Köylerdeki kadın öğretmenlerden 'ağlayan gelin' ve 'peynirle eğitim' projesi
Kahramanmaraş'ın Nurhak ilçesine bağlı Tatlar köyünde 4 buçuk yıl görev yapan sınıf öğretmeni Fatma Gül Şahan, bölgede yetişen ve endemik bir bitki türü olan 'ağlayan gelin' olarak bilinen ters lale çiçeğinin tanıtmak için bir proje geliştirdi.
Gül KABA DEMİR-Mehmet CANBULAT/İSTANBUL, - Kahramanmaraş'ın Nurhak ilçesine bağlı Tatlar köyünde 4 buçuk yıl görev yapan sınıf öğretmeni Fatma Gül Şahan, bölgede yetişen ve endemik bir bitki türü olan 'ağlayan gelin' olarak bilinen ters lale çiçeğinin tanıtmak için bir proje geliştirdi. Depremde köyde olan evi yıkılan ve birçok tanıdığını kaybeden Şahan, bundan yola çıkarak bölgenin kalkınması projeyi hayat geçirdiğini söyledi. Projesiyle çocuk gelinlere de dikkat çekmek istediğini belirten Şahan, "Ağlayan gelin çiçeğinin olduğu bölgeleri haritalandırıyoruz. Gelen turistlere bu haritaları vereceğiz. Haritalarla çiçeklerin tanıtılmasını sağlayacağız. Bölgedeki kadınlara da eğitim vererek çiçekten sabun, koku, magnet, süs eşyası yapılmalarına imkan sunacağız" dedi. Ağrı'nın Tutak ilçesinin Yayıklı köyünde 3 yıl görev yapan Sema Şahin Demir de bölgede üretilen tel peynir üzerinden bir proje geliştirdi. 'Peynirle eğitim' adını verdiğini projesini anlatan Demir, "Yörede yapılan tel peynirini tanıtıp coğrafi işaret alarak bölgeye destek olmak istiyorum. Yeni bir gravyer yaratabiliriz. Bölgede kooperatifi ve atölye kurarak kadınların istihdamına katkı sağlamak, sosyalleşmelerine destek olmak istiyorum. En büyük hedefim ilçeden üniversite okumak için giden ve geri dönmeyen gençleri geri döndürmek" diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı ve Türk Eğitim Derneği'nin 2018 yılında Z Zurich Vakfı katkılarıyla hayata geçirdiği 'Eğitimin Sigortası: Öğretmenlerimiz' projesiyle Cumhuriyetin 100'üncü yılında 77 farklı il ve 938 köyden toplam bin 138 öğretmene, bu öğretmenler aracılığıyla 30 binden fazla öğrenci ve 150 binden fazla aile bireyine ulaşıldı. Projenin bundan sonraki etabında, öğretmenlerin kendi bulundukları bölgelerin gelişimi ve değişimi için oluşturdukları sosyal fayda odaklı projelerini hayata geçirerek yerel kalkınmaya destek olmaları hedefleniyor.
2018 yılında 50 öğretmenle başlayan ve bugüne proje, Atatürk'ün 'Yeni kuşak, en büyük cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaklardır' misyonuyla 5 yıldır devam ediyor. Proje kapsamında köylerde görev yapan kadın öğretmenler, 'Sosyal Etki Yaratan Öğretmen Modülü' eğitimlerini İstanbul'da tamamlandı. 5 gün süren eğitimlerin ardından öğretmenler, uzman mentorların desteği ile kendi projelerini tasarladı. Eğitim süresince akran zorbalığını önlemekten biyolojik çeşitliliğin korunmasına, yerel üreticilerin desteklenmesinden kadın sağlığı ve aile planlamasına kadar pek çok farklı alanda toplam 55 proje fikri geldi. Projenin bundan sonraki etabında öğretmenlerin kendi sosyal fayda odaklı projelerini hayata geçirerek yerel kalkınmaya destek olmaları hedefleniyor. Öğretmenler öncülüğünde gerçekleşecek bu girişimlerin Eğitimin Sigortası: Öğretmenlerimiz projesinin en önemli yanlarından biri olarak topluma fayda sağlaması bekleniyor.
"ŞEHİRLEŞMENİN ARTTIĞI KÜÇÜLMÜŞ KÖYLERDE EVLATLARIMIZA UMUT OLMAYA ÇALIŞIYORLAR"
Projeye yönelik konuşan Türk Eğitim Derneği (TED) Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, "Eğitim sistemlerini sosyal adaleti oturtma noktasında kurgulamak gerekir. 21'inci yüzyılda savaşların beyinlerle yapıldığı gerçeğinden hareketle ülkenin en ücra köşesindeki evlatlarınıza eğitimde fırsat eşitliği sunmak mecburiyetindesiniz. İş birliği yaptığımız kurumlarla köylerde mesleklerinin ilk yıllarında olan kadın öğretmenlerimize dokunmak istedik. Aslında bu kardeşlerimiz hudutta bekleyen askerlerimiz gibi vatan görevini yapıyor. Şehirleşmenin arttığı küçülmüş köylerde evlatlarımıza umut olmaya çalışıyorlar. Mesleklerinin başındalar akademik yetkinlikleri sınırlı. Travma yaşıyorlar çünkü köylere gidiyorlar alışkın olmadıkları bir ortamda üretken olmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla öğretmenlerimize akademik, psikolojik ve sosyal destek vermek gerekiyor. Dünyada da böyle birçok projenin hızlı bitmesi istenir. Bize göre bir proje sürdürülebilir olmalıdır. Böyle olursa çarpan etkilerini ve çıktı analizlerini iyi yaparsınız. Projeye başlarken ana hedefimiz cumhuriyetin 100'üncü yılında bin kadın köy öğretmenine ulaşmaktı. Bugün itibariyle 77 ilde 938 köyde bin 138 öğretmenimize ulaştık" dedi.
"ÖĞRETMENLERİ BİRER SOSYAL GİRİŞİMCİ YAPMAYI HEDEFLEDİK"
Z Zurich Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Yılmaz Yıldız ise "Projeyi kırsaldaki kadın öğretmenlerin eğitimlerine yönelik hayata geçirdik. Onları birer sosyal girişimci yapmayı hedefledik. 2 milyon dolarlık bir projeydi, son hızla gidiyoruz. Tamamladık, 2023'ten sonra inşallah ikinci bölümüne başlıyoruz. Bu rakamı onlar, yüz binlere çıkaracağız. Öğretmenlerimizi burada görünce Türkiye'nin geleceğiyle ilgili çok umutlandık çünkü hepsi pırıl pırıl enerji saçıyorlar. Öğrencilerine de bu enerjiyi aktardıkları ortada. Türkiye'de 1,2 milyon öğretmen var ve bu öğretmenlerin yüzde 60'ı kadın. Hedefimiz gelecekte çok daha fazla kadın öğretmenimize destek olmak. 5 yıldır sürdürülebilir şekilde yürüttüğümüz kamu-sivil toplum-özel sektör iş birliği ile örnek gösterilen, ödüllü bir proje olarak; kırsal kalkınmaya, eğitimde fırsat eşitliğine ve nitelikli eğitime hedeflerimiz doğrultusunda destek olmayı başardığımız için tüm paydaşlar olarak gurur duyuyoruz" diye konuştu.
"PROJEYE DEPREMİN YARALARINI SARMAK, BÖLGEYE KATKI SAĞLAMAK AMACIYLA BAŞLADIM"
Eğitim için İstanbul'a gelen Fatma Gül Şahan, etkinlik kapsamında tanıttığı projesini anlattı. Şahan, "Şimdi Kayseri'de görev yapıyorum ama ilk görev yerim Kahramanmaraş'ın Nurhak ilçesine bağlı Tatlar köyüydü. Köyde 4 buçuk yıl çalıştım. Köyde görev yaparken çocuklarla kendimi de buldum. Hem onlar beni eğitti hem de ben onları, çok şey öğrendim. Projeye orada başladım, devam ediyorum. 6 Şubat depreminde köydeydim, evim yıkıldı. Çevremden birçok tanıdığım hayatını kaybetti. Projeye, depremin yaralarını sarmak, bölgeye katkı sağlamak amacıyla başladım. Projemin adı 'ağlayan gelin' endemik bir bitki ters lale olarak da biliniyor. Toprakta azot miktarı arttıkça çiçeğin yayılımı da artıyor. Deprem nedeniyle ölümler çok olunca toprakta azot miktarı arttı, çiçeğin yayılımı da çoğaldı. Çiçeği hem ölüm hem de başlangıcının simgesi olarak kabul ediyorum. Isparta'nın gül ve lavanta diyarı olarak bilinmesi gibi Nurhak'ın da ağlayan gelin çiçeğiyle tanınmasını amaçlıyorum. Projeye hayata geçirdiğimiz zaman bölgedeki çocuk gelinlere de dikkat çekmek istiyorum. Ağlayan gelin çiçeğinin olduğu bölgeleri haritalandırıyoruz. Gelen turistlere bu haritaları vereceğiz. Bu haritalarla çiçeklerin tanıtılmasını sağlayacağız. Bölgedeki kadınlara da eğitim vererek çiçekten sabun, koku, magnet, süs eşyası yapılmalarını sağlayacağız. Bunların satışından gelen gelirle bölgeyi kalkındırmaya çalışacağız" ifadelerini kullandı.
"İLÇEDEKİ MESLEK LİSESİNE PEYNİRCİLİK DERSİ EKLENEBİLİR"
3 yıl Ağrı'nın Tutak ilçesine bağlı Yayıklı İlkokulu'nda görev yaptığını söyleyen sınıf öğretmeni Sema Şahin Demir de "Projemin adı 'peynirle eğitim'. Yörede yapılan tel peynirini tanıtıp coğrafi işaret alarak bölgeye destek olmak istiyorum. Yeni bir gravyer yaratabiliriz. Tutak'ta eğitim oranı çok yüksek ama beyin göçü de çok. Gençler ilçeye geri dönmüyor. Uzun vadede istihdam sağlayarak beyin göçünü tersine çevirebiliriz bu en büyük hedefim. Öncelikle bölgedeki meslek lisesine peynircilik dersinin eklenmesi için çalışıyorum" dedi.
KADINLAR İÇİN KOOPERATİF VE ATÖLYE KURMAK İSTİYOR
Demir, "Kadın kooperatifi kurarak kadınların istihdamını sağlamak istiyorum. Bölgede kadınlar çok kapalı bir ortamda hayatlarına devam ediyor. Atölye kurarak onların sosyalleşmesini amaçlıyorum. Peynirin yapımı çok zor. Sıcak suda çevrilerek yapılıyor. Yağsız inek sütünden yapılıyor. -10 derece ile +30 derece arasında sadece tuzda 2-3 ay hiç bozulmadan kalabilen bir peynir. 4-5 metre uzunluğunda ipe benziyor, adını da buradan alıyor. Bu projeye katıldığımda benim gibi birçok köy öğretmeni olduğunu gördüm, bu bana yalnız olmadığımı hissettirdi. Kişisel gelişim eğitimleri aldık, eksik olduğum yönlerimi tamamladım. Hayata bakışımı değiştirdi. Mesleki eğitimler aldık, göremediğim atladığım noktalar olduğunu fark ettim. Şimdi proje eğitimindeyiz, proje yazmayı ve sunmayı öğrendim" diye konuştu