Hozat'taki Fişleme İddiaları
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde Hozat'taki fişleme iddialarını araştırmak üzere kurulan Alt Komisyon, 2004-2006 yılları arasında Tunceli İl Jandarma Alay Komutanlığı yapan Albay Namık Dursun'u dinledi.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde Hozat'taki fişleme iddialarını araştırmak üzere kurulan Alt Komisyon, 2004-2006 yılları arasında Tunceli İl Jandarma Alay Komutanlığı yapan Albay Namık Dursun'u dinledi.
Komisyon Başkanı AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, Dursun'un hakkındaki iddiaları söyledi. Metiner, Dursun'a, "10 Kasım 2004'te Hozat'ta ilçe kaymakamlığı başkanlığında köylere hizmet götürme faaliyetlerine ilişkin bir toplantı yapmışsınız. Toplantıdaki konuşmanızda, 'ben valiyi temsilen geldim' diyorsunuz. Bir jandarma alay komutanı valiyi temsilen toplantı yapabilir mi-" diye sordu.
Metiner ayrıca Dursun'a, "Bundan böyle akrabası veya kardeşi dağda olan bir aile varsa derhal gitsin. 1,5 ay süre tanıyoruz. Bize bilgi vermediğiniz taktirde sonucu ne edeceğiz siz düşünün. Yani öldürürüz, asarız, keseriz. Bu yani dağdakilerle işbirliği şeklinde devam ederse Elazığ hattını keserim. Elazığ'a bırakmam sizi. Tunceli-Erzincan bölgesini de abluka içine alırım ve sizi burada imha ederim" sözlerinin kendisine ait olup olmadığı sorusunu yöneltti.
Bunun üzerine Dursun, böyle bir toplantının yapıldığını, bu toplantının köylülere hizmet götürme birliğinin yaptığı faaliyetlerin vatandaşlara aktarılması olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"Bu arada terörle mücadelede özellikle muhtarlardan beklentilerimiz nedir- Vazifelerin hatırlatılması baabındadır. Bu toplantıda ifade edilen kelimelerin hiçbirisine katılmıyorum. Benim ağzımdan çıkmış bir ifade değildir. Toplantı 10 Kasım 2004'te yapılmıştır, 18 Kasım'da, aradan 8 gün geçtikten sonra kim tarafından kaleme alındığı meçhul bir bildiri, 28 muhtara imzalattırılmıştır. Aynı konu 25 Kasım 2004'te o dönem Tunceli Milletvekili olan Vahdet Sinan Yerlikaya tarafından TBMM Genel Kurulu'nda gündeme getirilmiştir. Yine 3 Kasım 2004'te Tunceli milletvekilimiz bu konuya İçişleri Bakanlığı'na yazıyla iletmiştir."
Dursun, 7 Aralık 2004'te aradan 1 ay geçtikten sonra, Tunceli Barosu'nun, Tunceli Dernekleri Federasyonu ve İnsan Hakları Derneği adına kurumsal olarak hakkında suç duyurusunda bulunduğunu dile getirerek, suçun geçtiği iddia edilen yerin Cumhuriyet Savcılığı'na ve Tunceli Valiliği'ne iletildiğini, valiliğin yaptığı ön incelemede hakkında soruşturma izni verilmemesine dair bir karar alındığını söyledi.
Bu karar üzerine Hozat Cumhuriyet Savcılığı'nca 3 ayrı suç duyurusuna ilişkin olarak takipsizlik kararları verildiğini kaydeden Dursun, valiliğin soruşturma izni vermemesi üzerine Tunceli Barosu'nun Malatya Bölge İdare Mahkemesi'ne itiraz ettiğini bildirdi.
-"İfadeler bana ait değil"-
Malatya Bölge İdare Mahkemesi'nin valiliğin kararını onadığını ve taraflarda itiraz etmediği için kararın kesinleştiğini belirten Dursun, "Yani ben bu olayda, idari ve yargının denetim ve gözetiminden bir şekilde geçtim. Yıllarca ben bu işin muhasebesini yaptım. 'Acaba ben nerede bir yanlış yaptım' diye. Bu ifadenin hiçbirisi bana ait değil. Tamamen çarptırma ve bilinçli bir şekilde kaleme alınmıştır. Ama üslupla ilgili biraz sıkıntım vardır. Bunu gün geçtikçe tedavi etmeye baktım. Keşke bu kullandığım ifadeleri daha uygun bir üslupla ifade etseydim diye düşünürüm" dedi.
-"Döneminizde fişleme oldu mu-"-
Metiner'in, fişleme ile ilglii jandarma kriminal dairesinin raporunu istediklerini belirterek, "Sizin döneminizde bilginiz, talimatınız dahilinde fişleme oldu mu-" sorusuna Dursun, TCK'daki değişiklikten sonra, 1 Nisan 2005'ten itibaren kişisel kayıtların veri altına toplanmasının yasaklandığını anımsattı.
Dursun, bununla ilgili o dönem Jandarma Genel Komutanlığı'nın yazılı bir emri bulunduğunu söyledi.
Bu emir çerçevesinde tutulan bütün fişlerin ortadan kaldırıldığını, bir tek bilgi toplama işlem merkezince yasal olarak tutulan fişlerin kaldığını anlatan Dursun, "Bunun dışında jandarmanın benim dönemimde herhangi bir gayrıyasal fiş toplaması ve kaydetmesi de mümkün değil. Çünkü bu konuda defalarca personelimi uyardığımı çok iyi bilirim" diye konuştu.
Dursun, kriminal sonuçlardan da bir şey çıkacağını düşünmediğini kaydetti.
Metiner'in, ortaya çıkan fişlerin yasal olup olmadığı sorusuna da Dursun,
"Ben onu fiş olarak görmedim. Ama kanımca o bilgi notudur. Ama fiş olarak da adlandırılabilir. Yine de gayrıyasaldır" yanıtını verdi.
-"Bilgi paylaşımı vali huzurunda yapıldı"-
AK Parti Kilis Milletvekili Ahmet Salih Dal ise istihbarat bilgilerini sadece emniyetin değil, jandarmanın da yaptığını söylendiğini ifade etmesi üzerine, Dursun, jandarma ile polisin istihbarat bilgi paylaşımının valinin huzurunda yapıldığını kaydetti.
Dursun, "Her gün saat 11.00'de asayiş toplantısında yapılır. Bu toplantıda eldeki istihbarat, meydana gelen olaylar, müteakip döneme ait değerlendirmeler orada kurumsal bazda paylaşılır. Bunun haricinde istihbari bir paylaşım benim dönemimde yaşanmamıştır" dedi.
BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de "Bilgi fişleri dediğiniz bilgi kayıtları fiziki olarak ortadan nasıl kaldırılıyor, kayıtlar nerede tutuluyordu, başka kopyaları olabilir mi-" sorusuna Dursun, şu yanıtı verdi:
"Bilgi fişleri dediğimiz, insanlarla ilgili bilgi kayıtları tutulabilirdi. Ama TCK'deki değişiklikten sonra bunlar tamamen kalktı. Bu bizce bir fiş değildir bilgi notudur, o dönem itibariyle konuşuyorum. Bu bilgilerde biz teröristin adını, soyadını, hangi ilin nüfusuna kayıtlı olduğunu, irtibatta olacağı şahısları, fiziki görüntüsünü... Çünkü bir teröristle çatışmadan sonra teröristin kimliğini tespit etmemiz lazım. Bu bilgiler çerçevesinde tespit ederiz. Bizim yaptığımız tabiri caizse bilgi notlaması bu çerçevededir.
Personel doğal olarak özellikle meraklı personel bu tür şeyleri bazen manuel, bazen dijital ortamda tutmuş olabilir. Biz bilgisayarlarımızda o dönem yapmış olduğumuz incelemeler, bunlarla ilgili herhangi bir dosya kaydını tespit etmedik."
Kürkçü'nün, "Hozat'taki bu işlemler Tunceli'nin diğer ilçelerinde ve bölgedeki illerde de yapılmakta mıydı yoksa sadece Hozat'a özgü bir tartışma mı-" sorusu üzerine Dursun, internetten aldığı ve "fişleme" diye tabir edilen belgelerin resimlerine baktığında lokal olduğunu düşündüğünü ifade etti.
Dursun, "Çünkü orada gösterilen 3-4 kişi, 5 kişi, 6 kişi artık ne kadarsa, onların büyük bir kısmının Hozatlı olduğunu biliyorum. Çünkü Tunceli çok küçük bir yer. Hemen hemen herkes herkesi tanıyor. Eğer bu bölgede görev yapıyorsanız da tanımak zorundasınız" diye konuştu.
-"Yasal haklarımı arayacağım"-
Dursun, yazılı ve görsel basında adının çok sıkça geçmesine çok üzüldüğünü söyleyerek, şöyle devam etti:
"Bu komisyonun isim vererek kimseyi çağırdığını bilmiyorum, duymadım da ama benim ismim özellikle basın yayına çıktı. Akabinde internet basınında yine ismim verilerek üçüncü ağızdan bu fişlemelerin benim dönemimde yapıldığına dair kamuoyu yaratılmaya çalışıldı. Bunlarla ilgili iddianame gerçeği ortaya çıkaracaktır. Şu iddialarla ilgili gerekli yasal ve tazminat haklarımı arayacağımı da komisyonunuz huzurunda beyan etmek isterim."
Bu arada, Namık Dursun'un isteği üzerine toplantıda görüntü alınmasına izin verilmedi.
Muhabir: Esin Işık
Yayıncı: Kudret Topçu - TBMM