Gül, Kara Harp Okulu'nu Ziyaret Etti
Cumhurbaşkanı Gül: (4) "Güç tek başına bir şey ifade etmez. Mağlup olmadan önce Hitler de Stalin de güçtü.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, gücün tek başına bir şey ifade etmeyeceğini belirterek, "Mağlup olmadan önce Hitler de Stalin de güçtü. Yüzbinlerce tankı, orduyu yürütüyorlardı. Ama orada yüzbinlerce insan kırılırken, sağa sola talimat veriyorlardı. Yani güç ne için kullanılıyor, bu, çok önemli. Onun için gücün erdemli olması, erdemli güce sahip olmak onurlu olur ve bu sürekli olur" dedi.
Kara Harp Okulunu ziyaret ederek, Atatürk Amfisi'nde konuşma yapan Cumhurbaşkanı Gül'e, Harbiyeliler soru yöneltti.
"Benim bir huyum vardır, yaptığım konuşmalarda, yurt içinde, yurt dışında, hiç ambargo koymadan, 'İstediğiniz soruyu sorun' derim. Sorular iyi olursa ben de ona göre iyi cevaplar veririm" diyen Gül, öğrencilerin sorularını yanıtladı.
Okuduğu kitaplar içinde en beğendiklerinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Gül, tek bir kitap söylemeyeceğini belirtti. Çok beğendiği romanlar olduğunu, Rus klasiklerini okuduğunu ifade eden Gül, bugünlerde dünya siyasetiyle ilgili kitapları takip ettiğini, bunlar arasında en son, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne de layık görülen Daron Acemoğlu'nun "Why Nations Fail" kitabının bulunduğunu da dile getirdi.
Hem akademik kökeni hem de devlet idaresinde temel olduğuna inandığı için ekonomiye önem verdiğine değinen Gül, "Türk ekonomisi eğer güçlü olmasa ne ben ne Sayın Başbakan ne Sayın Dışişleri Bakanı ne Sayın Genelkurmay Başkanı Türkiye dışına gittiğimizde başımız dik dolaşabiliriz. Benim devlet hayatında da birinci önceliğim hep ekonomidir" dedi.
Önemli gördüğü iç ve dış raporları sık sık okuduğunu aktaran Gül, "Size, asker olarak bir kitabı tavsiye edeceğim. Bu, eski ABD Dışişleri Bakanı ve aynı zamanda da Genelkurmay Başkanı Colin Powell'ın bir kitabı. Size de uygun olacağını düşündüğüm en beğendiğim kitap, 'It Worked For Me'. Hepinize bu kitabı okumanızı özellikle tavsiye ederim. Çünkü kendisi de bir asker. Çok kritik şeyleri göreceksiniz" diye konuştu.
-"Savunma reformuyla ilgili çalışmalar sürüyor"
Cumhurbaşkanı Gül, "Geleceğin Türkiye'sinin uluslararası platformlarda daha çok ve daha önemli roller alacağı öngörülüyor. Bu kapsamda ülkemizin savunma ve güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak için genç bir subay adayı olarak ne yapmamızı tavsiye edersiniz" sorusunu yanıtlarken, geleceğin liderlerini yetiştirmekten daha büyük bir öncelik olamayacağını konuşmasında dile getirdiğini hatırlattı.
Türkiye'nin köklü bir savunma reformuna ihtiyacı olduğunu daha önce söylediğini ve bu yönde başta Genelkurmay Başkanlığı olmak üzere çok önemli çalışmalar yürütüldüğünü memnuniyetle gördüğünü vurgulayan Gül, şöyle devam etti:
"Benim de Cumhurbaşkanlığında kurduğum ayrı bir komite var ama Harp Okullarında, bu istikamette konuşmamı yaptıktan sonra bu çalışmalar daha da hızlandı. Dün de Genelkurmay Başkanlığından bu çalışmaları, Türkiye'nin 2033 vizyonu çerçevesi içerisinde, Türk ordusu o zaman nasıl olacak, bütün savunma nasıl olacak şeklinde yapılan çalışmaların içerisinde dikkat ettiğim konulardan birisi, geleceğin komutanlarının nasıl yetiştirilmesiyle ilgili önemli bir bahis var..."
Harbiyelilerin yetişmesinde hem eğiticilere hem de öğrencilere düşen roller olduğuna değinen Gül, "Sizi hazırlayanların yapacağı, okulların müfredatı, size sunulan imkanlar, 10-20-30-40 yıl sonrasının savaş, mücadele şartlarını, o gün ortaya çıkacak problemleri, kavgaları düşünerek senaryolar kurmak. Onları düşünerek programları geliştirmek ve sizi onlarla başa çıkacak şekilde mücehhez kılacak, donatacak dersleri, imkanları sunmak" ifadesini kullandı.
-"Size düşen görevler daha çok"
Öğrencilerin de kendilerini iyi hazırlaması gerektiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yoksa imkanlar sunulur ama siz onu tam kapasite, yüzde 100 almazsanız, o zaman siz üzerinize düşeni yapmamış olur, siz, kendinizi geleceğe hazırlamamış olursunuz. Sizin, sadece size sunulanları değil, onun dışında da kendinizi geliştirmeniz gerekir. O açıdan, sizin geleceğin ortaya çıkartacağı güvenlik sorunlarına karşı bir komutan olarak kendinizi iyi hazırlayabilmeniz için çok bütünsel, kapsamlı bir karar verme aşamalarından geçebilecek şekilde kendinizi donatmanız gerekiyor. Önemli, stratejik kararları verirken ayaküstü vermeyecek, doğru analizleri yapacak ve onu sadece dar bir bilgiyle değil çok geniş bir anlayışla, sağduyu, 'common sense' dediğimiz, güçlü bir duygu ve bilgiyle karar verecek hale sizi getirmeniz.
Burada hem sizi hazırlayanlara düşen görevler var hem de size düşen görevler var. Ama size düşen görevlerin daha çok olduğuna inanıyorum. Size yeteri kadar bilgi sunulmasa bile bugün dünyada bilgiler herkese açık. Öyle ki en güvenlikli konularla ilgili bilgiler bile herkese açık. Elinizdeki bilgisayardan, internet üzerinden dünyanın her türlü kütüphanesine, Amerikan Harp Okullarına da İngiliz Harp Kolejlerine de hepsinin kütüphanelerine girebilecek ve kendinizi yetiştirebilecek durumdasınız."
-"Silahla kazanamadığını kalbinle, gönlünü kazanarak kazanabilirsin"
Savunma ve güvenlik dünyasında "akıllı güç", "yumuşak güç" ve "sert güç" tanımları yapıldığının hatırlatılması ve "Siz bu kavramlara 'erdemli güç'ü de kattınız. 'Erdemli güç'ü biraz daha açar mısınız?" diye sorulması üzerine Gül, erdemli güçten kastının bunların hepsinin toplamı ve gücün iyi bir şekilde kullanılması olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, "Güç tek başına bir şey ifade etmez. Hitler de Stalin de güçtü. Mağlup olmadan önce. Yüzbinlerce tankı yürütüyorlardı. Yüzbinlerce orduyu yürütüyorlardı. Ama orada yüzbinlerce insan kırılırken, sağa sola talimat veriyorlardı. Yani güç ne için kullanılıyor, bu çok önemli. Onun için gücün erdemli olması, erdemli güce sahip olmak onurlu olur ve bu sürekli olur" dedi.
Gücün erdemli hale gelmesi için bir taraftan çok sert, her türlü donanımlı, en iyi şekilde eğitimli askeri personele sahipken bile insanların kalbinin ve gönlünün kazanılması gerektiğini anlatan Gül, "Ona diplomaside, her ne kadar kariyer diplomat olmasam da 5 seneye yakın Hariciyenin başında oldum. Onlardan öğrendiğim çok şey vardır. İnsanların gönlünü ve kalbini kazanmak diye tarif ederiz. Elinde en güçlü silahı olan insanın, yeri geldiğinde en yumuşak bir insan gibi karşısındakine saygı duyması, hürmet etmesi, önünde selam vermesi onun kalbini ve gönlünü kazanmaktır. Silahla kazanamadığını kalbinle, gönlünü kazanarak kazanabilirsin" değerlendirmesinde bulundu.
Gül, müttefiklerin Afganistan'a gittiklerinde ilk olarak mecburen hapishaneler yaptıklarını dile getirerek, şunları söyledi:
"Siz gittiğiniz yere önce hapishane yaparak başlarsanız o halkın kalbini ve gönlünü kazanamazsınız. Afganistan'da harcanan para, silah ve askeri güç olarak milyarlarca dolar. Eğer onun dörtte birini değil, onda birini halkın gönlünü ve kalbini kazanmak için harcansaydı belki çok daha farklı mesafelere ve çok daha fazla kalıcı başarılar elde edilirdi. 'Erdemli güç' dediğim şeye bu anlamda bakmanız gerekir. Gücün zayıflığı değil, en güçlü, herkesten daha üstün, güç elinizdeyken davranışınız erdemli olabiliyorsa o zaman erdemli güç olursunuz. O zaman silahla alamayacağınız neticeyi o davranışınızla alırsınız. Baktığınızda atalarımızın geçmişte çok büyük coğrafyayı barış, huzur içerisinde yönetebilmelerinin altındaki esas gerçek de erdemli güçtür."
Osmanlı Devleti'nin gittiği yerlerde insanları asimile etmeden farklı din, dillere saygı gösterdiği için uzun yıllar güç kullanmadan kalabildiğine işaret eden Gül, "Atalarımıza, Osmanlı'ya hayranlık varsa bu onun sebebiyledir. Hangi mağrip ülkesine giderseniz gidin bunu görürsünüz" dedi.
Gül, "Gittiğiniz de göreceksiniz. Tarih bazılarına yük getirir. Bazılarına da onur ve gurur getirir. Bizim tarihimiz, bize onur ve gurur getirmektedir. Niye o zaman erdemli davrandıkları için. Bugün aslında modern dünyanın geldiği nokta da odur" ifadesini kullandı.
Avrupa ülkelerinin bir araya geldiği parlamentodaki ilkelere bakıldığında, bunların bir zamanlar Türklerin başka terminolojilerle gerçekleştirdiği ilkeler olduğunun görülebileceğine dikkati çeken Gül, "Onun için emperyalist davranış tarzımız olmadı bizim. Gittiğimiz yerlerin kültürünü, ırkını, dilini değiştirecek davranışlarımız olmadı bizim. Hindistan'a gidip de Hindistan'ı mağrip ülkelerine gidip de mağrip ülkelerini değiştirenler, oralarda hiçbir zaman moral üstünlükleri yoktur. Bizim ama her yerde moral üstünlüğümüz vardır her açıdan. Gücün erdemli bir şekilde kullanılması ile ilgilidir" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e, konuşmasının ardından Kara Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Uyar tarafından günün anlam ve önemine binaen şilt ve meç sunuldu. Gül, daha sonra Harbiyeli öğrencilerle öğle yemeği yedi. Gül, yemekhaneye girişinde öğrenciler tarafından ayakta karşılandı. Öğrencilerin yemek duasını okumasından sonra "Afiyet olsun" diyen Gül, masasındaki bir grup Harbiyeli ile öğle yemeğini yedi.
- Ankara