Mahkeme Başkanı'ndan, Can Gürkan'ın Avukatına Fırça
Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 46 sanıklı davanın, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmasının öğleden sonraki bölümü, tutuksuz sanıklardan Havalandırma Mühendisi Fuat Ünal Aydın'ın sorgusuyla başladı.
Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 46 sanıklı davanın, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmasının öğleden sonraki bölümü, tutuksuz sanıklardan Havalandırma Mühendisi Fuat Ünal Aydın'ın sorgusuyla başladı. Ocakta havalandırma tarama işleminin günün 24 saati devam ettiğini, hava dengesinin, basıncının aniden bozulmasının farklı sebepleri olabileceğini söyleyen Fuat Ünal Aydın, "Bu bozulmanın araştırılıp bana bilgi verilmesi ve tamir edilmesi lazım. Havalandırmada sıkıntı yoktu demekle birbirimizi kandırmış oluruz" dedi. Vardiyalarda fiili çalışan sayısının 250 ile 300 arasında değiştiğini anlatan Aydın, "Ocağa 2 bin metre küp hava verirdik. Panolardaki üretim ayaklarında yaklaşık 50 kişi çalışıyordu. Ölçüm yapan tek kişi benim. Olmadığım durumlarda emniyetçi işçiler ölçer. Hava ile alakalı her şeyi ölçüyoruz. Olay anında Olcay Erşin beni aradı, aşağıda sıkıntı olduğunu söyleyerek, 'gelmen lazım' dedi. Olay yerine indim. Ama ardından havanın ters döneceğini söylediler ve boşaltmamız istendi" dedi. Ocağın havalandırmasını her gün kontrol ettiğini değerleri de 10 günde bir deftere geçirdiğini ifade eden Fuat Ünal Aydın, olay günü ise havanın yeterli olduğunu, herhangi bir yapısal sorunun bulunmadığını kaydetti.
DUYGUSAL ANIMDA SÖYLEDİM
Ocakta havanın 10 kilometrelik bir alanda döndüğünü ve ocağın 24 saat çalıştığını söyleyen Fuat Ünal Aydın, kazadan sonra sarf ettiği "Riskleri bilseydim inmezdim" sözlerinin hatırlatılması üzerine ise, "O zaman duygusallıktan demiştim. Çünkü 5 - 10 dakika daha içeride kalsaydım ölecektim" yanıtını verdi. Aydın, acil durum sorumlularından biri olduğunu, bu sırada kendisine gösterilen "acil durum eylem planı" üzerindeki imzanın da kendisine ait olduğunu kabul etti.
PATLATMA UZMANI, EĞİTİMİNİ ALMAMIŞ
Fuat Ünal Aydın'ın ardından sorgusu yapılan ve ocakta patlatma uzmanı olarak görev yapan Maden Mühendisi Serkan Kocaman, patlayıcı sarfiyat defteri, vardiya sarfiyat defteri ile ateşçi defterlerinin tutulduğunu, ancak ateşçi defterlerinin saklandığına dair bilgisinin olmadığını ifade etti. Bir kilo dinamit atımında 750 - 860 litre gazla, 45 - 50 PPM monoksit gazının açığa çıktığını anlatan Kocaman, ateşçilerin uymak zorunda olduğu kuralların bulunduğunu, atış bölgesindeki tüm çalışanların dışarı çıkarıldığını ve atış bitene kadar kimsenin geçirilmediğini, ana galeride atış yapıldıysa nakliyenin de durdurulduğunu ifade etti. Madenci ailelerin avukatlarının iki işi aynı anda yürüttüğünü, oysa mevzuatta binden fazla çalışanı olan madenlerde bunun yasak olduğunu bilip bilmediği yönündeki sorusuna Serkan Kocaman "Evet" dedi.
ŞİRKETİ KOLLAR TARZDA CEVAP VERDİĞİ İÇİN SORU SORMUYORUM
Gaz izleme odası personeli olan tutuksuz sanıklardan Erdoğan Cinoğlu'da, kendisine yöneltilen sorulara, ocağı boşaltma yetkisinin olmadığını, karbomonoksit seviyesi yükselmesi durumunda amirlerine bildirme görevinin bulunduğunu anlattı. Erdoğan Cinoğlu'nun, sanık avukatlarının sorularına cevap vermesinden sonra söz alan mağdur avukatlarından Denizer Şahin, "Sanık sorularla yönlendirildiği ve şirket çıkarlarını kollar tarzda cevap verdiği için soru sormuyoruz" dedi. Metan 0,25 olduğunda enerjiyi kestiklerini açıklayan Cinoğlu'na, ÇHD Genel Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı da, "Sizden öncekiler 0,50 dedi. Kanun ise 2.00 diyor?" diye sorması üzerine, "Öyle hatırlıyorum, tam hatırlamıyorum" yanıtını verdi. Erdoğan Cinoğlu'nun, madende çalışmaya devam ettiğini söylemesi üzerine ailelerin avukatlarından Mürsel Önder'de, "Sanık kendi aleyhine ifade veriyor. Kapatılmış bir madende çalıştırılıp maaşı ödenmeye devam ediyor, üstelik şirket yönetimi ekonomik güçlük yaşadığını açıklamasına rağmen" dedi.
ELEKTRİK PROJESİNİ SUNDUM
Tutuksuz sanıklardan elektrik sisteminden sorumlu mühendis Ümit Şahin'de, avukatların kendisine yönelttiği sorulara, "Elektrik projesi her yıl TKİ'ye verilmezdi. Ancak kazanan hemen sonra kurtarma çalışmaları sürdüğü sırada, projeyi, hem savcıya hem de bilirkişi heyetine verdim. Ocakta kullanılan kablolar, maden yasasına uygundu. Kablolar eski değildi ve taşıma kapasitesine de uygundu. Ayrıca ocak içerisinde biz kabloları tavana asarız. Anayol üzerinde 2-2.5 metre yüksekliğinde bantlarla arasında mesafe vardır. Bazı noktalarda yakınlık olabilir. Bilirkişi muhtemelen bu noktaları, raporunda anlatmış olabilir" dedi. Ümit Şahin ayrıca, yangının elektrik sisteminden çıktığına inanmadığını, kablolar üzerinde madenin yandığını ama alev geçtiği zaman kısa sürede söndüğünü ileri sürdü. Şahin, ayrıca müfettişlerin de ocağa geldiği zamanları önceden bilmediğini öne sürdü.
MAHKEME BAŞKANINDAN CAN GÜRKAN'IN AVUKATINA FIRÇA
Tutuksuz sanıklardan Vardiya Amiri Harun Yılmaz'ın sorgusuna geçildiği sırada sanık avukatlardan Can Gürkan'ın avukatı Kadir Çekin'in soruları üzerine Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, davayı uzatmaya yönelik mükerrer ve dosyaya katkısı olmayan sorular sorduğu gerekçesiyle uyardı. Daha birçok mağdur işçi ve yakınlarının dinleneceğini hatırlatan Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, "Hep aynı benzer soruları soruyorsunuz. Bir yere gelmek istiyorsunuz ancak uzatıyorsunuz. Lütfen direk konuya girin ve sorun" diye uyardı. Aileler de sanık avukata "Video kaset izliyoruz, sürekli başa sarıyor, top çeviriyorsunuz" diyerek tepki gösterdi.
Vardiya Amiri Nazmi Cem Nesimoğulları da, dinamit atımlarında bütün sistemin durdurulduğunu, ancak bantların çalışmaya devam ettiğini anlattı. İnsan nakil bantlarıyla kömür taşındığını kendisini görmediğini de ileri süren Nesimoğulları, "Olay anında, aşağıda sıkıntı olduğunu söylediler, panomu aradım meşguldü. Ocağı boşalttırmak için panoma gittim. Ama ben gittiğimde zaten haber verilmişti" dedi. Maden mühendisi ve üretimi amiri Hüseyin Alkan, daimi nezaretçi olduğunu duruşmada öğrenmesine yönelik soruya, "Ben Park Teknik sırasında 2008 yılında bana daimi nezaretçi olduğum söylendi. Bunun içinde noterde belge imzaladım. Sonra devir işlemi oldu. Ben her maden mühendisinin aynı zamanda daimi nezaretçi olduğunu biliyordum. Buraya kadar" dedi. Hüseyin Alkan'ın, "Maden Mühendisleri Odası ilanlarında maden mühendisi ve daimi nezaretçi arandığı bilgisi verilir" yönündeki sözlerine ise, Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, "Bir de Yargıtay kararlarına bak" dedi.
Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, yarın tutuksuz sanıkların sorgu işlemlerinin tamamlanmasıyla perşembe günü de ocaktan kurtulan mağdur madencilerden 13 kişinin tanık olarak dinleneceğini açıkladı.
Haber: Taylan YILDIRIM / AKHİSAR (DHA)
(Tür: Yurt)