İstanbul'da Polis, Sağlıkçıların Yürüyüşünü Engelleyemedi: "Sağlık Emekçilerine En Ufak Zarar Gelmesine Tahammülümüz Yok"
İstanbul’da hekimler ve sağlık çalışanları, kardiyoloji uzmanı doktor Ekrem Karakaya’nın öldürülmesini protesto etmek için, polisin müdahalesine ve engelleme çabalarına karşın, Çapa Tıp Fakültesi'nin önünden İl Sağlık Müdürlüğü'ne yürüdü. Sağlıkçılar, "Sağlık alanında yürütülen politikalar bizlere şiddet, ölüm, çaresizlik ve umutsuzluk olarak geri dönmektedir. Sağlık emekçilerine en ufak bir zarar gelmesine tahammülümüz yoktur" açıklamasını yaptı.
Haber: GAYE ŞEYMA CAN - Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
İstanbul'da hekimler ve sağlık çalışanları, kardiyoloji uzmanı doktor Ekrem Karakaya'nın öldürülmesini protesto etmek için, polisin müdahalesine ve engelleme çabalarına karşın, Çapa Tıp Fakültesi'nin önünden İl Sağlık Müdürlüğü'ne yürüdü. Sağlıkçılar, "Sağlık alanında yürütülen politikalar bizlere şiddet, ölüm, çaresizlik ve umutsuzluk olarak geri dönmektedir. Sağlık emekçilerine en ufak bir zarar gelmesine tahammülümüz yoktur" açıklamasını yaptı.
Konya Şehir Hastanesi'nde görevli kardiyoloji uzmanı Ekrem Karakaya, hasta yakını Hacı Mehmet Akçay tarafından görevi başında dün öldürüldü. Olayın ardından Türk Tabipleri Birliği (TTB), "Şiddete karşı 7-8 Temmuz'da g(ö)rev'deyiz" sloganıyla eylem çağrısında bulundu. Sağlıkçılar, bugün birçok hastanede iş bıraktı.
Protestoların İstanbul'daki adresi, Çapa'daki İstanbul Tıp Fakültesi oldu. Polis, buradan İl Sağlık Müdürlüğü'ne yürümek isteyen sağlıkçıları kalkanlar ve biber gazıyla bir süre engelledi ve yürüyüşe izin vermedi. Polis barikatını aşan bazı sağlıkçılar, yola oturarak barikatın arkasında kalan arkadaşlarına izin verilmesini istedi. Yürüyüşün defalarca durdurulmasının ardından gruplar halinde ve slogan atmadan yürümelerine izin verilen sağlıkçılar, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve Devrimci İşçi Sendikası (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da katıldı. Basın açıklaması öncesinde konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, şunları söyledi:
"DUYMADILAR, KULAK ASMADILAR, HİÇBİR ÖNLEM ALMADILAR: Biz, daha önce Göksel Kalaycı Hoca'mız katledildiğinde, Kamil Furtun katledildiğinde, Ersin Arslan katledildiğinde yine Çapa'dan, Cerrahpaşa'dan, bütün hastanelerden çıkıp bu İl Sağlık Müdürlüğü'nün önüne geldik. Orada söyledik yapılması gerekenleri. Ama dün bir kez daha, bir cinayetle hekim arkadaşımızın aramızdan alınmasıyla sarsıldık. Ekrem Karakaya'yı aramızdan alan o kurşun, hepimizin yüreğine, kalbine saplandı. Biliyoruz ki Ekrem Karakaya'nın katledilmesi münferit bir olay değil. Hani diyorlar ya 'Bir ülkeyi anlamak için, bir ülkeyi tanımak için insanların nasıl öldüğüne bakın'. Eğer bir ülkede hekimler görevi başında katlediliyorsa, eğer işçiler bir ülkede değer üretmek için çalışırken iş cinayetine kurban gidiyorsa, eğer bir ülkede kadınlar sadece kadın olduğu için katlediliyorsa işte bu ülkeyi tanımak için bunlara bakacağız. Evet, biz öldük. Yıllardır söylüyoruz sağlık örgütleri olarak; 'Önlem alın' diyoruz, 'Sağlıkta şiddeti durdurun' diyoruz. Ama duymadılar, kulak asmadılar, hiçbir önlem almadılar. Hadi kurumları, örgütleri duymadınız, ama görün artık, görün. Her türlü barikata rağmen, engele rağmen, baskıya rağmen Çapa'dan, Cerrahpaşa'dan ne yapıp edip buraya gelen sağlık emekçilerini görün. Bu ülkenin geleceği işte bu iradedir. Ne olursa olsun o barikatlara rağmen bir şekilde yol bulup bu kararlılığını buraya taşıyan bütün sağlık çalışanlarının bu cesareti ve bu iradesidir, ülkemizi aydınlık bir geleceğe taşıyacak olan.
ŞİDDETİ YARATAN ŞEY SAĞLIK HİZMETİNİ TİCARİLEŞTİREN SİSTEMDİR: Biliyoruz ki sevgili arkadaşlar, sağlıkta şiddeti yaratan şey, hastayı müşteri, hekimi sınırsız bir müşteri memnuniyeti yaratmakla sorumlu tutan ve sağlık hizmetini ticarileştiren bu sistemdir. 'Sağlıkta piyasa olmaz, sağlıkta piyasalaştırmanın kuralları işlemez' dedik. Evet, sağlıkta sınırsız bir müşteri memnuniyeti olur mu? Ölüm var, ölüm. Tedavi edilemeyen hastalık var. Başarılı olamayan ameliyat var. Ama siz hastayı müşteri yerine koyarsanız hekime de 'Dört dakikada bir hasta muayene edeceksiniz' derseniz ve 'Bu müşteriyi mutlaka memnun edeceksiniz' dersiniz diğer taraftan hekimi hedef gösteren, sağlık çalışanını hedef gösteren bu kışkırtılmış saldırganlıkla sağlık çalışanlarını baş başa bırakmış olursunuz.
İKTİDARDAN ARTIK BİR ŞEY BEKLEMİYORUZ: Bizler, artık ülkeyi yöneten iktidardan bir şey beklemiyoruz. Çünkü devleti yönetmek demek, öyle üç beş ihale yapmak, yandaşlarına para atmak, beşer onar tane maaş vermek demek değil. Devleti yönetmek demek, pandemide gece gündüz 24 saat çalışan hekimi, sağlık çalışanını şiddete karşı koruyabilmek demektir. Hekimine, sağlık çalışanına insanca yaşayacağı bir ücret vermek demektir. Hekimine, sağlık çalışanına güvenle çalışabileceği bir ortam kurabilmek demektir. Biz, artık sizden bir şey beklemiyoruz. Bu ülkenin hekimleri olarak, bu ülkenin sağlık çalışanları olarak, bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenler olarak, sağlığın herkes için eşit, parasız ulaşılabilir bir hak haline geldiği, bütün sağlık çalışanlarının emeğiyle çalışırken alnının teriyle karşılığını alabildiği, şiddetin olmadığı; eşitlik, adalet, barış ve kardeşlik içindeki bir sağlık ortamını ve bir ülkeyi hep birlikte kuracağız."
Sağlık emekçilerinin ortak açıklamasını ise İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nergis Erdoğan okudu. Ortak açıklamada şunlar kaydedildi:
"ÜZGÜNÜZ, ÖFKELİYİZ, SORUMLULUARDAN HESAP SORACAĞIZ: Üzgünüz, öfkeliyiz, sorumlulardan hesap soracağız. 6 Temmuz 2022 tarihinde Konya Şehir Hastanesi'nde görev yaptığı esnada hasta yakını tarafından uğradığı silahlı saldırı sonucu katledilen Dr. Ekrem Karakaya'yı kaybetmenin derin üzüntüsü, aynı zamanda etkisi içindeyiz. Biz sağlık, emek ve meslek örgütleri olarak, bu şiddet sarmalının genişlemesi karşısında siyasi iktidarı defalarca uyardık. Sağlıkta şiddetin münferit bir olgu olmadığını, bunun toplumsal ve politik bir sorun olduğunu gerekçeleriyle birlikte tekrar tekrar ifade ettik. Sağlık kurumlarında meydana gelen silahlı saldırıların artışı nedeniyle bu konuda önlemler alınmasını ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yasa'da değişiklik yapılmasına ilişkin yasa teklifleri önerdik. Ancak tüm uyarılarınız görmezden gelindi. Bilinçli bir yaklaşımla şiddetin kaynağı toplumsal bağlamından koparılarak durum bireylere indirgendi. Sorumlular, durumu arada bir kınamak dışında bir adım atmadı.
SAĞLIK EMEKÇİLERİNE EN UFAK BİR ZARAR GELMESİNE TAHAMMÜLÜMÜZ YOK: Sorumluların bu yaklaşımı, bugün yeniden bir cinayetle sonuçlandı. Ülkede artan şiddet iklimi, bizlerin sadece çalışma koşullarını bozmakla kalmamış can güvenliğini ortadan kaldırmıştır. Her anlamıyla tıkanan sağlık sisteminin tüm sorumluluğu hekimlerin ve sağlık emekçilerinin omuzlarına yıkılmakta, bu durum bizi hedef haline getirmekte, sağlık alanında yürütülen politikalar bizlere şiddet, ölüm, çaresizlik ve umutsuzluk olarak geri dönmektedir. Bugün yeniden ve daha güçlü bir şekilde söylüyoruz; Sağlık emekçilerine en ufak bir zarar gelmesine tahammülümüz yoktur.
ŞİDDET ÖNLENEBİLİR TOPLUMSAL BİR SORUNDUR: Şiddet, daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi öngörülen ve önlenebilir toplumsal bir sorundur. Bir sorun, çözmeye niyetli bütünlüklü politikalarla aşılabilecektir. Güvenli çalışma alanı sağlamak siyasal iktidarın sorumluluğundadır. Sağlık Bakanı başta olmak üzere sorumluluğunu yerine getirmeyen yetkililer derhal istifa etmelidir. Bizler, bu konuda yaşam hakkımızı ve güvenli çalışma koşulları için gücümüzü her yerde, her koşulda hep birlikte göstermeye hazır olduğumuzu bir kez daha belirtiyoruz. Bu çerçevede bugün ve yarın ülke genelinde iş bırakıyoruz. Doktor Ekrem Karakaya'nın ailesine ve tüm sevenlerine taziyelerimizi iletiyoruz. Şiddet karşısındaki taleplerimize kulak tıkayanlardan, söylemleri ve politikalarıyla şiddete teşvik edenlerden, mücadelemizi yükselterek hesap soracağımızı bir kez daha ifade ediyoruz."