Hayatımın Çalımı Beckham Filmi
Hayatımın Çalımı Beckham filminin fragmanı, oyuncuları, resimleri ve tim bilgileri. Hayatımın Çalımı Beckham filminin oynadığı sinemalar ve seanslar.
Manchester United kendi sahasında kalabalık bir taraftarın önünde oynamaktadır. David Beckham geleneksel Hint kıyafetleri içindeki Jess’e (PARMINDER NAGRA), pasını verir. Jess topu filelere gönderir. Taraftarlar coşmuştur. Beckham, Jess’e doğru koşarken, izleyiciler de genç kızın ismini haykırmaktadır. Genç kız o sırada kendi ismini haykıran kişinin, annesi (SHAHEEN KHAN) olduğunu fark eder. Annesinin mutfakta yardıma ihtiyacı vardır.
Jess 22 yaşındaki ablası Pinky’yle (ARCHIE PANJABI) taban tabana zıttır. Pinky uzun zamandır birlikte olduğu erkek arkadaşı Teetu’yla (KULVINDER GHIR) o yaz evlenecektir. Tüm ev halkı hummalı bir şekilde geleneksel bir Hint düğünü için hazırlıkları sürdürürken, Jess ailesini kandırarak, parka futbol oynamaya gider. Yerel bir bayan futbol takımı olan Hounslow Harriers’da forvet olarak görev yapan Jules da (KEIRA KNIGHTLEY) o sırada parktadır. Jules kısa sarı saçlı ve çok güzel bir kızdır. Annesi Paula (JULIET STEVENSON) sürekli olarak Jules’a farbelalı bluzlar ve etekler
giydirmeye çalışarak, “Sportif Baharat Kız’ın erkek arkadaşı olmadığını” hatırlatır. Paula, kızının erkeklerle neden ilgilenmediğini merak eder. Oysa bilmediği bir şey vardır. Kızı, futbol coach’u Joe’ya (JONATHAN RHYS MEYERS) aşıktır. Bir bağ yırtılması sonucu aktif futbol yaşamını zirvedeyken bırakmak zorunda kalan Joe, o günden beri Hounslow Harriers’da coach’luk yapmaktadır. Joe ve Jules, parkta futbol oynamakta olan Jess’i fark eder ve onu kendi takımlarında oynayıp, zirveyi hedeflemesi için cesaretlendirirler. Jules için zirve, ABD Bayanlar Ligi’nde oynamak demektir. Jess ailesinin buna asla izin vermeyeceğini bilmektedir. Bu yüzden, iyi bir iş ve istediği zaman futbol oynamasına izin verecek iyi bir koca bulma hayalleri kurar. Zaten, ailesi Jess’in Hintlilere özgü yemekleri yapmayı öğrenmesini ve düğün için binlerce ‘samosas’ hazırlamasını istemektedir.
Annesi Jess’i parkta erkeklerle futbol oynarken yakalar. Jess’in üzerinde şort vardır ve bacakları çamur içindedir. Bunun üzerine Jess’e futbol oynaması yasak edilir. Her şeyden önce, o artık bir kız çocuğu değil, genç kızdır. Ortalıkta böyle gezerse, Pinky’nin nişanlısının ailesi ne diyecektir? Ama artık çok geçtir. Çünkü dünürleri Jess’i saçları kısacık olan Jules’la birlikte görmüş ve Jules’u erkek sandıkları için de düğünü iptal etmişlerdir. Jess ve Pinky perişan haldedir; artık ne futbol vardır, ne de düğün.
Joe, Bhamra ailesini ikna etmeye çalışır fakat ailesi Jess’in futbol oynamasına izin vermeyi reddeder. Joe, Jess’i ne olursa olsun futbola devam etmesi için yüreklendirir. Jess gizlice oynamaya devam eder ve Joe’ya aşık olmaya başlar.
Jess, ailesine yalan söyleyerek Almanya’daki bir maça gider. Burada hep birlikte gittikleri gece kulübünde Jess ile Joe ile tam öpüşecekleri sırada Jules onları görür ve çılgına döner. İki kızın arkadaşlıkları büyük bir yara alır. Jess, Joe’nun oyuncularından biriyle çıkamayacağını bilmektedir, zaten ailesi böyle bir şeyi asla kabul etmez. Joe, Jules’la arasını düzeltmeye çalışır ama Jules’dan karşılık alamaz.
Jess çeyrek finallerde kırmızı kart görür. Joe maçtan sonra onu teselli eder. İki genç tam öpüşmek üzereyken, Jess’in babası (ANUPAM KHER) onları yakalar. Jess ve Joe, Jess’in futbol oynamasına bir daha asla izin verilmeyeceğini o an anlarlar.
Pinky’nin düğün tarihi çok önemli bir final maçıyla aynı tarihe denk gelir. Joe, Jess’e bir Amerikan yetenek avcısının finale gelip onun ve Jules’un oyununu izleyeceğini söyler. Futbol, arkadaşlık ve aile arasında kalan Jess’in kafası iyice karışır.
Düğün sırasında, Jess’in babası bir kızının çok mutlu, diğerinin de çok üzgün göründüğünü fark eder. O zaman anlar ki Jess bu önemli günde ailesini futbola tercih etmiştir. Kızına gidip final maçında oynamasını ve sonra da çabucak düğüne dönmesini söyler. Tony (AMEET CHANA) onu arabasıyla stadyuma götürür. Jess, geleneksel Hint elbisesini çıkarır ve sevgili formasını giyer. Jules’la barışırlar ve ikili birlikte her