Mavi Marmara'nın 3. Yıldönümü
Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği Başkanı Yılmaz."İsrail, Mavi Marmara'yı gerçekten durdurmak isteseydi, hiç kayıpsız ve zarar vermeden durdurabileceği onlarca yol vardı" "Mavi Marmara süreci artık geri dönülemez bir yoldadır, haklı"...
Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği Başkanı İsmail Yılmaz, 3'üncü yıldönümünde çeşitli etkinliklerle anılan İsrail'in Mavi Marmara baskınına ilişkin, "İsrail, Mavi Marmara'yı gerçekten durdurmak isteseydi, hiç kayıpsız ve zarar vermeden durdurabileceği onlarca yol vardı ama o, saldırı yolunu seçti" dedi.
İsrail'in 3 yıl önce uluslararası sularda Mavi Marmara gemisi'nin de içine bulunduğu "Özgürlük Filosu"na saldırarak 9 Türk vatandaşını şehit etmesi ve yüzlerce kişiyi gözaltına almasıyla başlayan süreci AA muhabirine değerlendiren Yılmaz, "Mavi Marmara süreci artık geri dönülemez bir yoldadır. Haklı davamızda mücadelemiz sürecek" diye konuştu.
Özgürlük filosunun Ortadoğu'daki gelişmeleri de etkilediğini savunan Yılmaz, "Mavi Marmara gemisindeki yardım gönüllüleri, insanların özgürlükleri için mücadele etmeleri durumunda başarıya ulaşabileceklerini bütün dünyaya gösterdi" ifadesini kullandı.
"Mavi Marmara, herkesin dokunulmaz dediği İsrail'e dokundu"
İsrail'e ve saldırıdan sorumlu yetkililere karşı açılan davaların İsrail'in imajına büyük zarar verdiğini dile getiren Yılmaz, şunları söyledi:
"İsrail imajını düzeltmek için milyarlarca dolar harcadı. İsrail aslında o gün Mavi Marmara'yı durduramadı, özgürlük filosu mücadelenin ilk adımı oldu ve hala yoluna devam ediyor. İsrail'e ilk dava açtığımızda bize tiyatro oynuyorsunuz dediler. Geçen hafta onları bu tiyatroya çağırdık, tebliğat ellerine ulaştı. Bir sonraki celpte tutuklama kararı çıkarsa, yargılanan 4 İsrailli general dünyada kırmızı bültenle aranmaya başlayacak. Artık dokunulabilir bir İsrail var. Mavi Marmara, herkesin dokunulmaz dediği İsrail'e dokundu."
Filistin sorununun bütün dünyanın görmezden geldiği bir konu olduğunu belirten Yılmaz, şöyle devam etti:
"Filistin, topraklarından sürülmüş, öldürülmüş ve kendi akrabalarının bile yanına dönme şansı olmayan insanların ülkesi. Bu, Osmanlı'nın bölgeden çekilmek zorunda kalmasıyla başlayan bir süreç. Filistinlilerin çoğu kendi topraklarının dışında yaşamak zorunda kaldı. Suriye, Lübnan, Ürdün, Mısır, Türkiye, Avrupa ülkeleri ve başka pek çok ülkede binlerce Filistinli var. Yaklaşık 7 milyonlu Ürdün nüfusunun yarıya yakını Filistinli. Filistin meselesi dünyanın vicdanını kanatan bir sorun."
Gazze'ye uygulanan ablukayı hatırlatan Yılmaz, özellikle 2006 yılındaki seçimleri İsrail'in istemediği bir yönetimin kazanmasının ardından, Gazze'de ablukanın etkisinin Batı Şeria'dan daha fazla hissedilmeye başladığını ifade etti.
İsrail'in "Dökme Kurşun", Gazzelilerin "Furkan Savaşı" olarak adlandırdığı 2008 yılındaki bin 500 Filistinlinin hayatını kaybettiği saldırıların ağır sonuçları olduğunu belirten Yılmaz, ablukanın bu savaşın hemen öncesinde başladığını, temel ihtiyaçların bile giderilemediğini, bu dönemde ilaç bulamadığı için çok basit sağlık sorunları nedeniyle Gazze'de 300'den fazla çocuğun öldüğünü kaydetti.
Gazze ablukasını, bilinen ama görünmek istenmeyen bir problem olarak nitelendiren Yılmaz, Gazze ablukasının dünya kamuoyuna taşınması ve bölgeye insani yardım ulaştırılması amacıyla 37 ülke vatandaşının içinde bulunduğu özgürlük filosunun 6 kuruluş tarafından organize edildiğini hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı:
"İsrail, Mavi Marmara'yı gerçekten durdurmak isteseydi, hiç kayıpsız ve zarar vermeden durdurabileceği onlarca yol vardı. 31 Mayıs 2010'da, normal olmayan şekilde devlet donanması konvoya müdahale etti. Pervaneyi vursa hatta halat atsa bile gemiyi durdurabilirdi, ama İsrail saldırı yolunu seçti. Uluslararası ilişkiler ve hukuk açısından akademik olarak da irdelenmesi gereken bir konu bu."
Mavi Marmara'ya düzenlenen saldırı sonrasında dönemin Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in, iç dinamiklerden endişe ettiği için Refah sınır kapısının sınırsız açık kalacağını ilan ettiğini kaydeden Yılmaz, "Bu kapı kısmen açılmış oldu. Bu gelişme konvoyun yola çıkma amaçlarından biri olan ablukanın kısmen delinmesine yol açtı. Ayrıca bu olayla Filistin sorunu da dünya gündemine taşındı. İsrail'in taş atan çocukları terörist olarak göstermesinin yalan olduğunu anlaşıldı" dedi.
"O zaman bütün katiller sıraya girer"
Davaların tüm baskılara rağmen devam edeceğini vurgulayan Yılmaz, "Ortada 9 kardeşimizin şehadeti var, suçu işleyenler özür dileyecek ve bu işi çözecekler, yok böyle bir şey. Suçlular cezalarını çekene kadar davalar devam edecek. Bizim dışımzıda davaların kapatılması ve suçluların affedilmesine yönelik değişik senaryolar çiziliyor. O zaman bütün katiller sıraya girer, 'ben de öldürdüğüm adamdan ve ailesinden özür diliyorum, para vereyim beni de serbest bırakın' der" ifadelerini kullandı.
Yılmaz, Mavi Marmara saldırısının 3. yıldönümü dolayısıyla İstanbul'da 1 Haziran saat 17: 00'da Fatih Camii'nden başlayacak "Mescid-i Aksa ve Mavi Marmara Yürüyüşü"nün, Edirnekapı Şehitliği'nde son bulacağını sözlerine ekledi. - İstanbul