan Zehra Sarar:

"Biri benim, diğer Cemalettin beyin. Gerdanlık var.Bir an önce onların karşıma gelmesini istiyorum. Bende onu aynı şekilde yere yüzükoyun yatırıp, üzerine tekmeleyeceğim. Emniyete de söyledim, geldiği zaman ona aynısını yapmak istiyorum. Bizi neden öldürmeler bilmiyorum, ben kadını tanıdım gözlerinden. Sanırım onları tanımadığımızı düşünerek bizi öldürmediler. Sesinden gözünden ben tanıdım. Niyetleri olsa öldürürlerdi, ellerinde her şey vardı. Bundan sonra normal hayatımızda hiçbir değişiklik olmayacak. Kaldığımız yerden devam edeceğiz. Ev son sistem koruma sistemi yapılacak. Bir tek değişiklik o olacak."

Sarar çiftinin basın toplantısı (2)
Kaynak: AA / Güncel
title