Samsun'da Azerbaycanlı Doktor, Doberman Çiftliği Kurdu
Samsun'da iş yeri hekimliği yapan Azerbaycanlı Elgün Dadaşov, 2021'de 1 dönüm alanda doberman çiftliği kurarak köpekleri 40'tan fazla ülkeye gönderiyor. Dadaşov, dobermanları güvenlik ve yakın koruma amacıyla satın alanların yanı sıra, bu ırka ilgi duyanlara sosyal medyada destek veriyor. Çiftliğinde 14 doberman bulunan Dadaşov, üretiminde sağlık ve irkın saflığını ön planda tutarak merdiven altı üretimlere karşı çıkıyor.
SAMSUN'da iş yeri hekimliği yapan Azerbaycanlı Elgün Dadaşov (39), 2021 yılında 1 dönüm alana doberman çiftliği kurarak yetiştirdiği köpekleri yurt dışına ücretli olarak göndermeye başladı. Dadaşov, "Dobermanları, 40'ı aşkın ülkeye gönderdim. Doberman'ın memleketi normalde Almanya'dır. En çok da Almanya ve Amerika'ya gönderdim. Dobermanlar, yakın ve alan koruma köpekleri olarak geçerler. Genelde benden alan insanlar yakın koruma için koruyucu amaçlı alıyorlar" dedi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi mezunu Azerbaycanlı Elgün Dadaşov, yaklaşık 10 sene önce bir arkadaşının hediye ettiği melez cins dobermanı sahiplendi. Dadaşov, 2021 yılında 1 dönümlük doberman çiftliği kurarak yetiştirdiği köpekleri ücret karşılığı yurt dışına göndermeye başladı. Dadaşov, "Çocukluğumdan beri çok fazla köpek ırkı baktım. 10 yaşından beri köpeğim oldu. Ama doberman hepsinden çok farklı bir ırk. Zeka olarak, ön sezileri olarak, sahibine bağlılığı var. Doberman bakmak gibi bir düşüncem yoktu. Tamamen tesadüflerle oldu. Sevdiğim bir ağabeyim bana eğitimli melez bir doberman hediye etmişti. Dobermanla ilgili araştırma yaptım. Gerçek dobermanın melez bir dobermandan çok daha farklı olduğunu aslında benim sevdiğim doberman profilinden çok üstün olduğunu öğrendim. Sonrasında anne ve baba Macar olan bir doberman sahiplendim. Adı Achill'di. Onu şu anda kaybettik. 2013 yılında almıştım. Tüm maceramız Achill'le başladı. Sonrasında Achill'le gezince insanların ilgisini çekmeye başladı. Yavrusunu soranlar ve isteyenler oldu. Achill'e sosyal medyadan sayfa oluşturdum. Yavru isteyenlerin sayısı çok fazla oldu. Sonra kredi çekip, 2 tane damızlık dişi doberman aldım. Karadeniz'de de bu işi resmi olarak yapan birinin olmadığı öğrenince bu işi yapmaya başladım" diye konuştu.
'GENELDE KUYRUKLARI VE KULAKLARI KESİLİYOR'
Dobermanların yakın ve alan koruma köpekleri olduğunu ifade eden Dadaşov, "Dobermanları, 40'ı aşkın ülkeye gönderdim. Doberman'ın memleketi normalde Almanya'dır. En çok da Almanya ve Amerika'ya gönderdim. Dobermanlar, yakın ve alan koruma köpekleri olarak geçerler. Genelde benden alan insanlar yakın koruma için koruyucu amaçlı alıyorlar. Evde çocuklarına alanlar da oluyor. Bunlar da genelde Amerika'da oluyor. Aynı zamanda iş köpeğidir. Güvenlik güçleri de kullanıyor. Koruma köpekleri olduğu için genelde kuyrukları ve kulakları kesiliyor. Çünkü köpeğin o anki ruh halini belli etmesin diye kesiliyor. Mesela köpeklerin kuyruk hareketlerinden ruh halini anlayabilirsiniz. Birçok köpeğin kuyruklarının kesilme nedeni, ruh hallerinin karşı tarafa belli etmemesi içindir. Kulak da sadece görsel amaçlı, dik kulağın caydırıcılığı daha yüksek diye estetiğe başvuruluyor" dedi.
'BU KÖPEKLER, 7 IRKIN BİRLEŞMİYLE ORTAYA ÇIKTI'
Dobermanların enerjik bir ırk olduğunu belirten Dadaşov, "Bu köpekler, 7 ırkın birleşimiyle ortaya çıktı. Bu enerjik bir ırktır. Dolayısıyla enerjik bir yönetici tarafından yönetilmesi gerekiyor. Tüm gün evde yatan sahibe ihtiyaç duymaz. Mutlaka kendisi gibi hareketli olan birine ihtiyaç duyar. Günlük enerjisi atılmadığı takdirde mutsuz olur. Bunun dışında huzursuzluk oluşturabilir, sağı solu kemirebilir. O yüzden büyük bahçeli evlerde bakılmasını öneriyoruz. Bir doberman için en az 40 metrekarelik bir alana ihtiyaç var. En az da 2 saat koşu ve tempolu yürüyüş yapılması gerekir. Enerjisini o şekilde atabilir. Apartman ortamında bakıma da uygun değildir. Bunların çocuklardan pek farkı yok. Dobermanların 7 yaşındaki çocuk zekasına sahip olduğu söyleniyor. O yüzden durum ayırt edebiliyorlar. Bunları da çocuklarınız gibi düşünün. Düzgün eğitirseniz, istediğiniz gibi olurlar. Yapmazsanız serseri ve saldırgan olabilirler. Bu ırkta sosyallik önemli. Bir köpeğin sosyal olabilmesi 100 farklı insan ve köpekle tanışması gerekiyor" diye konuştu.
'KULÜBELERİ KENDİ İSTEĞİMLE ZEMİNDEN ISITMALI YAPTIM'
Çiftliğinde şu an 14 tane dobermanı olduğunu ifade eden Dadaşov, "1 dönümlük bu çiftliği 3 sene önce kurduk. Çiftliğimizdeki kulübeler yerden ısıtmalı. Burayı Tarım ve Orman Bakanlığı'nın şartlarına uygun şekilde yaptık. Dobermanlar hassas, kısa tüylü ve kolay üşüdükleri için kulübelerini kendi isteğimle zeminden ısıtmalı yaptım. Kulübeleri geniş. Her birinin 4 metrekare kulübesi var. Hepsi de ısı yalıtımlı. Köpeklerimiz doğum yaptıkları zaman yanlarında duruyorum. Ona yardımcı oluyorum. İlk doğumlarla heyecanlı ve acemi oluyorlar. Onlara yardımcı olmak için yanlarında sabahladığım çok oluyor" dedi.
'AMERİYA'YA 6 AYDAN ÖNCE YAVRU GÖNDEREMİYORUZ'
Köpekleri 4 veya 6 aylıkken yurt dışına gönderebildiğini belirten Dadaşov, "İhracat kuralları gereği bazı ülkelere 4 aydan önce gönderemiyoruz. Belli aşıları ve mutlaka kuduz aşısı yapılması gerekiyor. Amerika'ya da 6 aydan önce yavru gönderemiyoruz. Dobermanda gelmek istediğim noktaların birçoğuna ulaşmış durumdayım. Bu ırkta benim gibi üreticilerin daha çok olmasını istiyorum. Merdiven altı değil de ırkı gerçekten seven, sağlığını önemseyen kişiler olmalı. Bu ırkı daha iyi yerlere taşıyalım. İnsanların o kafasındaki olumsuz doberman algısını tamamen yıkalım istiyorum" diye konuştu.
'MERDİVEN ALTI ÜRETİMLERİ DESTEKLEMEYİN'
Saf ırkların desteklenmesi durumunda sokak hayvanlarının da azalacağını ifade eden Dadaşov, şunları söyledi:
"Aslında başından beri hep desteklediğim şey şudur; her köpek ırkının kendine göre bir amacı var. Her köpeğin kullanım amacı farklıdır. Eğer ki saf ırkı koruyup, bu şekilde üretenler olursa ve merdiven altı üretimlerden kaçınırlarsa, o zaman sokaklardaki sahipsiz köpekler de az olur. Kendi ırkım için söylüyorum. Bugüne kadar hepsinin takibini yapıyorum. Hiçbirisinin de sokağa düştüğünü görmedim. Eğer bu şekilde üretimler artarsa, böylece sokaktaki sahipsiz canlarımız da azalır. Azalırsa tabii ki onlarla ilgili de endişelerimiz ortadan kalkar. Saf ırk üreticileri ne kadar çok desteklenirse, merdiven altı üreticiler ne kadar çok desteklenmezse, sokaklardaki canlıların sayısı da o kadar azalır. Zamanla git gide sokakta hayvan kalmaz. Devletin yapabileceği şeyler sınırlıdır. İnsanların da bu konuda yapması gereken şeyler vardır. Toplumun yapması gereken şeyler vardır. Merdiven altı üretimleri desteklemeyin. Mama parasına köpek sahiplendirenler falan çok var. İnsanlar, bir bedel ödemeden aldıkları şeyin değerini çok fazla bilmezler. İlk sorunu yaşadıklarında sokağa atarlar ve sokak hayvanları artar. Sokakta farklı ırklar bir araya gelip, çiftleştiklerinde bu sefer de yeni sokak köpekleri ortaya çıkar. Bunları önlemenin yolu da kısırlaştırmak ve merdiven altı üretimini engellemekten geçer."