Kaynak: "Idlib'de Yaşananla Halepçe'de Yaşananların Ne Farkı Var"
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, "İdlib'de yaşananla Halepçe'de yaşananların ne farkı var. İdlib'te o bombanın vurduğu Arap, Halepçe'de vurdukları Kürt. Ne farkı var? İkisi de insan. Her ikisinde de can verenler, asker falan değil, her ikisinde de can verenler masumlar, çocuklar ve kadınlar.
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, " İdlib'de yaşananla Halepçe'de yaşananların ne farkı var. İdlib'te o bombanın vurduğu Arap, Halepçe'de vurdukları Kürt. Ne farkı var? İkisi de insan. Her ikisinde de can verenler, asker falan değil, her ikisinde de can verenler masumlar, çocuklar ve kadınlar." dedi.
Kaynak, Erenler Kültür Derneği'ni ziyaretinde yaptığı konuşmada, Anadolu'nun zenginlerinden bir grup ile beraber olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Bu toprakların, Alevi'siyle. Sünni'siyle, Kürt'üyle, Türk'üyle birlikte vatan edinildiğini dile getiren Kaynak, bu vatanda birinin diğerinden, ne daha fazla hakkının olduğunu, ne de daha eksik hakkının bulunduğunu, herkesin eşit olduğunu söyledi.
AK Parti'nin "İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın" düsturu üzerine kurulduğunu ifade eden Kaynak, ayrım yapmaksızın bütün insanları Yaradan'dan ötürü sevdiklerini belirtti.
Başbakan Yardımcısı Kaynak, "Gelin canlar bir olalım" sözünün ana düsturları olduğunu vurguladı.
Şu anda bütün dünyadaki yaşanan sıkıntılarda, insanlar arasındaki renk farklılığı, ırk farklılığı, mezhep farklılığı, inanç farklılığının körüklenerek birilerinin oradan kendine bir saha açtığını dile getiren Kaynak, Afrika ülkelerine olan ziyaretini anlatarak, Somali'de açlık olduğunu, adına İslamcı denilen bir terör örgütü Eş-Şebab'ın oradaki insanların, aynı ırka mensup, hepsi Müslüman olmasına rağmen, oradaki kabileleri birbirine düşürerek, buraya yerleştiğini ifade etti.
Kaynak, konuşmasına şöyle devam etti:
"Dün bütün dünya bir acı hadiseye şahit oldu. Suriye'nin devlet başkanı, Suriye'nin zalim diktatörü İdlib'de, insanların üzerine yasaklanmış kimyasal klor gazı bombası attırdı. Benim telefonumda görüntüler var. Sabah ben tamamını izlemeye yüreğim dayanamamıştı, sabah hanım ısrarla izlemek istediğini söyledi ve sonunu ağlayarak tamamladı. Şimdi Esad'ın bu yaptığıyla, Esad Nusayri bir insan. Irak'ta Saddam o da Sünni'ydi, Halepçe'de aynısını yapmıştı. Ne farkı var? Sünni Saddam yaptı diye hoş göreceğiz, Nusayri Esad yaptı diye hor mu göreceğiz. ya da tersini mi yapacağız. İkisi de çoluk çocuğun üzerine, masum insanların üzerine, kimyasal silahlarla katliam yaptı. İdlib'de yaşananla Halepçe'de yaşananların ne farkı var. İdlib'de o bombanın vurduğu Arap, Halepçe'de vurdukları Kürt. Ne farkı var? İkisi de insan. Her ikisinde de can verenler, asker falan değil. Her ikisinde de can verenler masumlar, çocuklar ve kadınlar."
Felaket geldiği zaman insanları Alevi ve Sünni diye, Türk, Kürt diye de ayırmayacağını vurgulayan Kaynak, "Felaket geldiği zaman işte dün İdlib'de olduğu gibi daha evvel Halepçe'de olan gibi, dünyanın her yerinde olan gibi insanları birbirimizden ayırmıyor. Ama Allah'ın rahmeti de insanları birbirinden ayırmıyor. Sabah güneş sadece Müslüman'a değil, sadece gayrimüslime değil, bütün kainata, sadece insana da değil, bütün hayvanata ışık veriyor." dedi.
İbadethaneler ve camiler yapabiliyorsa, camilerin yapımına destek olunuyorsa tabii ki cemevlerine de destek olunması gerektiğine dikkati çeken Kaynak, "Osmanlı eğer 400 yıl Balkarlar'da kalmışsa o zaman ki Bektaşi erenlerine borçludur. Macaristan'da Gülbaba, hala Müslüman, Hristiyan herkesin ortak değeridir. ya da Balkanların yakın coğrafyasında Sarısaltuk, bir Bektaşidir ve herkesin ortak değeridir. Bizim bunları aşmamız lazım. Bunları aşabilmenin yolu da aslında anayasamızın, Cumhuriyetimizin ana ilkeleri olarak uyduğu laiklik, demokrasi, hukuk devleti ve sosyal devlettir. Bunlarla mümkün olur." değerlendirmesinde bulundu.
"Demokrasiden ve hukuk devletinden uzaklaşıldığında o devletin zulmünün kime uğrayacağını bilemezsiniz" diyen Kaynak, demokrasiden ve hukuk devletinden uzaklaşıldığında bunun darbesini herkesin aynı anda göreceğini kaydetti.
Birlik ve beraberliğin önemine dikkat çeken Kaynak, şunları kaydetti:
"Demokrasiden ve hukuk devletinden uzaklaştığımızda bunun zulmü Alevi, Sünni, Türk, Kürt, Ermeni hiçbirini birbirinden ayırmıyor. Biz bütün bunların tamamını Anadolu'nun çiçekleri olarak sayıyoruz. Kimi pembe, kimi yeşil, kimi sarı, kimi beyaz ama bunlar Anadolu'nun çiçekleridir. Bu rengarenk çiçek bahçesi Anaddolu'dur Anadolu da budur."
Ziyarette, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili İlker Çitil, Kahramanmaraş Valisi Vahdettin Özkan, Eski Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam, Onikişubat Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek, Erenler Kültür Derneği Başkanı Müslüm İbili de konuşma yaptı.