ÖZGÜR ÖZEL, MENEMEN'DE KUBİLAY ANMASI'NA KATILDI -1
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in katılımıyla Menemen'de 93 yıl önce katledilen Şehit Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay ve arkadaşları için vefatlarının yıl dönümü dolayısıyla anma töreni düzenlendi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in katılımıyla Menemen'de 93 yıl önce katledilen Şehit Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay ve arkadaşları için vefatlarının yıl dönümü dolayısıyla anma töreni düzenlendi. Anma programı kapsamında yürüyüşe katılan Özel, "Teröre karşı da cumhuriyet düşmanlarına karşı da bu vatanı ve bu bayrağı savunmaya devam edeceğiz" dedi.
İzmir'in Menemen ilçesinde 93 yıl önce katledilen Şehit Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki Bey için vefatlarının yıl dönümünde anma töreni düzenlendi. Törene CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yanı sıra, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP'li milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Anma programı kapsamında Menemen Kaymakamlığı, Menemen Belediye Başkanlığı ve Kubilay Ailesi tarafından Kubilay Anıtı'na çelenk bırakıldı. Anıt özel defterinin imzalanmasının ardından günün anlam ve önemine yönelik resmi konuşma Üsteğmen İbrahim Çinci tarafından gerçekleştirildi. Resmi törenin ardından Menemen Şehir Stadı önünden Yıldıztepe Şehitliği'ne yürüyüş düzenlendi.
'BU VATANI VE BU BAYRAĞI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Programda basın mensuplarının sorusu üzerine Irak'ın kuzeyinde PKK'lı teröristlerin saldırısı sonucu şehit olan askerlere ilişkin açıklama yapan Özel, "Bugün 1939 yılında Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı cumhuriyetin değerlerine, cumhuriyeti var eden değerlere ve Atatürk'e karşı bir yobazın işlediği bir cinayet sonucunda, bir katliam sonucunda hayatını kaybeden cumhuriyet şehidi Kubilay'ın huzurundayız. Çok ağır duygular içindeyiz. Çünkü dün akşam geç saatlerde de 6 kahraman askerimizin şehit edildiği, şehit düştükleri haberini aldık. Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar bu bayrak dalgalansın diye bu topraklar üzerinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin egemenliği sürsün diye kendi hayatlarını ortaya koyan tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir devlettir. Teröre karşı da cumhuriyet düşmanlarına karşı da bu vatanı ve bu bayrağı savunmaya devam edeceğiz" dedi.
'EMANETİNE SAHİP ÇIKMAK CHP'LİLERİN NAMUS BORCUDUR'
Yürüyüşün ardından Atatürkçü Düşünce Derneği, CHP ve İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen törende konuşma yapan Özel, 'Burada genel başkan yardımcılarımızla, parti meclisi üyelerimizle, milletvekillerimizle birlikte önemli bir heyetle buradayız. Grubumuzdaki 130 milletvekilimizin hepsi bugün parlamentoda bütçe gelişmelerinde mücadele ediyorlar. Ancak kalpleri buradadır. Onların da selamlarını kabul buyurunuz. Dün Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Hacı Bektaş'a gidişinin 104'üncü yılında Hacı Bektaş'taydık. Bugün buradayız. 19 Mayıs'ta Samsun'dan yola çıkan sonrasında Sivas'ta, Erzurum'da kongreleri gerçekleştirip Ankara'ya giderken Anadolu'nun dört bir yanında kurtuluşu ve ardından büyük kuruluşu örgütleyen Gazi Mustafa Kemal'in bulunduğu her yerde, attığı her adıma, ilkelerine, devrimlerine, hatırasına, emanetine ve vasiyetine sahip çıkmak bütün Cumhuriyet Halk Partililerin namus borcudur. Bundan sonra görev yaptığım sürece böyle anlamlı günlerde, yıl dönümlerinde özellikle devrimlerin sembolü olmuş ya da devrimlere sahip çıkmanın sembolü olmuş yıl dönümlerinde ya da büyük acıların, büyük travmaların anma törenlerinde var olmaya devam edeceğim. Madımak'ta, Sivas'ta Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olarak olacağım. Madımak bir utanç müzesi olana kadar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Madımak'tan özür dileyene kadar o ateşi yüreğimde hissetmeye devam edeceğim" ifadelerini kullandı.
'ATATÜRKÇÜLER, BOYUN EĞMEK, BAŞ EĞMEK YERİNE KUBİLAY GİBİ BAŞ VERİRLER'
Konuşmasında şehitleri rahmetle anan Özel, 'Dün akşam yüreğimiz yandı. 6 evladımız bu vatan için bu bayrak için şehit oldu. Bir kez daha şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Burada üç büyük şehidin manevi huzurlarındayız. Öğretmen Kubilay, asteğmenlik görevini yapmak üzere 1930 yılında Menemen'deydi. Onu koruması için Menemen'in iki evladı Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki onunla birliktelerdi. Ellerinde cumhuriyetin ay yıldızlı al bayrağına karşı şeriat bayrağı taşıyanlar onun şahsında cumhuriyete, devrimlerine, milli birlik ve bütünlüğe ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e isyan bayrağı açtılar. Asteğmen Kubilay görmezden gelmedi. Elindeki imkansızlığı, yanındaki iki bekçi arkadaşıyla birlikte oradaki zorluğu görüp de geri adım atmadı. Oradan uzaklaşmadı. Sessiz kalmadı ve elindeki eksik teçhizata, elindeki mühimmatın amaca uygun olmamasına rağmen cumhuriyeti savunmak için direndi. Biliyordu ki başaramazdı ancak eğer o hainlere karşı başını eğseydi, bu ülkenin bağımsızlığı için üzerine düşeni yapamayacaktı. Bazen devrimciler, Atatürkçüler, boyun eğmek, baş eğmek yerine Kubilay gibi baş verirler" açıklamalarında bulundu.
'MÜDAHALE EDEN DÖRT TEĞMEN KUBİLAY'IN TEĞMENLERİDİR'
"Derviş Mehmet'lerin hadsizliği, onların karşısındakilerin Kubilay kadar cesur olmaması durumunda sonuç alır" diyen Özel sözlerini şöyle sürdürdü: "Hepimize Derviş Mehmet karşısındaki Kubilay cesareti onun iradesi, onun vatana bağlılığı örnek olmalıdır. Geçtiğimiz günlerde 10 Kasım törenlerinde Atatürk'ün resmini yakasına asmayı reddeden sözde üç tane teğmene karşı, onlara karşı çıkan, müdahale eden dört tane Teğmen Kubilay'ın teğmenleridir, Atatürk'ün teğmenleridir, benim teğmenlerimdir. Atatürk resmini 10 Kasım'da yakaya asmamayı mazeretlendiren bir Milli Savunma Bakanı 'toplu iğneleri yokmuş' diyen Milli Savunma Bakanı. Onların avukatlığına girişen Milli Savunma Bakanı, hangi koltukta oturduğunu, geçmişte hangi görevleri yaptığını ona bağlı olan genel kurmayın, kuvvetlerin görevinin ne olduğunu unutmasın. O ordu sivil siyasetin teminatıdır. O ordu demokrasinin teminatıdır. Ordunun görevi milli savunmadır. Ordunun askeri yeri askeriye, sivilin yeri siyasettir. Bu konuda kimsenin şüphesi olmasın. Ancak yakasında Atatürk resmi takmayanlara hadlerini bildirenleri, görevlerini hatırlatanları Atatürk üzerinden, Atatürk'ün resmi üzerinden görev yapmakta oldukları orduya, Atatürk'ün ordusuna meydan okuyanlara had bildirenleri; o resmi asmayanlarla bir kefeye koymak birlikte disipline vermek ve onlara medya organları üzerinden 'cuntacı teğmenler' demek hadsizliktir. Bu hadsizliği kabul etmiyoruz. Herkes haddini bilecek" dedi.
'MAZUR GÖRÜLEN HER YAKLAŞIM VATANA İHANETTİR'
Atatürk'ün hatırasına saygısızlığın kabul edilemeyeceğini ifade eden Özel, 'Bu konuda gösterilen her tepki vatana bağlılıktır. Mazur görülen her yaklaşım vatana ihanettir. Bu tip davranışlar meclis kürsüsüne çıkan atanmış bir bakanı da aslında aslını inkar etmeden, takiye yapmadan, düşüncelerini ifade ederek meselenin somutlaşmasına katkı sağlamıştır. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin çıkıp karşımıza birtakım cemaatlerin, tarikatlarını sivil toplum örgütleri olarak nitelemiş, onlarla yapılan protokolleri savunmuş ve bundan sonra da devam edeceklerini söylemiştir. Yusuf Tekin'in bahsettiği STK dediği o cemaatler, tarikatlar Aladağ'da yanan yurdu yapanlardır. Gencecik, minicik kız çocuklarının, yoksul kız çocuklarının cayır cayır yanmasına sebep olanlardır. O protokol yaptıkları Ensar Vakfı'nın yurtlarında tacize, tecavüze uğrattıkları küçük çocukları koruyamayan, onları istismar ederlerdir. Onların protokol yaptıkları barınma sorununu, ailelerinin çaresizliğini istismar ederek yurtlarına aldıkları çocukların zihinlerini, beyinlerini yıkamaya çalışarak bu vatana, bu millete, bu bayrağa değil başka bir sapkın inanç ve inanışa bağlayarak onları cumhuriyet düşmanı, Atatürk düşmanı yapmaya çalışanlardır. Yusuf Tekin'e buradan sesleniyoruz; sizin bu milletin çalışkan, bu milletin namuslu, çilekeş, yoksul ailelerinin çocuklarına alıp da sadece size ideolojik bir zemin yaratmak, size gelecek kuşaklarda elde edemediğinizi sağlamak için onları istismar etmenize izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
'CEMAATLERE, TARİKATLARA VE ONLARIN DEVLETİ ELE GEÇİRMESİNE DUR DİYORUZ'
Özel, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Ellerinde bulundurdukları yetkilerle şımartılanlar ve toplumu baskı altında tutarak onlara açılan yolda yürümeye çalışarak, bu milletin damarlarından ilerleyip beynine gitmeye çalışanlar, 'Hoca efendiyle aynı menzile farklı yollardan yürüyoruz' diyorlardı. Bunlardan bir grubun ne olduğu 15 Temmuz Darbe Girişimi'nde ortaya çıktı. 2010'da cumhuriyetçiler, Atatürkçüler 'Yapmayın' derken birlikte Anayasa'yı değiştirdikleri cemaatin 15 Temmuz akşamı milletin üstüne süreceği tanklara hep birlikte mazot doldurdular. Meclisi bombalayacak F-16'ların pilotlarını 2010 referandumunda o uçakların içine oturttular. Yargıyı cemaate 2010 referandumuyla teslim ettiler. Bugün cemaatlere, tarikatlara yeniden alan açarlara 'Kamer Genç söyledi dinlemediniz. 15 Temmuz'u yaşadınız, ders almadınız. Her sırtınızı sıvazladığınız cemaat ve tarikat, milli eğitimde yapılanarak sonra dönüp adalet sisteminde yapılanarak ve en nihayetinde silahlı kuvvetler içinde yapılanarak er ya da geç içindeki cumhuriyete olan kinini kusacak, namluyu bu millete çevirecektir' diyoruz. İzmir'in cumhuriyetçileri, Türkiye'nin bütün Atatürkçüleri günün birinde onlar namluyu millete çevirdiğinde, yine bu toprakları, bu ulusu, bu bayrağı koruyacağız. Onun için cemaatlere, tarikatlara ve onların devleti ele geçirmesine 'Dur' diyoruz. 'Hayır' diyoruz, 'Geçit yok' diyoruz."
'ÖLMEDİLER ÖLÜMSÜZLEŞTİLER'
Programda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise 'İnandılar, dövüştüler ve fakat ölmediler, ölümsüzleştiler. Bugün bu törende biz hepimiz Kubilay'ız, Hasan'ız, Şevki'yiz. Devrimlerin bekçisiyiz. Bir avuç hain karşısında bizler cumhuriyetin aşılmaz kalesiyiz. Gözümüzü asla kırpmadan ilerlemek için buradayız. Vatansever kardeşlerim, tarih korkakları, hainleri yazmaz. Kendi çıkarlarından başka hiçbir şey düşünmeyenleri, saltanat ve hilafet sevdalılarını, mandacıları yazmaz. Bağımsızlık için hürriyetimiz için bir an olsun gözünü kırpmayanları, canlarıyla Türkiye Cumhuriyeti'ni payidar kılanları yazar. Tarih kahramanları yazar, halk düşmanlarını yazmaz. Tarih dün vefat eden kahraman şehitlerimizi de yazacak" diye konuştu.Tören bugün düzenlenen 17'nci Kubilay Yol Koşusu'nda dereceye girenlere verilen ödülün ardından sona erdi. (DHA)