İzmir'de İki Kişinin Öldüğü Davanın Duruşması...Taşeron Firmalar Arasında "görev Bölgesi" Anlaşmazlığı
İzmir'de iki kişinin hayatını kaybettiği ve hem İZSU hem de GDZ Elektrik’ten toplam 42 kişinin yargılandığı davanın, üç gün sürecek ikinci duruşmasının ilk günü sona erdi. Duruşmanın ilk gününde, tutuklu ve tutuksuz sanıkların tamamının savunmalarının alınması işlemi tamamlandı. Duruşmaya, Gediz A.Ş’nin iş yaptığı iki taşeron firmanın yazıları arasındaki ''görev bölgesi'' anlaşmazlığı dikkati çekti.
Haber: TENZİLE AŞÇI Kamera: ÖZGÜR ŞENGÜL
(İZMİR) - İzmir'de iki kişinin hayatını kaybettiği ve hem İZSU hem de GDZ Elektrik'ten toplam 42 kişinin yargılandığı davanın, üç gün sürecek ikinci duruşmasının ilk günü sona erdi. Duruşmanın ilk gününde, tutuklu ve tutuksuz sanıkların tamamının savunmalarının alınması işlemi tamamlandı. Duruşmaya, Gediz A.Ş'nin iş yaptığı iki taşeron firmanın yazıları arasındaki "görev bölgesi" anlaşmazlığı dikkati çekti.
İzmir'de 12 Temmuz'daki sağanak yağışta Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay'ın elektrik akımından dolayı hayatları kaybetmişti. Olayın ardından aralarında İZSU ve Gdz Elektrik AŞ.'den İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, Gdz Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, İZSU önceki dönem genel müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, Gdz Elektrik Dağıtım A.Ş. Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Gdz Elektrik'te Dağıtım Sistemi İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım ve Yapım İşleri Sorumlusu Uzmanı Alper Doğan'ın da bulunduğu 13'ü tutuklu toplam 42 kişinin yargılandığı ve İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın bugünkü duruşması tamamlandı.
İlk oturumda, İZSU Genel Müdürü Erdoğan ve olaya konu mazgalın yapıldığı dönemin İZSU Genel Müdürü Köseoğlu'nun da aralarında olduğu 10 tutuksuz sanığın savunmaları alındı. Erdoğan ve Köseoğlu'nun avukatları, iki sanığın görevleri gereği memur iznine tabi olduklarını söyleyerek 4483 sayılı kanuna tabi tutulmasını talep ettiler ancak talepleri mahkemece reddedildi. Savcı ise tarafların talebini reddetti.
Alkan: "Sadece benzer ihbar olduğu için buradayım"
İkinci celsenin ikinci oturumunda savunmalar alınmaya devam edildi.
Tutuksuz sanık Mehmet Zeki Alkan, savunmasında olay yerinde çalışması olmadığını belirterek, "Olayın geçtiği trafo 1027. Benimle alakası yok. Sadece benzer ihbar olduğu için buradayım. Benimle ilgisi yok. Arıza ve onarım ünitesinde çalıştığım için buradayım" dedi.
Alkan, olay gününe ilişkin soruya, "12 Temmuz'da bize telsiz üzerinden bilgi geldi. Anonstan 10-15 dakika sonra oraya giderek enerjiyi kestik. 12 Temmuz'da 15.00-23.00 vardiyasında çalıştım" yanıtını verdi.
Atakan: "Olaya konu ızgaranın yapımında bulunmadım"
Tutuksuz sanıklardan Mustafa Atakan ise "2006 yılında İZSU'ya kanalizasyon ve temizlik işçisi olarak başladım. 2011 yılında geçirdiğim bir kazadan dolayı sağ gözümü kaybettim ve beni gözlemci olarak atadılar. Olaya konu ızgaranın yapımında bulunmadım. 2 Ocak'tan itibaren izinliydim. Görmedim" dedi.
Atakan, görev tanımında iş sırasında orada bulunmak olmadığını ve görevinin yapım alanına giderek işin yapılıp yapılmadığını kontrol etmek olduğunu, izni bittikten sonra olaya konu ızgaranın yapıldığı alana giderek işin yapılıp yapılmadığını kontrol ettiğini ve raporladığını söyledi.
Ergin: "Sahada anlık olarak gelişen olaylara ilişkin görev ve sorumluluğumuz yoktur.
Gdz A.Ş'de planlama ve teknoloji direktörü Necati Ergin, savunmasında şunları söyledi:
"Gdz Elektrik'te Planlama ve Teknoloji Direktörlüğü görevine 2021 yılı Mart ayında başladım. Görev alanım, şirketin kısa, orta ve uzun vadeli planlamalarını yapmak. Akabinde yönetim kurulu, bütçe onayı ve ihale onaylarını hazırlayıp satın almaya göndermek. Bunun ardından bütçesel gerçekleşmeleri takip etmek. Bunlar bana bağlı birimler tarafından yürütülür. Benim ve bana bağlı birimlerin olaya ilişkin görev ve sorumlulukları yoktur. O nedenle yargılananlar arasında sadece sistem işletme sorumlusu olan Ekrem Yıldırım bana bağlıdır. Anladığım kadarıyla bilirkişi raporunda kendisi hakkında saha sorumlusu gibi yanlış bir algı yaratılmış. Kendisi bana bağlı olduğu için ben de buradayım. Benim ve bana bağlı birimlerin sahada anlık olarak gelişen olaylara ilişkin görev ve sorumluluğumuz yoktur. O nedenle 9 Ocak'taki çalışmayla ilgili de bilgim yok. Bilirkişilerin ifade ettiği gibi sistem içerisinde doğrudan haberleşme yazılımı söz konusu değildir. Saha operasyonlarında benim ya da bana bağlı birimlerin görev ve sorumluluğu yoktur."
Sadi: "İddia edilenin aksine olaya konu ızgaranın hak edişinin yapılmasında imzam bulunmamaktadır"
Tutuksuz sanık İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, iddianamede şahsına yönelik ifadelerin gerçeği yansıtmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"657 devlet memurları kanunlarına tabi olarak 2023 tarihinden itibaren genel müdür yardımcısı olarak görev yapmaktayım. Hakkımda 4483 sayılı kanuna tabi olmayı talep ediyorum. İZSU teşkilat şemasında her birimin ayrı ayrı belirlenmiştir. Dava konusu yağmur suyu ızgaraları gibi yağmur suyu ızgaralarının yapımı, bakımı, onarımı gibi teknik çalışmaların yönetilmesi, görev tanımında İzmir merkezde Kanalizasyon Dairesi'nce yürütülmektedir. Yani ızgaraların yapılması, denetlenmesi, temizlik ve bakımlarının yapılmasında görevim bulunmamaktadır. İddianamede, iddia edilenin aksine olaya konu ızgaranın hak edişinin yapılmasında imzam bulunmamaktadır. Bu da iddianamenin ne kadar kısa sürede acelece hazırlandığının kanıtıdır. Genel müdür yardımcısı olarak söz konusu konuda görev ve sorumluluğum bulunmadığından iddianamede ifade edildiği gibi kusurum bulunmamaktadır."
Yüksel: "Gerekli yatırımları yapmamak imkansız"
Gdz Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, şirket tarafından gerekli yatırımların yapıldığını belirterek, savunmasında şunları kaydetti:
"Organizasyon şeması ve bunun içinde görev dağılımları verilmiştir. 2015 tarihindeki olaya ilişkin bir bilgim yok. O zaman Gdz'de çalışmıyordum. 9 Ocak'taki arızayı olaydan sonra öğrendim. Elektrik dağıtım faaliyeti Türkiye'de yapılan bir faaliyet. Tüm faaliyetleri kamu tarafından denetlenir. Şirket olarak 2023 yılı yatırım gerçekleşmemiz yüzde 120 oldu. Yatırım yapmamak, gerekli yatırımları yapmamak imkansız. Teknik hususlarla ilgili yöneltilen suçlamaları kabul etmiyorum."
Taşeron firma yetkilisi Halit Özpelit'in savunması alındı. Avukatı olmadan savunma yapan Özpelit'e mahkeme hakimi taşeronluk sözleşmesine ilişkin sorular sordu. Mahkeme hakimi, Demircan A.Ş ile taşeronluk sözleşmesinde Özpelit'in imzasının olduğunu söyledi.
İmzayı inceleyen Özpelit, imzanın kendisine ait olduğunu kabul etti.
Hakim, Demircan A.Ş'nin yazı cevabı ile Özpelit'in yazı cevabını uyumlu olmadığını kaydetti. Demircan A.Ş'nin yazısında alt taşeron firma olarak Özpelit ile çalıştıklarını söylediklerini aktardı ve sözleşmede Konak bölgesinde iş yapıldığının yazdığını söyledi. Halit Özpelit, "Benim çalışma alanım Konak değil, Güzelyalı ve Karabağlar" ifadeleriyle yanıt verdi.
Davanın duruşmasına yarın devam edilecek.