Film Gibi Nakil Hikayesi! Doktorların 1 Hafta Ömür Biçtiği Hasta Hayata Tutundu
11 yıl önce karaciğer hastası olan ve durumu kötüleşen 61 yaşındaki Fatma Gökduman'ın hayatı film gibi bir hikaye ile kurtuldu.
11 yıl önce karaciğer hastası olan 61 yaşındaki Fatma Gökduman'ın hayatı film gibi bir hikaye ile kurtuldu. Doktorların 1 hafta ömür biçtiği ve yapılacak bir şey kalmadığını söyleyerek, "Eşinizi eve götürün. 1 hafta size misafir." dediği Gökduman, organ nakli ile hayata tutundu.
KIZINA VASİYET ETTİ
2006 yılında haber olan Gökduman'ı televizyonda izleyen bir kişi kızına "Ölürsem organlarımı bağışla. Sana vasiyetim olsun." dedi. Bu vasiyetten 2 ay sonra hayatını kaybeden babanın karaciğeri, televizyonda izlediği ve organ bağışına karar vermesine neden olan Fatma Gökduman'a nakledildi. O dönem 50 yaşında olan Gökduman'ı ziyaret eden ve bağış yapan aile ise organın nakledildiği Fatma Gökduman'ı görünce gözlerine inanamadı.
''1 HAFTA EŞİN SANA MİSAFİR''
Hikayesini DHA'ya anlatan 3 çocuk annesi Fatma Gökduman şunları söyledi: "2006 yılında Şişli Memorial Hastanesi'nde nakil oldum 11 yıl önce. Çok kötü bir durumda buraya geldim. Sağlığıma kavuştum, doktorlarım sayesinde. 2. defa hayata döndüm. Yeniden doğdum. Hepatit B ve Hepatit C vardı. Eşim, çocuklarım doktora götürmüş. Doktorlar eşime 'Hiç masraf etme. Eşini evine götür. 1 hafta, 15 gün eşin sana misafir' demişler. Şu an 11 senedir yaşıyorum. Ameliyattan sonra sağlığıma kavuştum. Yaşadıklarımı hatırlayınca ister istemez biraz içim burkuluyor ama şu anda çok iyiyim."
İNANILMAZ HİKAYE
11 yıl önce nasıl nakil olduğunu da anlatan Duman, 'mucize' olarak nitelendirilen hikayesini şöyle anlattı: "11 yıl önce gönüllü bir vericiden nakil olmak için hastaneye geldim. Beni ameliyata hazırladılar. Son anda o kişi vazgeçti. Beni kaldırıp geri gönderdiler. Sonra bana karaciğerini bağışlayan kişi hayattayken televizyonda beni kızıyla seyrediyor. Kızı dönüp diyor ki 'Baba böyle insanlar yaşasın. Ben ölürsem bütün organlarımı bağışlayın.' Baba da diyor ki 'Yavrum sen genceciksin. Bana bir şey olursa ben vasiyet ediyorum. Bağışlayın.' Aradan 2 ay geçiyor ve ölüyor. Ölen kişinin eşi bağışlamak istemiyor. Kızı diyor ki, 'Anne babam bana vasiyet etti. Ben vereceğim babamın organlarını.' ve böylece bana bağış yapıldı. Sonra o aile beni hastanede ziyaret etti. Kızı inanamadı beni görünce 'Biz babamla sizi televizyonda seyrettik. Birbirimize vasiyet ettik ve babamın ciğeri gelip sizi buldu.' dedi. Allah o aileden razı olsun. 11 senedir hayattayım."
''DOĞUŞTAN GENETİK BİR HASTALIK''
Otoimmün hepatit hastası olan 21 yaşındaki Kübra Öner ise "Doğuştan genetik bir hastalık. Artık nakilin gerekli olduğunu söylediler. Son aşamaya kadar beklemedim. Günlük hayatımı etkilemeye başladığı zaman geldim. 1 ay kadar bir süre kadavra bekledim ama annemin de karaciğeri uyuyordu. O yüzden hayatımı çok fazla etkilemesin diye annemden aldım. Teşekkür ediyorum ona da. Zaten en başından beri annem kendisi vermek istiyordu." dedi.
MAVİ IŞIK HASTASI POYRAZ BEBEK DE SAĞLIĞINA KAVUŞTU
2015 yılında ilk kez DHA'nın duyurduğu ve babasının sanayiide yaptırdığı fototerapi cihazıyla evde tedavi gören ve daha sonra Memorial Organ Nakli Merkezi'nde nakil olan 2,5 yaşındaki Poyraz bebeğin babası Servet Ergün de nakil sonrası yaşadıklarını anlattı.
Ergün, Poyraz bebeğin sağlık durumu ve nakil sonrası yaşadıkları ile ilgili olarak şunları söyledi: "Poyraz doğduktan 3 gün sonra sararmaya başladı. Sarılık düzeyi çok yüksekti. Maalesef Poyraz'ın hastalığı dünyada 202 kişide görülen Crigler Najjar hastalığı. Nakil olması gerekiyordu ancak nakil olana kadar da mavi ışıkta kalması gerekiyordu. Cihaz ise çok pahalıydı. Ben de resimlerini çektikten sonra sanayiide yaptırdım. 16 gün boyunca evimde ışığın altında kaldı ve değerleri gayet iyi gitti. Biraz evde biraz hastanede tedavi görürken araştırmaya başladım ameliyatı nerede yaptırabileceğimizi. Bizi tamamen kader buluşturdu. Ben verici oldum oğluma. Türkiye genelinde 65 kişi Poyraz'a karaciğerini verebileceğini söyledi ama uymadı. Ben 16 kilo verdim. Karaciğer boyutlarımız uydu. Buradaki 1000 nakilden biri de biziz. Basın mensubu arkadaşlara da çok teşekkür ediyorum. Sesimiz oldular. El uzatan herkese çok teşekkür ediyorum. Zor günler yaşadım gerçekten. Hayatım boyunca Koray Acarlı hocamın hakkını ödeyemem."
1000 KARACİĞER NAKLİ DÜNYA ÇAPINDA BİR BAŞARI
Türkiye'de özel hastaneler arasında ilk organ nakli ruhsatını alan Memorial Şişli Hastanesi Organ Nakli Merkezi'nde bugüne kadar 1000 karaciğer nakli gerçekleştirildi. 297'si çocuk 703'ü yetişkin olmak üzere toplam 1000 hastayı ikinci hayatına kavuşturan Prof. Dr. Koray Acarlı, 1'inci ve 1000'inci hastası ile bir adaya geldi. Prof. Dr. Acarlı organ bağışına dikkat çekerek şunları söyledi: "Bu önemli başarı özel bir deneyim, profesyonel bir ekip ve multidisipliner bir anlayış gerektiriyor. Karaciğer naklinde 1000 sayısına ulaşmamız, dünya çapında bir başarıdır. Türkiye'de her fırsatta dillendiriyoruz. Karaciğer nakli çok gelişti. Dünyada özellikle canlı vericide dünya lideriyiz. Kore ile yarışıyoruz. Bazen onlar bizi geçiyor, bazen biz onları. Bu çok önemli bir şey ama böyle olmaması gerekirdi. Keşke böyle olmasaydı. Keşke biz bu rakamlara insanlar organ bağışlıyor diye ulaşabilseydik. Bizim yaptığımız sadece çaresizlikten ve eksiklikten daha riskli ameliyatlar yapmak. Halbuki tamamen sağlıklı bir insanı ameliyat etmek zorunda kalmadan kadavradan alınan organlarla da bu işi yapmak da mümkün olurdu. Şöyle bir geriye gittiğimde şunu görüyorum. 2000'li yılların başında memleketimizde 100 civarında karaciğer nakli yapılırkan şu anda 1350-1400 civarında karaciğer nakli yapılıyor. Yüzde 80'i canlıdan olsa bile. Bu çok büyük bir gelişme. Ama buna paralel olarak organ bağışını da arttırıyor olmamız gerekiyor. Ama bu hekimin işi değil. Bu tamamen bu dertten muzdarip olanların çözebileceği bir iş. Organ bekleyenler organ talebinde bulunmalı. Halbuki dikkat ederseniz özel günlerde bizler çıkıp organ bağışında bulunun mesajı vermeye çalışıyoruz."