Haberler
Narin cinayetinde yeni görüntü! Cansız bedenini saklamak 38 dakika sürmüş

Narin cinayetinde yeni görüntü! Cansız bedenini saklamak 38 dakika sürmüş

CHP lideri Özel'den çok konuşulacak Öcalan iddiası: Bir günde izin çıkaracak

Özel'den bomba Öcalan iddiası

Sıla bebek davasında iddianame hazır! İşte cani anne için istenen ceza

Sıla bebek davasında iddianame hazır! İşte anne için istenen ceza

Yenidoğan Çetesi davasında Başhekim Fetin Rüştü Yıldız, Fırat Sarı'ya para ödediklerini itiraf etti

Sanık sandalyesine oturan başhekimden Fırat Sarı'yı zora sokacak itiraf

Fetö/pdy'nin "Yasadışı Dinleme ve Casusluk" Davası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) kapsamında eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan'ın da aralarında bulunduğu 3'ü tutuklu 143 polisin yargılandığı "casusluk ve yasa dışı dinleme" davasına devam edildi.

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) kapsamında eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan'ın da aralarında bulunduğu 3'ü tutuklu 143 polisin yargılandığı "casusluk ve yasa dışı dinleme" davasına devam edildi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki 7. duruşmaya, tutuklu sanık eski emniyet müdürü Hayati Başdağ ile başka suçtan tutuklu sanıklar Polat Kongur ve Metin Güneş katıldı. Sanıklar Yılmazer ve Demirhan, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandıkları diğer davanın duruşmasına katıldıkları için bu duruşmada bulunamadı. Tutuksuz sanıkların da yer aldığı duruşmada tarafları, avukatları temsil etti.

Duruşma, mahkemeye gelen evrakların okunmasıyla başladı. Davanın müşteki ve mağdurlarından 80 kişinin, celse arasında, davaya katılma talebini içeren dilekçe sundukları belirtildi.

Mahkeme Başkanı Bülent Dalkıran, tutuklu sanıklardan Erol Demirhan ile tutuksuz sanıklardan eski komiser Serkan Durmaz'ın örgütün şifreli haberleşme programı "ByLock"u kullandığının tespit edildiğine dair evrakın mahkemeye gönderildiğini belirterek, Durmaz hakkında yakalama kararı çıkarıldığını bildirdi.

Duruşmada söz alan sanıklar Başdağ, Kongur ve Güneş, cezaevinde gerektiği kadar vakit bulamadıkları ve avukatlarıyla yeterince görüşemediklerini ifade ederek, savunmalarını hazırlamak için süre talebinde bulundu.

Bazı tutuksuz sanıklar da avukat tutmak için maddi durumlarının iyi olmadığını dile getirerek, barodan avukat talebinde bulundu.

"Bizi sakın tahliye etmeyin"

Tutuklu sanıklardan Başdağ, "resmi evrakta sahtecilik" suçlamasıyla iki yıldır tutuklu yargılandığını ifade ederek, "Savcı, mahkemeyi yanıltarak benim terör örgütünden tutuklanmamı istedi. Mahkemeniz de bu talebi kabul etti. Dosyaya giren yeni bir delil yokken bunun varlığını beyan etmek ayıptır. Sonuç olarak terör örgütü üyeliğinden tutuklandım. Bizi sakın tahliye etmeyin, çünkü bizi tahliye ederseniz 'FETÖ'cü' diye damgalanırsınız ve işinizden atılırsınız, cezaevine girersiniz." diye konuştu.

FETÖ'nün savunuculuğunu yapmadığını savunan Başdağ, FETÖ üyesi olmadığını, bunun da mahkeme dosyasında açıkça görüldüğünü iddia etti.

SEGBİS tartışması

Duruşmada sanık avukatlarından Özge Elif Hendekçi ile Mahkeme Başkanı Bülent Dalkıran arasında, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'ne ilişkin (SEGBİS) tartışma yaşandı.

Avukat Hendekçi, bütün duruşmalarda SEGBİS'in açık olmasını ve yargılamanın kayıt altına alınmasını istedi.

Başkan Dalkıran ise sanıkların savunmalarını yapmadıklarını, bu nedenle söylenen her sözün tutanağa geçirildiğini belirtti.

Hendekçi, SEGBİS olmadan duruşmalara devam edilmesi durumunda, tutanaklara eksik bilgilerin girebileceğini, bunun da müvekkilleri açısından dezavantaj olduğunu söyledi.

Avukat Hendekçi'nin ısrarlı talebi üzerine Mahkeme Başkanı Dalkıran, yüksek sesle "Avukat Hanım, her duruşma bunu yapıyorsunuz. Duruşmayı provoke ediyorsunuz. Böyle devam ederseniz hakkınızda suç duyurusunda bulunacağım." dedi.

Avukat Hendekçi de "Bana böyle bağıramazsınız. Ben sadece yasal bir talebi dile getiriyorum. Ben de sizin hakkınızda suç duyurusunda bulunacağım." diye cevap verdi.

Duruşmada diğer avukatlar da söz alarak, müvekkillerinin FETÖ'yle bir bağlantısının bulunmadığını öne sürerek, tahliyelerine karar verilmesini talep etti.

Taleplere ilişkin ara kararını açıklayan heyet, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Mustafa Rifat Hisarcıklıoğlu, Adana Emniyet Müdürü Osman Ak, İHH Başkanı Bülent Yıldırım, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, eski TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, eski emniyet müdürü Emin Aslan ile iş adamları İnan Kıraç, Mehmet Ali Yalçındağ, Aydın Doğan ve gazeteci Fatih Altaylı, Nevzat Çiçek'in de aralarında bulunduğu 80 kişinin, suçtan zarar görme ihtimalini dikkate alarak, davaya katılma taleplerini kabul etti.

Soruşturma kapsamında tutuklanan ve daha sonra tahliye edilen, fakat duruşmalara gelmeyen 17 sanık hakkındaki yakalama kararının beklenilmesine hükmeden heyet, tutuklu sanıklar eski emniyet müdürleri Hayati Başdağ, Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan'ın üzerilerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu ve savunmalarının henüz alınmamış olması nedeniyle tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 8-9 Mart'a erteledi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Okan Özsoy tarafından hazırlanan iddianamede, eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan'ın da aralarında yer aldığı 143 polisin "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Sanık Yılmazer hakkında ayrıca "silahlı örgüt kurmak veya yönetmek veya üye olmak, siyasal veya askeri casusluk, resmi belgede sahtecilik, iftira, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve verileri yok etmek" suçlarından bin 924 yıla kadar hapis cezası talep edilen iddianamede, Erol Demirhan için de aynı suçlardan 5 bin 735 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

İddianamede, diğer 141 sanığın "resmi belgede sahtecilik, iftira, görevi kötüye kullanma, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin kaydedilmesi ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme" gibi suçlardan 35 yıldan 878 yıla kadar ayrı ayrı hapisle cezalandırılması öngörülüyor.

Kaynak: AA / Güncel
title