Köy kadınları tiyatroyla sosyalleşti
İZMİR'in Seferihisar ilçesi Ürkmez Mahallesi'nde kurulan kadın tiyatrosunun üyeleri, sahne ışıklarıyla buluştukları sanat sayesinde sosyalleşip, özgüven kazanıyor.
İZMİR'in Seferihisar ilçesi Ürkmez Mahallesi'nde kurulan kadın tiyatrosunun üyeleri, sahne ışıklarıyla buluştukları sanat sayesinde sosyalleşip, özgüven kazanıyor.
Köylerde yaşayan insanların kültürel mirasını koruma ve gelecek nesillere aktarma amacıyla kurulan İzmir Büyükşehir Belediyesi Köy Tiyatroları'ndan biri olan Ürkmez Kadın Tiyatrosu'nda her yaş grubundan tiyatro gönüllüsü bir araya geldi. Ulamış'ta yaşayan 2 çocuk, 2 torun sahibi Ayşe Duruk (75), torunu ve kızıyla birlikte 3 kuşak tiyatro ile ilgilenen o gönüllülerden biri oldu. Eskiden köy kahvesinin önünden geçmeye çekinirken tiyatro sayesinde özgüven kazandığını anlatan Duruk, bir yandan kendi elleriyle yaptığı örgü ürünlerini pazarda satıp kimsesiz, hasta çocuklara bağışlıyor bir yandan da köy tiyatrosundaki provalara katılıyor. Tiyatro ile tanışma hikayesini anlatan Duruk, "Tiyatro köyümüzde kurulduğunda ilk başlayanlardanım. 'gidip göreyim' dedim tiyatroda kaldım. O zaman elimde bastonum yoktu. Şimdi bastonla yürümeme rağmen tiyatroyu bırakamıyorum. Çünkü çok seviyorum" dedi.
Tiyatro grubuna dahil olmadan önce tarlada bağda çalıştığını dile getiren Duruk, "Sosyal bir ortamım yoktu. Köy kahvesinin önünden geçmeye çekinirdim. Çünkü ayıp sayılırdı. Annemin evi ile eşimle oturduğumuz mahalle ayrıydı. Birinden birine giderken, kahvenin önünden geçmek zorundaydım. Kadınlar dereden geçerlerdi. Ben kahvenin önünden, sıkılarak geçiyorum. Sonra tiyatroya başladım şimdi kahvede tiyatro oynuyoruz. Beni yolda görünce tanıyanlar oluyor. Kendime güvenim geldi. Eskiden daha içime kapalıydım" diye konuştu.
'85 YAŞINDA GENÇLEŞTİĞİMİ HİSSEDİYORUM'
Beş ay önce eşini kaybeden, 3 çocuk annesi Müjgan Hasdemir (85) de 65 yıllık evliliğin ardından yalnız kalınca bir boşluğa düştüğünü belirtip, "Önce Türk Sanat Müziği kurslarına başladım. Orada duydum, tiyatronun ilk talebelerinden biriyim. 10 yıldır oynuyorum. Ufkum açıldı. Kadınlar sanatla uğraşmalı. Gençleştiğimi hissediyorum. Geçen gün yaş günümü kutladık. Bana sahnede sürpriz yaptılar. Çok şaşırdım" dedi.
Yelki'de oturan ve halı ustası olduğunu belirten Emine Kır (74) ise 11 çocuk annesi olduğunu ve 27 yıl önce eşini kaybettiğini anlattı. Kır, "Torunumu kaybettim, sol tarafım felç oldu. Doktorlara gidip geliyordum. Bir yakınımdan bu tiyatroyu duydum. Üzüntümden yapamam, sandım. Ama hocalarımla tanıştım. 3 yıldır buradayım. Hastalıklarım geçti. Kendimi 25 yaşında gibi hissediyorum. Okuryazarlığım yok ama oyunlara kendim hazırlanıyorum. O role bürünüyorum" diye konuştu.
'TİYATROSUZ BİR YAŞAM DÜŞÜNEMİYORUM'
Nuray Şansoy (68) da 15 yıldır Ürkmez'de oturduğunu söyleyip "Denizli'den buruya taşındım. İlk oyunum 'Kız Çocuğu' adlı bir oyundu. Sokakta öldürülen kadın dışında, oyunun bütün bölümlerini kendi yaşamıma benzettim. 14 yaşında okuduğum liseden alınıp evlendirilmiştim. 37 yıldan sonra eşimi kaybettim. Tiyatro bana çok iyi geldi. Tiyatrosuz bir yaşam düşünemiyorum" ifadelerini kullandı.
Gülay Erdoğan (59), "10 yıldır tiyatrodayım. 2021'de kanser oldum. 47 gün yoğun bakımda kaldım. Tiyatro bana iyi geldi" dedi.
Kadın tiyatrosunun erkek oyuncularından biri olan Tezcan Alkut (81) ise şöyle konuştu:
"2017'de tiyatroya dahil oldum. Tiyatro benim gençlik aşkım. Ankara'da ararken Ürkmez'de buldum. Ben kanser hastasıyım. 2016'dan beri hastalıkla mücadele ediyordum. İki gün önce sonuçlarım iyi çıktı. Tiyatro benim hastaneden sonra tedavi merkezim oldu."
'HERKESE KAPIMIZ AÇIK'
Ürkmez'de 10 yıl önce bir araya gelen ve kadın hikayelerini dile getirmek için çalışan bir ekipleri olduğunu dile getiren İzmir Büyükşehir Belediyesi Köy Tiyatroları Genel Sanat Koordinatörü Vedat Murat Güzel de tiyatro çalışmalarının, oyunculara aynı zamanda bir terapi niteliğinde olduğunu belirtip, "Köy tiyatrolarına seçme yapmıyoruz. 'Herkesin sahnede yapabileceği bir şey vardır' diyoruz. Bu amatör bir çalışma. Yaptıklarımızın sonuçlarını görünce terapi tiyatro tarzında bir çalışma olduğunu da fark ettik. Herkese kapımız açık. Katıldıklarında istekleri doğrultusunda sahnede onlara yer açıyoruz. Bu tür bir sanat aktivitesi ile uğraşmak, kişisel gelişimlerine katkı yapıyor, farkındalıklarını arttırıyor. Çevresinde komşuları, torunlarına örnek oluyorlar. Bunlar da bizim için değerli kazanımlar" dedi.
'SAHNEDE KADINLARIN SESİ OLUYORUZ'
Kadın sorunlarından bahsedilecek oyunları seçtiklerini anlatan Güzel, özellikle tüm kadınların sesi olmaya gayret ettiklerini belirtti. İzmir'de 35 yıldır sanatla uğraşan biri olarak toplumda etki sağlamanın mutluluğunu hissettiğini anlatan Vedat Murat Güzel, şöyle devam etti:
"Bazen kendi yazdıklarım oluyor, bazen de bir yazarın hazır oyunu üzerinden ilerliyoruz. 'Pişti' adlı oyunumuzda da erkek egemen olarak yansıyan bir kahve ortamının kadınlar tarafından ele geçirilmesi üzerine keyifli bir sunum hazırlıyoruz. Kadın sorunlarına dikkat çekecek oyunlar üzerinden sahnede onların sesi olmaya çalışıyoruz. Bir sanatçı olarak ektiğimiz tohumların nasıl yeşerdiğini alanda bizzat görmenin mutluluğunu yaşıyorum. Kişisel gelişimlerini, köye nasıl umut olduklarını, nasıl insanların sanatla ilgilerinin arttığını ve söz söylemeye daha cesur durduklarını görüyoruz. İki erkek oyuncumuz var. Feminist bir grup değiliz. Köylerde herkese açığız dememize rağmen genelde kadınlar geliyor."