Muhtıra Gül'e Karşı Verilmemiş!
Kanal D'de Mehmet Ali Birand'ın 32. Gün Programına Konuk Olan Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, 27 Nisan Muhtırasını Yorumladı.
Kanal D’de Mehmet Ali Birand’ın 32. Gün programına konuk olan eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, "27 Nisan bildirisi bir muhtıra değildir. Cumhurbaşkanı seçimiyle alakası yoktur. Laiklik konusunda Türk silahlı kuvvetlerinin endişesi doruğa çıktığı için yapılmış bir bildiridir" diye konuştu.
ESKİ Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde telefonunun dinlendiğinden şüphe etmediğini söyledi. Büyükanıt, "Ergenekon’dan gözaltına alınan emekli komutanları neden korumadınız" eleştirilerine, "İki tane tankla engelleyemezdim" yanıtını verdi.
Kanal D’de yayınlanan 32. Gün programına katılan Büyükanıt pek çok konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Büyükanıt şunları söyledi:
27 Nisan muhtıra değil
Şemdinli olayları sırasında Emniyet İstihbarat Daire Başkanı (Sabri Uzun) Meclis’te hakkımda uydurma beyanatlar verdi. İlgili makamlara ilettim ve o adam hemen görevden alındı. Ali Kaya, Çekiç Harekatı’nda yanımdaydı. ’Tanırım iyi çocuktur’ dedim. Beni idam etmeye kalktılar.
27 Nisan bildirisi muhtıra değil. Bunu oturup bizzat kendim yazdım. Bu açıklamadan sonra Ankara’da değildim. İstanbul’dan Başbakan’la konuştum. Neden sebep olduğunu sordu, medeni bir şekilde konuştuk.
(Devlet hasta sözleri üzerine) Hastadan daha iyi, en azından sorunlu desek, evet sorunlu yani kurumlar arası daha iyi bir iletişim sağlanabilir.
Dinleyen kaynağı bilmiyorum
TSK’nin başındayken telefonumun dinlendiğinden hiç şüphe etmedim. Ancak dinleyen kaynağı bilmiyorum, bilmediğim şeyi söylemiyorum. Emin olduğum şeyi söylüyorum. Çünkü telefonu ölçebilirsiniz. Telefonun voltajında düşüklük varsa o telefon dinleniyordur. Teknoloji o kadar gelişti ki, dışarıdan gidip dinleme cihazı falan da satın alabilirsiniz. Yani şu anda dinliyorlar diye değil de, böyle bir tespit yapıldı. Dinlendiğim zamanlar bana iletildi.
Tank götüremezdim
(Ergenekon davası) Özellikle ’Emekli orgeneraller gidip lojmanlarından alınıyor, niye Genelkurmay Başkanı buna mani olmuyor?’ diye bana çok söylendi. Silah arkadaşını korumuyor. Bakın TCK’da ek olarak çıkartılmış bir yönetmelik var, bu adli ve önleme aramaları... Askeri mahallerde yapılacak arama cumhuriyet savcısının talep ve katılımı ile askeri makamlar tarafından yerine getirilir. Bir inisiyatif vermiş mi askere, hayır. Kanun bu, yani durum böyle iken niye korumadın? Yani şunu diyebilir mi bir Genelkurmay Başkanı ya da yüksek rütbeli bir subay, ’Ben kardeşim kanun manun anlamam, giremezsin içeri... İki tane de tank götürür, e nasıl hukuk devleti.
Araştırdım, birşey bulamadım
(Özden Örnek’e ait olduğu ileri sürülen günlükler) Mümkün değil araştırmamak. Hiçbir şey bulamadım. Bir karara varmak için belge lazım. Otururum adınıza günlük yazarım. Yargıya varmak zor. Beni ilgilendiren çok bölüm var. Beni zehirliyorlar, bilmem ne yapıyorlar.