Kadıköy'de İngilizleri kıskandıran lezzet
Kültürlerin ve medeniyetlerin kesişme noktası olan İstanbul, şimdilerde ünlü, markalaşmış yabancı restoranların açılmasıyla dünya gastronomi merkezleri arasındaki yerini alıyor.
Kültürlerin ve medeniyetlerin kesişme noktası olan İstanbul, şimdilerde ünlü, markalaşmış yabancı restoranların açılmasıyla dünya gastronomi merkezleri arasındaki yerini alıyor.
İstanbul, Çin ve Arap Yarımadası'ndan Batı'ya uzanan ipek ve baharat yollarının köprüsü, Karadeniz ile Akdeniz deniz ticaretinin en önemli limanı, ayrıca 2000 yıla yakın iki büyük imparatorluğun kesintisiz başkenti oldu.
Zengin mutfağıyla her damak tadına uygun lezzetler sunan tarihi şehir, şimdilerde başka coğrafyaların tatlarına da ev sahipliği yapıyor.
Kentin farklı semtlerinde hizmet veren Meksika, İngiliz, Fransız, İtalyan, Hint, İran ve Çin restoranlarına turistlerin yanı sıra İstanbullular da yoğun ilgi gösteriyor.
İstanbul'daki yabancı mutfaklardan biri de Pae's Traditional Fish & Chips İngiliz restoranı. Bağdat Caddesi'nde faaliyet gösteren restoran İngiliz mutfağının en popüler lezzeti Fish and Chips'i geleneksel şartlarda hazırlanıp sunuyor.
Restoranın sahibi Erhan Topçu, 2008 yılında İngiliz bir ailenin teşvikiyle, dünya genelinde 12 bine yakın şubesi bulunan restoranı açmaya karar verdiğini anlattı.
Fish and Chips'in İngiltere'de Türkiye'deki kokoreç ve işkembe çorbası gibi yaygın olduğunu söyleyen Topçu, belli saatlerde İngilizlerin uğradığı ve her sokak başında bulunan bir restoran olduğunu aktardı.
Topçu, ilk Fish&Chips'i Kalamış'ta açtığını, burada 5 yıl kaldığını son 1,5 yıldır da Bağdat Caddesi'nde hizmet vermeye başladığını belirterek, "İngiliz geleneklerine uygun yapıyorum. Ramsgate'te Fish&Chips kültürü nasılsa aynen ona göre yapıyorum. İngiltere'de herkes farklı pişiriyor. Çünkü her ailenin kendine ait ayrı ayrı sosları var ve yapılış tarzı vardır. Ama ben Ramsgate'te uygun bir şekilde yapıp sunuyorum." diye konuştu.
Aşçısı olmadığını yemekleri İngiliz kültürüne uygun bir şekilde kendisinin yaptığını dile getiren Topçu, bu işi öğrendiği yıllarda İngiliz ailenin özel sosu öğretmediğini vurgulayarak şöyle konuştu:
"Susan, sosun tam tarifini ilk yıl bana öğretmek istemedi. Çünkü onların geleneksel aile sosuydu ama benim zamanla kavradığımı farketti ve her şeyi öğretmeye karar verdi. Türkiye'de bu işi yapınca, bilhassa İngiliz turistler 'Gerçekten Fish&Chips yapıyor musunuz?' sorusunu çok soruyor. Gerçekten Fish&Chips yapıyorum ben. Herhangi bir ekleme yapmadım. Yıllardır aynı sosu kullanıyorum. İngiltere'de, Fish&Chips hayvansal yağ ile fındık yağının karışımıyla pişiriliyor. Dolayısıyla onların yaptıklarında daha bir yoğun tat oluyor. Üstelik sürekli yağı değiştirmeleri de mümkün olmayabiliyor. Ayrıca dayanıklı olması ve yanmaması için hayvansal iç yağ da kullanıyorlar. Ben sıvı yağ kullandığım için daha yumuşak ve daha hafif buluyorlar. Hatta benim yaptıklarımın İngilizler kendi Fish&Chips'lerinden daha iyi olduğunu söylüyor. "
"Fatih'ten, Küçükçekmece'den gelen müşterim var"
Topçu, müşteri profilinin genellikle İngilizlerden veya İngiltere'de okuyan, yaşayan ya da bir dönem orada bulunmuş Türklerden oluştuğunu kaydederek, bir çok ünlü iş adamı, sporcu, modacının ve sanatçının da Fish&Chips yemeye geldiğini söyledi.
İstanbul'da Fish&Chips kültürünün 1990'ların sonunda yaygınlaşmaya başladığını fakat bir süre sonra hepsinin kapandığını ifade eden Topçu, şunları söyledi:
"Fatih, Küçükçekmece, Sarıyer'den gelen gelen müşterilerim de var. İstanbul'un her tarafından bu lezzeti bilen insanlar denemek için mutlaka geliyor. Tavsiye üzerine veya internet üzerinden bulup gelen turist müşterim de var. Hint asıllı bir aile geldi. Diyaloglarına şahit oldum. İstanbul'da böyle bir yer bulacaklarını hiç düşünmediklerini, Londra'nın en iyi restoranlarında bile bu kadar iyisini yemediklerini anlatıyorlardı. Ben de İngiltere'de bir çok yerde yedim. Orada bu iş artık fabrikasyon olmuş, balıklarının şekli bile değişmiş."
"Bence İstanbul gastronomi şehri oldu"
Topçu, İstanbul'un nüfusu ve farklı kültür yapısıyla dünya gastronomi şehirleri arasında yerini aldığını vurgulayarak, "Son göçlerden sonra Arap kültürü de yaygınlaşmaya başladı. Sadece Anadolu Yakası'nda son 15 yılda farklı mutfaklar açılmaya başladı ki komşularımdan biri Meksika mutfağıdır. Birkaç arka sokağımda İtalyan ve Fransız mutfağı var." dedi.
Büyük şehirlerde insanların aradıkları lezzetleri yakalayabilmeleri için farklı restoranlar açıldığını kaydeden Topçu, sözlerini, "İstanbul New York'u sollamış da olabilir. Çünkü biz çok hızlıyız bu konuda. Hem yemek yemeyi seviyoruz hem de yemeği iyi yapıyoruz. O yüzden bence İstanbul gastronomi şehri oldu." diye tamamladı.
"İngilizlerin yaptığından daha lezzetli"
Müşterilerden modacı Ahmet Eraslan ise 40 yıldır moda sektörünün içinde olduğunu anlatarak, "Benim atölyem Bağdat Caddesi'nde. Akşamları vakit buldukça buraya kaçıyoruz. Burada yemek yemeyi çok seviyoruz. Hafta 2-3 defa geliyorum. Fazla kızartma yememeye dikkat ediyorum. Buranın çok meşhur börekleri ve başka yemekleri de var hepsini deniyoruz ama en çok Fish&Chips'i tercih ediyorum." diye konuştu.
Fish&Chips'in İstanbul'da çok az bulunan bir lezzet olduğunu ifade eden Eraslan, şunları söyledi:
"Bu İngilizlerin geleneksel yemeğidir. Londra'ya gittiğin zaman her sokak başında Fish&Chips görebilirsiniz. Londra'da çok yemiş olmama rağmen Erhan Bey'in yaptığını İngilizlerin yaptığından çok daha lezzetli buluyoruz. Sadece ben değil gelen İngiliz müşteriler de 'Bizden daha iyi yapıyorsunuz' diyorlarmış. Bence İstanbul gastronomi şehri oldu bile. İstanbul'da aradığınız her türlü kültür var. Hint restoranları var, İtalyan, Çin, Japon. Bir çok yabancı restoran var. Devamlı yenileri de açılıyor. Anadolu Yakası'nda eksikti ama burada da potansiyel yükseliyor. Çok yeni yerler açılıyor."