Koreli Ayla, "Ayla"Nın Gala Gösterimini İzleyecek
1950'de başlayan Kore Savaşı'na katılan Türk tugayındaki Astsubay Süleyman Dilbirliği'nin, anne ve babası öldürülmüş Koreli bir kız çocuğuna, savaş süresince kendi çocuğu gibi bakmasının anlatıldığı Ayla filmi, 27 Ekim'de vizyona girecek.
HİLAL UŞTUK - 1950'de başlayan Kore Savaşı'na katılan Türk tugayındaki Astsubay Süleyman Dilbirliği'nin, anne ve babası öldürülmüş Koreli bir kız çocuğuna, savaş süresince kendi çocuğu gibi bakmasının anlatıldığı Ayla filmi, 27 Ekim'de vizyona girecek.
Filme konu olan ve savaşta Türk askerlerinin bularak Ayla ismini taktığı Koreli Eunja Kim, AA muhabirine yaptığı açıklamada, filmin gala gösterimi için dün İstanbul'a geldiğini söyledi.
Kim, 71 yaşında olduğunu belirterek, Kore Savaşı sırasında 5 yaşında olduğunu ve bu nedenle yaşadıklarını zor hatırladığını belirterek, "Tek hatırladığım, savaşın ortasında bir yerde ağlıyordum ve orada Süleyman Baba, beni alıp Türk tugayına götürdü. Çok hayal meyal hatırlıyorum ama hatırlıyorum. Türklerin bana bakması, beni aralarına alması, bunları da az hatırlıyorum." dedi.
Tugaya kendisinden sonra başka çocukların da geldiğini aktaran Kim, "Benim hatırladığım kadarıyla Süleyman Baba bir süre sonra Türk tugayından ayrıldı. Çünkü zaten toparlanıyorlardı. O gittikten sonra, tugayda bir süre daha kalmıştım. Sonra onlar da gidince, beni yetimhaneye yolladılar." diye konuştu.
Eunja Kim, savaştan sonra Dilbirliği ile iletişimlerinin tamamen koptuğunu söyleyerek, şunları kaydetti:
"Süleyman Baba'nın hala yaşıyor olduğunu bile bilmiyordum. 2010'da Kore Gazileri Derneği Başkanına gitmiş Süleyman Baba. 3 ay boyunca beni aramışlar. En sonunda buluşabildik. Bir Türk askerinin bana baktığını ve Türk askerleri arasnda yaşadığımı biliyordum ama bir yerden sonra, yaş geçtikçe ve yaşanan olaylar gereği ismini unutmuştum Süleyman Baba'nın. Kalbime gömmüştüm onu. Nerede yaşadığını da bilmiyordum."
" Türkiye, benim için farklı bir yere sahip"
Süleyman Dilbirliği'ni yeniden ilk kez Seul'de gördüğünün altını çizen Kim, "3 defa daha Türkiye'ye geldim ve Süleyman Baba'yı gördüm her seferinde. Her geldiğimde kalbimde garip bir duygu oluyor ve çok mutlu hissediyorum. Süleyman Babam'ı göreceğim için aşırı mutlu oluyorum. Süleyman Babam'ın olduğu bu ülke, benim ikinci vatanım. Televizyonda Türkiye'nin olduğu bir spor karşılaşması, haber ya da yarışma gördüğümde hep Türkiye'yi tutuyordum, gerçekten ikinci vatanım olarak hissettiğim için. Duygulanıyordum. Türkiye, benim için farklı bir yere sahip." ifadelerini kullandı.
Kim, yaşadığı hikayenin filme çekileceğini ilk duyduğunda ağladığına işaret ederek, hayal ettiğim her şeyin filmde görebileceğini düşününce çok duygulandığını vurguladı.
Filmin barışı anlattığını sözlerine ekleyen Kim, "Herkesin izlemesini istiyorum. Orada, bir çocuğun savaşa maruz kalması sonucu yaşadıkları anlatılıyor. Umarım hiçbir çocuk artık savaşa maruz kalmaz, ailesiyle mutlu mesut yaşar bütün çocuklar ve dünyanın her yerinde bir barış yaşanır." dedi.
Eunja Kim, ailesinin film ile ilgili çok mutlu olduklarını ifade ederek, Kore'de de vizyona girerse birlikte izleyeceklerini söyledi.
Filmin ana kahramanı olduğu için gurur duyduğunu belirten Kim, Oscar'a ilişkin de "Oscar benim hayalimin çok ötesinde bir şey." değerlendirmesinde bulundu.
"350 lokasyonda 926 salonda vizyona girecek"
Yönetmen Can Ulkay da Ayla ile Süleyman'ın hikayesinin çok güzel olduğunu ifade ederek, "Süleyman Bey fotoğrafçı. Her şeyi fotoğraflamış. Yaklaşık 300-400 fotoğrafı var Kore savaşıyla ilgili. Filmde de kullandık bunları. Bu bizim için çok avantajlıydı. O fotoğrafları büyüttük ve Süleyman Amca ile oturup tek tek üzerlerinden geçtik. Zaten bu kadar iyi hatırlamasının nedeni, o fotoğraflara devamlı baktığı için. Dolayısıyla buradan yola çıkarak Süleyman Amca'nın geçmişte yaşadığı bu hikayenin detaylarını oluşturmaya başladık." diye konuştu.
Filmin senaryosunu Yiğit Güralp'in yazdığına dikkati çeken Ulkay, 2016'da hazırlıkların tamamlanıp oyuncuların seçilmesinin ardından çekimlerin gerçekleştirildiğini söyledi.
Ulkay, Ayla'nın Türkiye'de 350 lokasyonda 926 salonda vizyona gireceğini kaydederek, şu bilgileri verdi:
"Ayla uluslararası bir hikaye. Her ne kadar arkasında koca bir savaş varsa da insana indirgenmiş bir hikaye. Koreli küçük bir kızla, Türk askerinin hikayesi. Ama ay yıldızı çıkarıp kızı değiştirin, bambaşka bir ülkede de aynı hikaye yaşanmış olabilir. Dolayısıyla bizim hikayemizin en büyük özelliği gerçek ve yaşanmış bir hikaye olması. Birçok savaşta böyle hikayeler yaşanmıştır. İkinci özelliği de kahramanlarının hayatta olması. Bu ulusal ve uluslararası çevrelerde filmi pozitif yönde etkiliyor. Toronto'daki gösterimin ardından çok pozitif ger dönüşler oldu. Gerçekten evrensel bir film yaptık. Çok milliyetçi unsurları bulundurmadık. Tabii ki Türk askeri var. Kahramanlık ise Türk askerinin bu kızı, küçük Ayla'yı sahiplenmesidir."
Oscar'a gidecek bir proje yaptıklarına vurgu yapan Ulkay, "Başından beri bu projeye böyle başladık. İyi ve doğru bir hikaye, doğru çekilmesi, iyi oyuncular kulllanılması ve ciddi bir para harcanması lazım. Bunların hepsini yaptık." şeklinde konuştu.
Yönetmen Ulkay, Ayla'nın canlı bir organizma gibi olduğunu ifade ederek, herkesin sahip çıkmasıyla git gide büyüdüğünü dile getirdi.
"Ayla'nın anlattığı sevgi hikayesinin önünü kimse kesemeyecek"
Filmin yapımcısı Mustafa Uslu ise hikayeyi ilk duyduğunda çok ilgisini çektiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Gerçek olamayacak kadar, bir mücevher gibi kıymetli bir hikayeydi. Kore Gazileri Derneği'ni aradım. Telefon numarasını aldım ve Süleyman Amca'ya ulaştım. Bu hikayeyi film yapmak istediğimizi, bize bıraktığı bu emaneti ebediyete taşımak istediğimizi kendisine söyledik ve çok mutlu oldu. Başından geçen hikayenin ebediyete yansımasını, kendisi öldükten sonra bile nesiller boyunca seyredilmesini kim istemez? Dolayısıyla çok mutlu oldu. O gün bugündür bir baba oğul ilişkisi içinde, birlikteyiz."
Uslu, Ayla'nın anlattığı sevgi hikayesinin önünü kimsenin kesemeyeceğini aktararak, sevginin savaşı da silahı da yeneceğini kaydetti.
Ayla'nın Oscar yolculuğuna da değinen Uslu, filmin Oscar'ı da alacağını söyleyerek, "Emin olun Oscar'ı alacak. Ama ne ben bunu iyi yaptığım ne Can Okay iyi çektiği ne Yiğit Güralp senaryosunu iyi yazdığı ne de oyuncular iyi oynadığı için değil, 1951'de, o adamcağız o iyiliği, o insanlığı yaptığı için alacak. O insanlığı bugünlere taşımak da bizlere nasip oldu. Bir Türk vatandaşı olarak bu hikayeyi filme çevirip Türk halkına armağan ettiğim için kendi adıma çok gururluyum. 3,5 yıllık rüyam bugünlerde gerçek oluyor. Kendi adıma çok mutlu ve bahtiyarım." ifadelerine yer verdi.
Milyonlarca savaş mağduru çocuk olduğuna dikkati çeken Uslu, "Gönül istiyor ki her çocuk anne, babasıyla yaşasın. Annesiz, babasız kalmasın. Hiçbir savaş, hiçbir çocuğun elinden ailesini, en kıymetlilerini almasın." değerlendirmesinde bulundu.
Filmde Ayla'yı canlandıran 7 yaşındaki Koreli çocuk oyuncu Kim Seol de filmin çok eğlenceli olduğunu, çekimler sırasında İsmail Hacıoğlu ile çok eğlendiğini söyledi.
Seol, çekimlerin kış aylarında yapıldığını kaydederek, "Oyunculuk eğlenceli. Ağlama sahnelerinde annem yardım ediyordu." dedi.
Türkçe "merhaba" ve "teşekkür ederim" kelimelerini öğrendiğini kaydeden Seol, Türkiye'ye dördüncü kez geldiğini ve çok sevdiğini dile getirdi.