Fetö'nün Atatürk Havalimanını İşgal Girişimi Davası
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe teşebbüsünde Atatürk Havalimanı'nın işgal girişiminde bulunulması ve burada çıkan olaylarda 2 kişinin şehit edilmesine ilişkin 95'i tutuklu 159 sanık hakkında "Anayasayı ihlal", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan...
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe teşebbüsünde Atatürk Havalimanı'nın işgal girişiminde bulunulması ve burada çıkan olaylarda 2 kişinin şehit edilmesine ilişkin 95'i tutuklu 159 sanık hakkında "Anayasayı ihlal", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve "örgüte üye olma" suçundan da on beşer yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın görülmesine devam edildi.
İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri'deki Alibey Spor Salonunda yapılan duruşmada savunma yapan tutuklu sanıklardan uzman çavuş Ahmet Bedir, 15 Temmuz'da, 30 Ağustos Zafer Bayramı töreni hazırlıkları için astsubay Ahmet Kardaş'ın kendisine "Tabur komutanı tankları kontrol edecekmiş, 8 tane MG3 tüfek al, uzman çavuşa ver" dediğini, kendisinin de denileni yaptığını söyledi.
Bedir, asıl görev yerine döndükten sonra Baştabya kışlasında bir silahın kaybolduğunu, bu nedenle kendi silahlarını da saymalarının talimatı geldiğini aktardığı savunmasında, "Biz de silahlarımızı saydık, tamdı. Servislerin iptal edildiğini öğrendim. Saat 19.00 civarında teğmen Onur Gökhan Başar, Ahmet Kardaş'ı arayıp terör saldırısı olabileceğini, 6 adet MG3 tüfeği istediğini söylemiş. Silahların kaydını yaptıktan sonra teslime ettim. Sonrasında da yine talimat üzerine 4 tane boş şarjör verdim. Sonra rutin işlerime devam ettim." dedi.
Bir süre sonra terör olayı olduğunu, dışarıya çıkacaklarını ve teçhizatlarıyla toplama noktasına gitmelerinin istendiğini söyleyen sanık Bedir, şunları anlattı:
"Araca bindik. Nizamiyeden çıkmadan mühimmat alınmış. Araç nizamiyeye gelince bir telaşe hakimdi. Atatürk Havalimanına terör saldırısı olacağını, bizim de polise yardım edeceğimiz, Çobançeşme yolunu tutacağımız söylendi. Saat 21.30'da kışladan çıktık. Çobançeşme kavşağını geçtiğimizi görünce telefondan haberlere baktım, bir şey yoktu. Havalimanına geldik, kapıda bir tank vardı. Tabur komutanı Serbülent Eken ile tanımadığım biri oradaydı.
İçeri girdik. Büyük camlı bir binadan giriş yaptık. Üsteğmen Harun Oduncu, bir odaya girdi. Bir süre sonra geri çıktı ve 'Arkadaşlar burada işimiz bitti, dönüyoruz' dedi. Girişe geri gittik. Serbülent Eken'in havaya ateş ettiğini gördüm. Havaalanı çıkışında bizi araçtan indirdiler. Harun Oduncu, barikat kurmamızı istedi. Kabul etmeyince, emri komuta zincirine uymamız gerektiğiniz söyledi. Yine kabul etmedik. O esnada Serbülent Eken'in havaya 1 kez daha ateş ettiğini gördüm. Sonrasında 23.30 gibi kışlaya geri döndük. Üstümü değiştirip silahı bıraktım ve evime gittim."
Sanık Bedir'in ardından savunma yapan tutuklu sanık eski uzman erbaş Ali Kadir Can da Baştabya kışlasında bir silahın kaybolduğunu öğrendiklerini, terör olayı olabileceğine dair mesaj aldıklarını ifade etti.
"Halk etrafımı sarınca havaya ateş ettim"
İlk başta Çobançeşme'de terör saldırısı olabileceği gerekçesiyle emniyet almak için dışarı çıkacaklarını anlatan sanık Can, savunmasını şöyle yaptı:
"Tanklara bindik. Nizamiyede beklerken Çobançeşme değil havalimanına gideceğimiz, bombalı araçla saldırı olacağı söylendi. 3 adet tanktan oluşan konvoyun 2.'sini ben kullanıyordum. Limana vardık. A kapısı giriş yoluna park ederek girişi kestik. Araç içinde beklemeye başladık. Halk etrafımızı sardı. Beni darp etmeye başladılar. İçeri girmek istiyorlardı. 'Uçağımızı kaçıracağız, ailemizi alacağız' diyorlardı. İçeride bombalı araç olduğunu, giremeyeceklerini söyledim. Küfür ediyorlardı. Telsizden yardım çağrısında bulundum. Kimseden cevap gelmedi. Onur Teğmen Onur Gökhan Başar'ı aradım, durumumu anlattım."
Başar'ın Serbülent Eken'in talimatıyla "Havaya uyarı atışı serbest" emri vermesi üzerine havaya doğru 3-4 el ateş ettiğini belirten sanık Can, "Benim 1 şarjör ateş ettiğim iddia ediliyor. Ben 3-4 el ateş ettim. Halk dağıldı. Onur teğmenden geri dönüş emri geldi. Halk yine önümü kesti ve beni darp etti. Albay olduğunu söyleyen biri motoru durdurmamı söyledi. Bir de sivil giyimli milletvekili olduğunu söyleyen tanımadığım biri beni tanktan aldı ve polislerin yanına havaalanı içine götürüldüm. Burada televizyondan bana darbe girişimi haberlerini gösterdiler. Sonra da gözaltına alındım." diye konuştu.
Duruşmaya 2 Mayıs Çarşamba günü devam edilecek.