Macaristan'da Mehmet Akif Ersoy'u Anma Programı
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : Programdan görüntüler Şair ve yazar Mustafa Özçelik'in açıklamaları Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy'u anmak için program düzenlendi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
Programdan görüntüler
Şair ve yazar Mustafa Özçelik'in açıklamaları Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy'u anmak için program düzenlendi.
Milli şair Ersoy'un vefatının 80. yılı ve İstiklal Marşı'nın kabulünün 95. yıl dönümü dolayısıyla Budapeşte Yunus Emre Enstitüsünde "İstiklalin ve İstikbalin Şairi Mehmet Akif Ersoy" konulu program düzenlendi.
Şair ve yazar Mustafa Özçelik, programda yaptığı konuşmada, Mehmet Akif Ersoy'un milli ve dini değerlere bağlı yeni gençlik hayali olduğunu belirterek, "İstiklal Marşı, Türklerin kimlik kartıdır. Milli marşın sözleri, Türkiye'de yaşayanların arasındaki tüm faklılıkları kaldırarak ortak görüşü anlatır. Milli marş adeta sivil bir anayasa metni gibidir." diye konuştu.
Mehmet Akif Ersoy'un şahsiyetinin araştırmaya değer olduğunu ifade eden Özçelik, "Mehmet Akif, bu marşı orduya ithaf eder. Marşın başında 'orduya ithafen' şeklinde yazar. Bu marşı kendi şiir kitaplarına almaz, kendisine sorulduğu zaman ise 'Bu, benim değil, milletimin marşıdır' diye cevap verir." görüşünü paylaştı.
Özçelik, milli marşların genelde milletlerin tehdit edildiği dönemlerde yazıldığını, genellikle vatan ve millet sevgisi üzerine kurgulandığına dikkati çekerek, "Her ne kadar milletler farklı da olsa milli marşlar genel kavramlar açısından birbirine yakındır. Bu açıdan milli marşımız da evrensel bir metindir." değerlendirmesinde bulundu.
Akif'in, karanlık çağlarda toplumu aydınlatan, ışık saçan kimliğe sahip olduğunu vurgulayan Özçelik, "Akif, Yunus Emre'nin mirasıdır, Kurtuluş Savaşı'nda manevi komutandı." ifadelerini kullandı.
Özçelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyanın dört bir tarafında faaliyetlerde bulunan Yunus Emre Enstitüsünün çok önemli bir misyonu yerine getirdiğini belirterek, "Yunus Emre Enstitüsü aracılığıyla hem Türk dili ve kültürü başka ülkelerde tanıtılıyor hem de bu merkezlere gelen yazarlar, şairler buralarda gördükleri ve edindikleri tecrübeleri Türkiye'ye aktarıyorlar. Böylece kültürler ve halklar arasında bir kaynaşma oluyor." şeklinde konuştu.
Programa Türkiye'nin Budapeşte Büyükelçisi Şakir Fakılı'nın yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.