Hrant Dink Cinayeti Davası
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de öldürülmesine ilişkin 35 kişinin yargılandığı davada savunma yapan başka suçtan tutuklu sanık Mehmet Ali Özkılınç, "Coşkun İğci'nin Yasin Hayal ile olan yakın ilişkisiyle ilgili jandarmanın bilgiye sahip olduğunu düşünüyorduk.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de öldürülmesine ilişkin 35 kişinin yargılandığı davada savunma yapan başka suçtan tutuklu sanık Mehmet Ali Özkılınç, "Coşkun İğci'nin Yasin Hayal ile olan yakın ilişkisiyle ilgili jandarmanın bilgiye sahip olduğunu düşünüyorduk. Ama evrak verme aşamasında bize yardımları söz konusu olmadı. Jandarmayla ilgili çalışmalar hep problemli oldu." dedi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Dink'in öldürülmesinde sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin tespiti için ön inceleme ve araştırma raporları düzenlemekle görevlendirilen, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklanmasına karar verilen dönemin mülkiye başmüfettişi Mehmet Ali Özkılınç'ın savunması alındı.
Özkılınç, Dink cinayetiyle ilgili 2007 'de hazırladığı raporların 2008'de iki mülkiye müfettişi tarafından incelendiğini ve eksik bulunmadığını belirterek, "8 yıl sonra bu konuda sanki hiç inceleme yapılmamış gibi üzerime kusur atılması haksız ve hukuksuzdur. Hakikatin ortaya çıkması için elimden gelen gayreti gösterdim." diye konuştu.
Gerek müfettiş gerek Devlet Denetleme Kurulu (DDK) üyesi olarak hiçbir grubu korumaya matuf bir eyleminin olmadığını, Ali Fuat Yılmazer veya Ramazan Akyürek'i daha önce hiç görmediğini öne süren Özkılınç, bu suçlamaları haksız bulduğunu dile getirerek, beraatini talep etti.
Savunmasının tamamlanmasının ardından çapraz sorgusuna geçilen Özkılınç, mahkeme heyeti, savcı, sanık ve Dink ailesi avukatlarının sorularını yanıtladı.
Mahkeme heyetinin soruları üzerine, Dink'in öldürülmesinde sorumluluğu olan kişilerin tespiti ve değerlendirilmesi konusunda dönemin mülkiye başmüfettişi Şükrü Yıldız'la birlikte görevlendirildiklerini aktaran Özkılınç, Dink cinayeti konusunda valilik ve Reşat Altay ile ilgili değerlendirmeler yaptığını, emniyetle ilgili incelemeyi ise yapmadığını açıkladı.
"F4 raporundan daha sonra haberim oldu"
Aralarındaki iş bölümünün mevzuat gereğince kıdemli sayılan Şükrü Yıldız tarafından yapıldığını ve kendilerinde sadece 248 numaralı yazı (Trabzon'dan İstanbul'a gönderilen, 'Dink'e yönelik ses getirecek eylem' yazısı) olduğunu iddia eden Özkılınç, "246 numaralı yazıdan ise (Trabzon'dan İstihbarat Daire Başkanlığına gönderilen, Dink'in öldürüleceğine ilişkin F4 raporu) daha sonra haberdar oldum. Emniyet boyutuna bakmadığım için elimizde hangi belgeler var, bilgim yoktu." diye konuştu.
Mahkeme üye hakiminin, "Bilgi, belgeye ulaşmakta sıkıntı yaşayıp yaşamadığı, fiili engellerle karşılaşıp karşılaşmadığını" sorduğu Özkılınç, "Jandarma boyutunda baştan itibaren oldu. Jandarma ile ilgili ciddi bir dirençle karşılaştık. Coşkun İğci'nin görüştüğü kod isimlerle ilgili bize yardımcı olunmadı. İğci'nin Yasin Hayal ile olan yakın ilişkisiyle ilgili jandarmanın bilgiye sahip olduğunu düşünüyorduk. Ama evrak verme aşamasında bize yardımları söz konusu olmadı. Jandarmayla ilgili çalışmalar hep problemli oldu." ifadelerini kullandı.
Daha sonra müdahil Dink ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu'nun sorularını yanıtlayan Özkılınç, "Elinizde sadece 248 nolu yazı yok. 2004'ten cinayetin işlendiği 2007'ye kadar Dink'e süren saldırılar silsilesi var. Celalettin Cerrah, İstanbul emniyetinin başında ve aynı zamanda Koruma Kurulu üyesi. Cerrah'ın sorumluluğuyla ilgili kanaatleri neden savcıya bırakmadınız?" sorusuna, "Celalettin Cerrah, 'Ben bu evrakı görmedim.' demişti. Ahmet İlhan Güler de 'Müdürüme vermedim bu evrakı.' demişti. Birbirlerini teyit ediyorlardı. 'Cerrah kesin sorumlu' demek için daha fazla veri gerekir diye düşündük." karşılığını verdi.
"2004'ten 2007 yılına kadar Hrant Dink'e tehdit havası söz konusuysa ve buna dair yazı bildirilmişse, bütün ilgililer tarafından sorumluluğun yerine getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yetkililere iletilmemesi noktasında tedbir alınmaması nedeniyle sorun oluştuğunu söyleyebilirim." diyen Özkılınç, FETÖ ile bağlantısı olmadığını ve buradaki dava nedeniyle FETÖ soruşturması kapsamında tutuklandığını savundu.
Duruşma devam ediyor.