Latif Erdoğan: "İhlas Finans, Fetö'nün İlk Komplike İşiydi"
Fetullah Gülen’in en yakınındaki adamlardan biri olan, zamanında FETÖ’nün beyin takımında yer alan, Fethullah Gülen’le yarım asra yakın süren yol arkadaşlıkları, hukukları ve dostlukları bulunan gazeteci-yazar Latif Erdoğan, “Asıl gaye, İhlas Holding’i batırmaktı.
Fetullah Gülen'in en yakınındaki adamlardan biri olan, zamanında FETÖ'nün beyin takımında yer alan, Fethullah Gülen'le yarım asra yakın süren yol arkadaşlıkları, hukukları ve dostlukları bulunan gazeteci-yazar Latif Erdoğan, "Asıl gaye, İhlas Holding'i batırmaktı. Maksadı; İhlas o günlerde çok güçlüydü, en güçlüydü. Onları ekarte ederek kendi önünü açmaktı. İhlas Finans, ilk komplike işiydi" dedi.
TGRT Haber'e konuşan Latif Erdoğan, Fethullah Gülen'e iyilik yapanların, ondan hainlik, ihanet gördüğünü söyledi. FETÖ'nün sadece devlette yuvalanmadığını, ifade eden Erdoğan, "Orduda, emniyette, yargıda değil; en güçlü holdinglerin içlerine de sızdılar. 1995'te kurulan İhlas Finans'a da sızdılar. Refik departmanı adı altında İhlas Finans'a girdiler. İslami topluluklara sızmanın adı Refiklik, yani 'arkadaşlık' demektir. Yardım ediyorlar, destek oluyor. İçini boşaltıyorlar, her türlü bilgi, belgeye sahip oluyorlar ve doğrudan FETÖ'ye servis ediyorlardı. Bir şey çökertilecek ise ve tamamen sahip olunacak ise o adamları ve emri FETÖ verirdi. Ancak İhlas Finans asıl hedef değildi, İhlas Finans üzerinden İhlas Holding'i batırmak istediler. Ben o sırada, beyin kadrosu içindeydim. İhlas Finans'ı, FETÖ batırdı" dedi.
"HESABI OLMAYANLAR ORTALIKTA BAĞIRDI"
Latif Erdoğan, operasyonu aşama aşama nasıl yaptıklarını anlatırken, "Başbakanda olmayan bilgiler, FETÖ'deydi, onda vardı. Bankada hesabı olmayan grupların, şube önlerine gönderilerek çığırtkanlık, taşkınlık yapmaları ve mudileri galeyana getirmeleri istendi. Ayrıca kendi gruplarındaki zengin, varlıklı kişilerin de bir anda İhlas Finans'tan yüklü miktarda paralarını çekmelerini ve Bank Asya'ya yatırmalarını emrettiler. Kuruluş bunu karşılayamayınca ve devletteki adamları vasıtasıyla da, aslında İhlas Finans'a ödenmesi gereken paralar, verilmeyerek, öte yandan toplum nezdinde de 'battı' şaiyası yayılarak ve kara propaganda ile operasyon sonuçlandırıldı" diye konuştu.
"İHLAS FİNANS OPERASYONU İLK İŞİYDİ"
Latif Erdoğan, tüyler ürpertici açıklamalarını sürdürerek, "İhlas Finans, FETÖ'nün ilk komplike işiydi. MİT, emniyet, ordu, yargı ellerinde… Kim kimin aleyhinde karar verecekti. İhlas'ı batırmak için kuşatırken, emniyeti, MİT'i kullanıyorlar. Hüsamettin Özkan, Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, Süleyman Demirel'i kullanıyorlar, hafta sonunu ayarlıyorlar. MİT'in gösterdiği 'İhlas'la ilgili olumsuz' raporu da FETÖ'nün kendisi hazırlamıştır. BDDK, Maliye Bakanlığı ve devlet içindeki 'Başbakan' seviyesindeki; Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevit'in de aralarında olduğu organize bir işti İhlas Finans, daha doğrusu İhlas Holding'i batırma operasyonu... Ondan sonra Muhsin Yazıcıoğlu, Danıştay, Odatv, Hrant Dink Cinayeti, Poyrazköy, Cübbeli Ahmet Hoca, Uludere, Balyoz, Ergenekon, Kumpas, Şike, 17 - 25 Aralık ve en son olarak 17 Temmuz Darbe Kalkışması. Netice itibariyle Allah ne yaptı; o sizden bir İhlas Finans'ı aldı; Allah, ona ne verdiyse aldı" şeklinde konuştu.
"ALPARSLAN TÜRKEŞ'İ FETÖ ÖLDÜRDÜ"
Türkeş vefat etmeden bir hafta önce FETÖ'nün kendisini odasına çağırdığını aktaran Latif Erdoğan, şöyle konuştu: "Türkeş, benim infaz edilmem için emir vermiş; fakat onu da yanlışlıkla ordudaki bizim arkadaşlardan birine vermiş. Çocuk gelmiş, bana ağlaya ağlaya 'Efendim sizi infaz etme' emri aldım diye anlatıyor. Bir hafta sonra da Türkeş vefat etti zaten. Hatta daha sonra duydum ki; bütün herkese 'Türkeş'e beddua etme' vazifesi göndermiş. Yani bu beddua seansları, eskilerden geliyor. Erbakan'a da, dönemin kuvvet komutanlarına da beddua ettirirdi. Aslında arkasından 'küçültücü' laflar ettiği Türkeş'in arkasından, 'demokrat cumhurbaşkanı' gibi laflar etti. Herkesten önce de cenaze namazında bulundu" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE GAZETESİ YAZMIŞTI ASLINDA"
'FETÖ'nün İhlas'a düşmanlığı çok eskiye dayanıyor' diyen Erdoğan, bunu açıklarken; iki temelden bahsetti, ilk olarak Fetullah Gülen'in Abdülhakim Arvasi Hazretleri'ne 'sevgisizliğini' örnek gösterdi, ikinci olarak ise "1968'de Kestane Pazarı'nda bir binbaşı ile yaşadığı tartışma" dedi. 'İhlas güçlüydü, çok büyük bir güçtü ve bertaraf edilmesi gerekiyordu' ifadesini kullanan Erdoğan, "Türkiye Gazetesi'ndeki bir yazıda, 'Sen de mi Brütüs' yazıyor ve İslam dışı işler yaptığı anlatılıyor. O dönem bizi 'Sakın bu yazıyı okumayın' diye uyarıyordu. Sonra anladık ki; o yazı bunun bütün foyasını o günlerde ortaya koyuyormuş. İhlas'ı bertaraf etmek isteyenlerin, o günlerdeki rejimin elinde bir figür, figürandı FETÖ." dedi.
"ÖZAL ZEHİRLENDİYSE, FETÖ'DENDİR"
FETÖ'nün 28 Şubat'ın 'asla' karşısında olmadığına; bilakis destekçisi olduğuna dikkat çeken Latif Erdoğan, "Mesela Turgut Özal, rahmetli Enver Ören'e diyor ki; 'Bak, bu adama dikkat et. Sen ne yaparsan, aynısını yapıyor.' Aynısını yapmasının sebebi de; Amerika bunu kullanıyor. Ben yakın duruyorum; çünkü 'Amerika kullanacağına, biz kullanalım' diye... Gülen, Enver Bey'i de Özal'ı da sevmezdi. Eğer Özal'ın zehirlenmesi kanıtlanırsa, arkasında FETÖ'yü görürüm. Tıpkı; Muhsin Yazıcıoğlu'nun şaibeli helikopter kazası gibi... Özal'ı karaktersizlikle suçlardı; kimin karakterinin neye müsait olduğunu tarih gösterdi" diye konuştu.
"80 DARBESİ'Nİ 3 AY ÖNCE BİLİYORDU"
12 Eylül 1980 darbesinin olacağını FETÖ'nün 3 ay önceden bildiğini açıklayan Erdoğan, "İzmir'de Yamanlar Koleji'nin 5'inci katında bana FETÖ, 80 darbesinin olacağını, 3 ay önce haber verdi. İfadesi de aynen şöyleydi: 'Latif hoca dikkat edelim, yakında darbe olabilir' 3 ay evvel darbeyi bir adam nasıl bilir. Fakat sonra kendi konuşmaları arasında itiraf ediyor, 'Bana 3 ay evvel geldiler ve bir cuma günü ihtilal olacak. Yerini değiştir' dediler. Ben de hemen valideme gittim. Beni bulamadılar geldikleri yerde' diyor... Kenan Evren bunun için; 'Madem o iyi bir insan. Onu bırakalım' diyor. Güya 6 sene kaçıyor, aranıyor, bulunamıyor. Halbuki; yakalanıyor, sonra salıveriliyor. Subaylar çok seyahatte bunu görüp, gözaltına almıyordu" şeklinde konuştu.
"MESUT YILMAZ CUMHURBAŞKANLIĞI İÇİN ARADI"
Erdoğan, Amerika'da FETÖ'nün yanındayken, telefon çaldığını söyledi ve devam etti: "Arayan Berna Hanım'dı. Mesut Yılmaz'ın hanımı… Telefondaki ses diyor ki; Hocam! Mesut da Cumhurbaşkanı olmak istiyor, dua eder misiniz? Duanın manasını FETÖ bilmiyor mu; 'kriptolu' laf… Yani müdahale edin de; Mesut, Cumhurbaşkanı olsun efendim. Demirel'in kendi ifadesidir; 'Bu hoca isteseydi, ben, ikinci defa Cumhurbaşkanı olurdum. Meclis'te onun güçlü bir ağırlığı vardı."
"SİHİR VE BÜYÜCÜLÜK İÇİN AYRI DEPARTMANI VAR"
FETÖ, kendi mollalarından birine, 'Ergenekon Davası'ndaki dosyaları bize, cinler getirdi' diyor. 200 kadar cin topluluğu ile görüştüğünü söylüyor. Dini istismar ediyor, insanların inançlarını suiistimal ediyor. FETÖ'nün sihir ve büyücülük için özel bir departmanı var. Sihir ve büyücülük için bir çalışma şekli var. Medyumlarla bu işi yapıyorlar. Şu andaki hahamları ve papazları da işin içine sokarak belki de dünyadaki en güçlü grubu olabilir. FETÖ, Cumhurbaşkanı'na da en az 10 defa büyü yaptı, ömür biçti, yok etmek istedi. Ama işte, Allah'ın da bir takdiri var. Tesir, Halk etmedikçe; kimse kimseye bir şey yapamıyor. Bu zalim her şeyi yapar. Bir karınca öldürmüş kadar da acımaz… Ama Pensilvanya'daki çiftliğin çatı katında, Türkiye'den gelen bir kilo muska bulunduruyor korunmak için… Bu, kendisinin ifadesidir. Ama ben bu adamın, Müslüman olduğunu kabul etmiyorum. Kelime-i tevhidin kalbinde karşılığı olduğuna inanmıyorum. Ateist sonradan deist olmuş biri diyor ki; Gülen, Muhammed'ten daha büyüktür. Onun kılıçla yapamadığını, kalemle yapmıştır. Bu FETÖ, Kemal Tahir'e nasıl bakıyorsa, Peygamber Efendimiz'e de aynı bakıyor. Bir yerden sonra Peygamber Efendimiz'i aradan çıkarıp doğrudan Allah'la görüştüğünü söylüyor. 15 Temmuz'un meczup komutanları da, bunun doğrudan Allah'tan emir aldığını düşündüğü için Cennet'te yerlerini garanti altına aldıklarını zannediyor" ifadelerini kullandı. - İSTANBUL