Fetö'nün Darbe Girişimi
Türkiye'nin Roma Büyükelçisi Aydın Adnan Sezgin, İtalya'da bir dönem skandallarla gündeme gelen P2 Locası'na benzettiği Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), bu oluşuma göre daha fazla hakimiyet, güç ve iktidar arayışına ağırlık veren bir yapıda olduğunu söyledi.
Türkiye'nin Roma Büyükelçisi Aydın Adnan Sezgin, İtalya'da bir dönem skandallarla gündeme gelen P2 Locası'na benzettiği Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), bu oluşuma göre daha fazla hakimiyet, güç ve iktidar arayışına ağırlık veren bir yapıda olduğunu söyledi.
Sezgin, Roma'da, Anadolu Ajansı'nın (AA) da üyesi olduğu Yabancı Basın Birliği'ni ziyaret etti.
Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Sezgin, Türkiye'de 15 Temmuz akşamı emir komuta zinciri dışında, orduda yuvalanmış FETÖ mensupları tarafından yapılan darbe girişimi yaşandığını hatırlatarak, bu konuda İtalyan yetkililerin açıklamalarını azami ölçüde önemsediğini dile getirdi.
FETÖ yapılanmasını, İtalya'da 1970'li yılların sonunda ortaya çıkan ve bünyesinde siyasetçisinden bankerine, mafya üyesine, Vatikan'a mensup kardinal seviyesindeki din adamlarına kadar pek çok önemli kişiyi bulunduran P2 Locası'na benzeten Sezgin, "Belki onun çok ötesinde kuvvetli bir teşkilatlanma olduğunu, ciddi şekilde devletin farklı organlarına nüfuz etmiş bir teşkilatlanma olduğunu görebilmek lazım. P2 belki daha ekonomik çıkar amaçlı bir kuruluştu. Bu örgüt ise hakimiyet, güç, iktidar arayışına daha fazla ağırlık veren bir kuruluş. Buna ağırlık verirken, ekonomik çıkarlardan da kendisini tamamen soyutladığını söylemek mümkün değil." ifadelerini kullandı.
Sezgin, darbe girişiminin ardından tutuklama, görevden alma gibi kararların neden bu kadar çok olduğuna ilişkin soruya, "Tutuklamalar, bunlara karşı alınan tedbirler, vahim tedbirler olduğunu değil, Türkiye'nin karşı karşıya bulunmuş olduğu tehlikenin ne kadar vahim olduğunu gösteriyor." yanıtını verdi.
Söz konusu kararların insanların siyasi görüşlerinin farklılığı nedeniyle alınmadığını vurgulayan Sezgin, bu kişilerin iktidara, demokrasiye karşı, seçimlere girmeden, partileşmeden, kamuoyuna siyasi bir mesaj önermeden, darbe yoluyla veya belirli dengeleri istismar ederek milli iradeye rağmen iktidara sahip çıkma ya da ortak olma stratejisi içinde bulunmalarından dolayı gözaltına alındıklarını ya da görevlerinden el çektirildiklerini belirtti.
Gözaltına alma ve görevden el çektirmelerin, bu kişilerin temel hukuk ilkeleri ve yasalara aykırı davrandıkları için yapıldığına işaret eden Sezgin, "Ayrıca el çektirilenler, gözaltına alınanların hepsi tutuklanacak diye bir şey yok. Yargı karar verecek. Yargıyı da siyasetin emrinde olan bir kuruluş olarak telakki etmemenizi rica ediyorum. Türkiye'de yargı bağımsızdır." değerlendirmesinde bulundu.
Büyükelçi Sezgin, FETÖ'nün kendisine mensup polis, savcı ve hakimler aracılığıyla yüzlerce subayı sahte kanıtlarla mağdur ettiğini de anımsattı. Bunun kanıtlanmış bir vaka olduğunu dile getiren Sezgin, "Türkiye'de herkesin telefonlarını dinlediler. Bunu belirli bir amaç için yaptılar. Sadece şüphelileri değil, kamu yararı anlayışıyla değil, hukuksuz dinlemeler yaptılar ve foyaları çıkana kadar istismar ettiler. Kanıtlar üzerinden bir şeyler anlatıyorum. Şimdi suç dosyaları biraz daha kabardı." dedi.
ABD'den iade talebi
Sezgin, Adalet Bakanlığının, ABD ile mevcut suçluların iadesi anlaşması çerçevesinde FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in iadesini, özellikle darbe girişimindeki rolüne ilişkin kanıtlar eşliğinde resmen istediğini anlattı.
Yabancı bir gazetecinin, darbenin neden sabaha karşı değil de herkesin uyanık olduğu akşam saatlerinde yapıldığına yönelik sorusu üzerine Sezgin, 60 yaşında olduğunu, pek çok darbe ve darbe girişimi gördüğünü aktardı. Basından öğrendiğine göre, darbe girişimi şüphesinin birkaç saat öncesinden belli olduğuna değinen Sezgin, "Saat 03.00'te planlanan darbeyi erkene almak zorunda kalmışlar ama haklısınız, ben de 60 yaşındayım, Türkiye'de 97'deki postmodern darbe haricinde hemen hepsi de gece yarısından sonra olmuştu." diye konuştu.
Türkiye'de idam cezasının geri getirilip getirilmeyeceğine ilişkin soruyu da yanıtlayan Sezgin, ibuna ilişkin talebin halk nazarında güçlü bir şekilde dillendirildiğini kaydetti. Sezgin, "Farklı ülkelerde bu tür kuvvetler farklı şekilde ifade ediliyor. Bunu bir kere parlamentonun ele alması lazım. Bu konuda bu aşamada bugünkü duygusallık ortamında bir yorum yapmaktansa biraz beklemek, belki makul bir değerlendirme yapmak için daha uygun olacaktır." şeklinde konuştu.