Otistik Çocuklarının Eğitimi İçin Evlerini Sattılar
İlk 4 bebeklerini anne karnında kaybeden, 11 yıl sonra kavuştukları çocuklarına ise "otizm" teşhisi konulan aile, çocuklarının eğitimi için Antalya'ya yerleşti.
İlk 4 bebeklerini anne karnında kaybeden aile, 11 yıl sonra dünyaya gelen ve otizm teşhisi konulan çocuklarının daha iyi eğitim alabilmesi için evlerini satıp Antalya'ya yerleşti.
Doğuştan gelen ya da yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkan karmaşık bir gelişimsel bozukluk olan "otizm" rahatsızlığına dikkat çekmek amacıyla her yıl 2 Nisan, Dünya Otizm Farkındalık Günü kabul ediliyor ve çeşitli etkinlikler düzenleniyor.
BEBEKLERİNİ 4 DEFA ANNE KARNINDAYKEN KAYBETTİLER
Edirne'nin Keşan ilçesinde yaşayan Gönül-Yılmaz Yüksel çifti de 9 yıl önce "otizm" ile tanışan bir aile. 4 defa hamile kalan ancak bebeklerini düşüren Gönül Yüksel, 11 yıl sonra 5'inci çocuğuna hamile kaldı.
11 YIL SONRA KAVUŞTUKLARI ÇOCUKLARINA "OTİZM" TEŞHİSİ KONULDU
Tolga Yüksel'in dünyaya gelmesiyle 11 yıldır özlem duydukları çocuk sevgisini yaşayan çiftin sevinci uzun sürmedi. Tolga'nın 1,5 yaşına kadar konuşmaması üzerine doktora giden aileye bazı çocukların geç konuşabileceği söylendi. Birkaç ay sonra 15 civarında kelime haznesine ulaşan Tolga, 2 yaşını doldurduktan sonra hiç konuşmamaya başladı. Tekrar doktora giden ve çocuklarının "otizm" hastası olduğunu öğrenen aile, tedavisi yöntemlerini araştırmaya başladı.
ÇOCUKLARININ İYİ EĞİTİM ALABİLMESİ İÇİN EVLERİNİ SATTILAR
Eğitimin önemli bir unsur olduğunu, otistik çocukların eğitilebildiğini öğrenen Yüksel çifti, Tolga'yı kazanmak için tüm imkanlarını seferber etme kararı aldı. Keşan'daki evlerini satıp 5 yıllık bir plan yapan aile, önce Muğla'nın Ortaca ilçesine, daha sonra Denizli'ye gitti. İmkanların daha iyi olduğu düşüncesiyle yaklaşık 4 yıl önce Antalya'ya yerleşen Yüksel çifti, 9 yaşındaki oğullarını Ramazan-Hatice Savaş Otistik Çocuklar Eğitim Merkezine göndermeye başladı.
"TOLGA İLE 9 YILLIK BİR YAŞAM"
AA muhabirine, eşi ve kendi için zorlu bir 9 yıl geçirdiklerini, zaman zaman etrafındaki insanlardan uzaklaşmak zorunda kaldıklarını söyleyen Yılmaz Yüksel, otistik bir çocukla yaşamı şu şekilde anlattı:
"Tolga'nın yüzde 80 ağır engelli raporu var. Tolga korku nedir bilmez, kendisine neyin zarar verebileceğini bilmez, kendisini ifade edemez, konuşamaz, hareketlerini kontrol edemez. Tolga ile yaşarken yapacağınız bir anlık dalgınlık telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir. Tolga'nın atlama, kaçma ihtimali üzerine hep birinci katlarda ve korkuluklu evlerde yaşadık."
EN BÜYÜK KAYGILARI TOLGA'NIN GELECEĞİ
Tolga'nın aldığı eğitimle daha iyi olduğunu ifade eden baba Yüksel, Tolga için eşiyle ömür boyu mücadele edeceklerini vurguladı. Tolga'nın yalnız yaşayamayacağına dikkati çeken Yüksel, en büyük kaygılarının kendilerine bir şey olduğunda çocuklarına kimin bakacağı olduğunu kaydetti. Yaklaşık 10 yıldır devletin engelli ve otistik çocukların eğitimine önemli katkılar sağladığını dile getiren Yılmaz Yüksel, "Otistik çocuklar için bir yaşam merkezi oluşturulmalı. Bizlere bir şey olduğunda çocuklarımızı emanet edebileceğimiz bir yerlerin olduğunu bilmeliyiz." dedi.
Yüksel, otizm hakkında hiç bilgisi olmayan insanların rahatsız edici bakışlarıyla karşılaştıklarını, bu durumun hem çocuklarını hem de kendilerini olumsuz etkilediğine işaret etti. Toplumun bu çocukları kabullenmesini isteyen baba Yüksel, "Hayat bizim için gerçekten çok zor ama bizi ve çocuklarımızı kabullenirseniz hayat bizim için daha güzel olacak." diye konuştu.