İYİ Parti'den Tarım Politikalarına Sert Eleştiri
Edirne Milletvekili Mehmet Akalın, TBMM'de yaptığı konuşmada, Türkiye’nin gıda ürünlerinin kimyasal kalıntılar nedeniyle ihraç edilemediğini belirterek, tarım bütçesinin yetersizliğine dikkat çekti. Akalın, çiftçilerin ve üreticilerin sahipsiz bırakıldığını vurguladı.
(TBMM) - İyi Parti Edirne Milletvekili Mehmet Akalın, "Avrupa Birliği verilerine göre Türkiye'den ihraç edilen bir çok gıda ürünü pestisit ve mikotoksin kalıntıları nedeniyle geri çevrilmektedir. 2024 yılının ilk yarısında 205 parti gıda ürünümüz kimyasal kalıntı nedeniyle uluslararası gümrüklerde sorunlar yaşamış, 132'si sınırda reddedilmiştir. Gümrükten geri dönen gıda ürünlerinin iç piyasaya sürüldüğü iddiaları dilden dile dolaşmaktadır" dedi.
TBMM Genel Kurulunda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığının bütçelerinin görüşmeleri başladı. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın bütçesi üzerine konuşan Edirne Milletvekili Mehmet Akalın, "Binlerce yıldan beri tarım ürünleri üreten ve ihraç eden, tarımın ilk merkezlerinden olan bu coğrafyada biz İYİ Parti olarak tarım politikalarını, milli güvenlik politikaları kadar önemli olduğuna ve ona göre planlanıp, bütçelendirilmesi gerektiğine inanıyoruz." dedi.
"Kırsal kalkınma ve gıda güvenliğimiz tehdit altına girmiştir"
"Tarım yalnızda gıda güvenliğimizin temel taşı değil, aynı zamanda ülkemiz ekonomisini, bağımsızlığını, sağlığı ve geleceğini şekillendiren stratejik bir sektördür" diyen Akalın, şöyle konuştu:
"Üzülerek ifade etmek istiyorum ki bu bütçe bunun önemini anlamış bir bütçe değildir. Bu bütçe çiftçimizin hiçbir sorununu çözmeyecek ve çiftçimizin yok olması adına hazırlanmış bir bütçedir. Anayasamızın 45. maddesi ve Tarım Kanunu'nun 21. maddesi de tarım sektörüne ayrılması gereken destek oranının gayrisafi milli hasılanın en az yüzde biri olması gerektiğini hükme bağlamıştır. Ancak açıklanan bütçede bu oran yüzde birin altında kalmıştır. Bu durum yasal bir zorunluluğun yerine getirilmediğini açıkça göstermektedir. Çiftçilerimiz artan üretim maliyetleri ve düşük desteklerle ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmış, bu durumdan dolayı yalnızca tarımsal üretimimiz değil, kırsal kalkınma ve gıda güvenliğimiz de tehdit altına girmiştir.
"Çiftçi ve üretici sahipsiz bırakıldı"
Son 20 yılda nüfusumuz yaklaşık 20 milyon kişi artmışken, buğday üretim alanlarımız yaklaşık 2,5 milyon hektar azalmıştır. İcra makamının sunumlarında hep ihracattan bahsediliyor, ithalat maalesef es geçiliyor. Tarım ithalatında 2002 yılında hacim yaklaşık 1,5 milyar dolar iken, 2023 yılı itibariyle yaklaşık 14 milyar dolara yaklaşmıştır. Ticaret dengesi de -5 milyar dolar civarıdır. Çiftçilerimizi de zor durumda bırakan sorumsuz ithalat politikalarıdır. Bu durum çiftçilerimizin ve üreticilerin sahipsiz bırakıldığının göstergesidir.
Ülkemiz tarımda kendi kendine yeten ülke olmaktan uzaklaşmış, tarımsal ilaçlar ve hibrit tohum pazarının adeta bir tüketicisi haline gelmiştir. Tarımsal kimyasalların yoğun kullanımı yalnızca çiftçilerimizin maliyetlerini artırmakla kalmamakta, aynı zamanda çevresel tahribata yol açmaktadır. Bugün yeraltı sularımızda tarım ilaçlarına ve diğer sanayi kalıntılarına rastlıyoruz. Bu durum gıda güvenliğimizi etkiliyor. Avrupa Birliği verilerine göre Türkiye'den ihraç edilen bir çok gıda ürünü pestisit ve mikotoksin kalıntıları nedeniyle geri çevrilmektedir. 2024 yılının ilk yarısında 205 parti gıda ürünümüz kimyasal kalıntı nedeniyle uluslararası gümrüklerde sorunlar yaşamış, 132'si sınırda reddedilmiştir.
Daha birkaç gün önce Finlandiya'ya ihraç edilen kimyon baharatında salmonella bakterisi tespit edilmiş, ürünler piyasadan toplatılmıştır. Bu olaylar tarımsal ve gıda üretiminde kullanılan kimyasalların denetim eksikliğini ve kalite standartlarının uygulanmasındaki sorunları gözler önüne sermektedir. Gümrükten geri dönen gıda ürünlerinin iç piyasaya sürüldüğü iddiaları dilden dile dolaşmaktadır. Sayın Bakan şimdi size soruyorum. Bu iddialar doğru mudur? Bu bütçe maalesef hayvancılık için de hayal kırıklığıdır. Hayvancılık desteklerinin, destekleme bütçesindeki payı 2023 yılında yüzde 24, 2. 2024 yılında yüzde 21,6. 2025 yılında da yüzde 20,1 olarak kademeli olarak azaltılmıştır."