Haberler

Nsu Cinayetleri Davası 4. Yılında Düzenlenen Panelle Ele Alındı

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Nsu cinayetleri davası 4. yılında düzenlenen panelle ele alındıMahmut TosunBerlin, 26 Mayıs, (DHA)- Berlin'de Türkiye'nin Büyükelçilik binasında NSU cinayetleri davasının 4. Yılı konulu panel düzenlendi.

Nsu cinayetleri davası 4. yılında düzenlenen panelle ele alındı

Mahmut Tosun Berlin, 26 Mayıs, (DHA)- Berlin'de Türkiye'nin Büyükelçilik binasında NSU cinayetleri davasının 4. Yılı konulu panel düzenlendi. Panele çok sayıda Türk vatandaşının yanısıra, aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü tarafından öldürülen kurbanların aileleri, davanın müdahil avukatları, 1990'lı yıllarda Solingen ve Mölln'de evleri kundaklanarak can veren vatandaşların aileleri katıldılar.

Moderatörlüğünü Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Külahçı'nın yaptığı panel, NSU cinayetleri kurbanları ve Solingen, Mölln kundaklamalarında hayatlarını kaybeden vatandaşlarımız için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. NSU cinayetleri ile ilgili oluşturulan kısa film gösteriminden sonra konuşmalara geçildi.

Av. Seda Başay Yıldız 'Olay Örtbas Edilmek isteniyor'

Panelde ilk sözü alan davanın müdahil avukatlarından Seda Başay Yıldız, davanın başlamasından buyana aradan 4 sene geçmesine rağmen davada hiçbir ilerlemenin kaydedilemediğini söyledi. Şimdiye kadar hiçbir ciddi araştırmanın yapılmadığına değinen Başay Yıldız, ' Almanya Başbakanı Angela Merkel dava başlamadan önce bize söz vermişti, ucu nereye dokunursa dokunsun konu bütün detaylarıyla aydınlatılacak diye. Fakat bugün geldiğimiz noktada görüyoruz gerektiği gibi araştırma yapılmıyor, biz müdahil avukatlara dosyalar verilmiyor, olay örtbas edilmek isteniyor. Biz Almanya'yı hukuk devleti sanıyorduk, ama gördük ki değilmiş. Zaten daha NSU cinayetleri ortaya çıktığı gün ve onu takiben bir iki gün içerisinde, konuyla ilgili bazı dosyalar Alman istihbarat teşkilatında yok edilmişti' dedi.

Önümüze Set Çekiliyor

Yine davanın müdahil avukatlarından Serkan Alkan'da ülkede var olan kurumsal ırkçılığın bu olayla kağıda döküldüğünü belirtti. Alkan'da davanın seyrindeki olumsuzluklardan şikayet ederek şu ifadelere yer verdi 'Almanya'yı demaokrat ve hukuk devleti olarak biliyoruz. Mesela bu konularda sürekli Türkiye'yi eleştirdiğini görüyoruz. Ama kendilerinin kurumlarına baktığımızda önümüze bir set çekildiğini de görüyoruz. Yasa da önümüze set çekiyor. Dosya istiyoruz, dosya verilmiyor. Tanıkla konuşmak istiyoruz, gizli şekilde tanıkları getiriyorlar oraya. Bunlar olacak işler değil.

Davayı başından beri toplum adına takip eden Berlin Brandenburg Türkiye Toplumu (TBB) yöneticilerinden İlker Duyan'da yaptığı açıklamalarda, konunun sadece ortaya çıkan üç kişinin üzerine yıkılıp kapatılmak istendiği ve ardındaki derin yapının gizlenmek istendiği izlenimi edindiğini anlattı. Duyan 'Elde edilen deliller bu terör örgütünün daha büyük bir yapı olduğunu gösteriyor. Ama çok sayıda şüpheli unsur olmasına rağmen, davanın bu üç kişinin dışına taşması sürekli engelleniyor. Şahit olarak çağrılanların ya bilgisi yokmuş, ya aradan zaman geçtiği için hatırlamıyormuş. Konu savsaklanıyor' şeklinde konuştu.

NSU üyelerince 2000 yılında öldürülen Enver Şimşek'in Oğlu Abdülkerim Şimşek'te, cinayet sonrası haksız yere nasıl ailesinin baş şüpheli görülerek baskı altına alındığını anlattı.

Geçmiş yıllarda 8 Türk esnaf, bir Alman polis ve bir de Yunan vatandaşını öldüren aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü, üyeleri Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos'un, 4 Kasım 2011'de bir bankayı soyduktan sonra polisin takibinden kurtulmak için saklandıkları karavanda ölü bulunmaları üzerine ortaya çıkmıştı. Bu kişilerin intihar ettikleri öne sürülürken, aynı gün Zwickau kentinde NSU'nun üçüncü üyesi Beate Zschaepe'nin, kiraladıkları evi, delilleri yok etmek amacıyla kundakladığı iddia edilmişti.

O ana kadar cinayetlerde öldürülen Türkler'in aileleri zan altında bırakılmış, cinayetler kimi mafya hesaplaşması, kimi uyuşturucu kaçakçılığı gibi sebeplere bağlanmıştı. Hatta bazı Alman medyası cinayetleri 'Döner Cinayetleri' başlığı altında vererek küçümsemişti.

6 mayıs 2013 tarihinde başlayan NSU Davasında şimdiye kadar 365 duruşma gerçekleştirildi, 500'ün üzerinde şahit dinlendi, uzman görüşlerine başvuruldu ama şimdiye kadar elle tutulur bir sonuç alınamadı. Örgütün bilinen tek canlı üyesi tutklu Beate Zschaepe ise konuşmamakta ısrar ediyor.

NSU Davası'nın müdahil avukatları olayın örtbas edilmek istendiğini ve Türkiye'nin davanın sağlıklı yürütülmesi ve cinayetlerin aydınlatılması açısından baskı yapması gerektğinin altını çizdiler. Gerçekte NSU terör örgütünün yapısının ne olduğu, kökünün nerelere kadar uzandığı, şimdiye kadar kaç cinayet işlediği bilinmiyor. 1990 senesinden beri Almanya'da 182 ırkçı cinayetin işlenmiş olması, bu cinayetlerin bazılarında yine NSU'nun parmağı olup olmadığı sorusunu akla getiriyor.

Nsu Cinayetleri Davası 4. Yılında Düzenlenen Panelle Ele Alındı
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title
Close