Haberler

CHP Genel Başkan Yardımcısı Karabat: Türkiye ekonomisi sağlıksız bir büyüme yaşıyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı Karabat: Türkiye ekonomisi sağlıksız bir büyüme yaşıyor
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, Türkiye ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,7 büyüdüğünü belirterek, işsizlik sorununun gerçek anlamda ele alınmadığını ve sağlıksız bir büyüme yaşandığını söyledi. Karabat, ekonomi politikalarının ayrıntılarını ve çözüm önerilerini paylaştı.

(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, Türkiye ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,7 büyüdüğünü belirterek, "Mehmet Şimşek, 'ekonominin sürdürülebilir büyümeye doğru gittiğini' söyledi. Öncelikle işsizlik sorunu gerçek anlamıyla ele alınmıyor. Şimşek diyor ki; 'mevsimsel düzeltilmiş işsizlik oranı son 44 çeyreğin en düşük seviyesi olan yüzde 8,7'ye geriledi.' Oysa ki aynı dönemde mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı yüzde 25,0 oldu. Yani çalışma çağında olan nüfusun 4'te 1'i işsiz. Burada sağlıklı bir ekonomiden söz edemeyiz" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, resmi X hesabından yaptığı "Ekonominin sürdürülebilir politikaya ihtiyacı var" başlıklı paylaşımında ekonomi politikalarının ayrıntılarını ve çözüm önerilerini sıraladı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in açıklamalarını eleştiren Karabat'ın paylaşımı şöyle:

"Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,7 büyüdü. Veri olarak iyi bir seviye olarak görülse de, sağlıksız bir büyüme ile karşı karşıyayız. Ayrıntıları ve çözüm önerilerimizi anlatalım;

Mehmet Şimşek, 'ekonominin sürdürülebilir büyümeye doğru gittiğini' söyledi. Öncelikle işsizlik sorunu gerçek anlamıyla ele alınmıyor. Şimşek diyor ki; 'mevsimsel düzeltilmiş işsizlik oranı son 44 çeyreğin en düşük seviyesi olan yüzde 8,7'ye geriledi.'

Oysa ki aynı dönemde mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı yüzde 25,0 oldu. Yani çalışma çağında olan nüfusun 4'te 1'i işsiz. Burada sağlıklı bir ekonomiden söz edemeyiz.

Çalışanların hangi sektörde yer aldıklarına baktığımızda ise orada Şimşek'in dediği gibi bir 'sürdürülebilir büyüme' hikayesinin olmadığını görürüz. Çünkü istihdamın yüzde 58,0'ı hizmet sektöründe yer alıyor.

Tüketime dayalı bir ekonomi ile bir yere varamayacağımızı son 22 yılda gördük. Şimdi Sayın Şimşek bu hikayeyi tekrar bizim önümüze sunuyor. Yılın ilk çeyreğinde hanehalklarının nihai tüketim harcamaları yüzde 7,3 arttı.

İnşaat sektörü 2024 yılının birinci çeyreğinde yüzde 11,1 arttı. Büyümeyi sırtlayan ana unsurlar bunlar oldu. Katma değerli ihracat artışımız da yok. Cari açık azalıyor deniliyor ancak sanayideki üretim düşüşüne bağlı gerileyen ara malı ve hammadde ithalatını olumlu yorumlamak doğru değil.

"Sıcak paralar fabrikalara, yatırıma dönüşmediği sürece ülkenin başına bela olur"

Gelelim büyüme hikayesinin en büyük reklamına, yani dışarıdan para girişine. Bu dönem Türkiye'ye para girişinin hızlandığı doğru. Ancak bu para doğrudan faize gidiyor. Merkez Bankası da bu paraları piyasadan toplayarak rezervlerini toparlamaya çalışıyor.

Bu sıcak paralar fabrikalara, yatırıma dönüşmediği sürece ülkenin başına bela olur. Olumsuz etkisi kısa sürede görülmez. Suni refah sağlar ama uzun vadede acısı çok olur. O yüzden Mehmet Şimşek bunun reklamını yapıyor.

2017'den bu yana yaşadığımız krizin temeli AKP'nin sıcak para politikasına dayanmaktadır. Yaşadığımız krizin ne zaman biteceği de belirsiz. Bu nedenle sıcak para tehlikelidir diyoruz.

Türkiye'ye gelen paralar hizmet ve inşaat sektörlerini beslememeli. Sanayinin ve tarımın GSYH ile istihdamdan aldığı pay artırılmalı. Peki, bu nasıl olacak?

"Yurt dışından gelen paraya ödenen faize 'yatırım vergisi' uygulanmalı"

-Yurt dışından gelen paraya ödenen faize 'yatırım vergisi' uygulanmalı. Burada toplanan kaynak ayrı bir fona aktarılmalı. Devletimiz bazı alanlarda yeniden üretime girişmek zorunda. Burada toplanan kaynak şu yatırımlarda kullanılmalı:

Türkiye'nin şu anda en az 3 tane petrokimya tesisine ihtiyacı var. Bunların tanesinin yatırım tutarı 2 milyar dolardan başlıyor.

Türkiye sanayisi paslanmaz çeliğe bağımlı ve bu da tamamen ithal ediliyor.

Yatırım tutarı 5 milyar doların üzerinde olan paslanmaz çelik fabrikası kurmak zorundayız. Otomotiv, beyaz eşya, ev aletleri, endüstriyel makine imalatımızın paslanmaz çelikte yurt dışına bağımlılığını bitirmeliyiz.

Maden alanları sadece özel sektöre bırakılınca çevre katliamları ve iş cinayetleri bitmiyor. Devletimiz kritik madenlerin üretimini yapmalı. Fabrikaların ihtiyacı olan hammaddeler kendi topraklarımızda varsa neden ithalatını yapalım? Çevreye duyarlı üretim mümkün.

Türkiye'nin su otobanlarına ihtiyacı var. GAP başta olmak üzere sulama projeleri bitirilmeli. Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Şırnak ovaları vahşi sulamadan kurtarılmalı. Sondajla sulama devri bitirilmeli. Orta Anadolu'da da projeler geliştirilmeli.

"Erzurum, Kars, Balıkesir gibi şehirlerimiz hayvancılıkta yeniden birer üs olmalı"

Türkiye'nin 10 milyarlarca dolar gıda ithalatı yapması kabul edilemez. Hayvancılık için mera ve teşvik sistemi getirilmeli. Erzurum, Kars, Balıkesir gibi şehirlerimiz hayvancılıkta yeniden birer üs olmalı.

Katma değeri yüksek üretim için mutlak suretle iş dünyası temsilcilerine kulak verilmeli. Nitelikli eleman açığı için eğitim sistemi ideolojik dayatmalardan çıkarılmalı. Gençlerimiz hizmet sektörüne mahkum edilmemeli.

Bizim CHP olarak çözüm önerilerimiz var. Türkiye'yi hak ettiği huzurlu, adil ve müreffeh seviyeye çıkarabiliriz."

Kaynak: ANKA / Güncel
title
Close