Fahrettin Altun: "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türkiye'nin İdari Sistemindeki Kronik Sorunlar Çözüme Kavuşturulmuş, Kamu Yönetimine Hız ve...
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Büyük Türkiye Vizyonu Paneli’nde; “Siyasal istikrarımızı, ekonomik potansiyelimizi, toplumsal refahımızı, milli güvenliğimizi tahkim etme noktasında çok önemli kazanımlar elde ettik. Bu kazanımlarımızın en önemlisi hiç kuşkusuz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir. Bu adımla Türkiye’nin idari sistemindeki kronik sorunlar çözüme kavuşturulmuş, koalisyon dönemlerinin sıkıntıları bertaraf edilmiş, siyasal ve ekonomik istikrar güçlenmiş, kamu yönetimine hız ve eşgüdüm kazandırılmıştır” dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Büyük Türkiye Vizyonu Paneli'nde; "Siyasal istikrarımızı, ekonomik potansiyelimizi, toplumsal refahımızı, milli güvenliğimizi tahkim etme noktasında çok önemli kazanımlar elde ettik. Bu kazanımlarımızın en önemlisi hiç kuşkusuz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'dir. Bu adımla Türkiye'nin idari sistemindeki kronik sorunlar çözüme kavuşturulmuş, koalisyon dönemlerinin sıkıntıları bertaraf edilmiş, siyasal ve ekonomik istikrar güçlenmiş, kamu yönetimine hız ve eşgüdüm kazandırılmıştır" dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, bugün İletişim Başkanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen "Büyük Türkiye Vizyonu Paneli"ne katıldı. Altun, burada şöyle konuştu:
"Ülkemiz son 20 yılda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde eğitimden sağlığa, ulaştırmadan turizme, enerjiden sanayiye, ekonomiden dış politikaya, savunma sanayiinden terörle mücadeleye bütün alanlarda çok ciddi atılımlar, son derece önemli gelişmeler kaydetmiştir. Bütün bu gelişmeler de yine köklü kazanımlar ortaya koymuştur. Türkiye bu dönemde güçlü ve kararlı bir siyasi liderle gerçekleştirdiği atılımlar ve yaptığı yatırımlarla dikkat çeken bir ülke haline geldi ve giderek bu konumu güçlenmekte ve ülkemizin cazibe merkezi olma konumu pekişmektedir. Yine bu dönemde siyasal istikrarımızı, ekonomik potansiyelimizi, toplumsal refahımızı, milli güvenliğimizi tahkim etme noktasında çok önemli kazanımlar elde ettik. Bu kazanımlarımızın en önemlisi hiç kuşkusuz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'dir. Bu adımla Türkiye'nin idari sistemindeki kronik sorunlar çözüme kavuşturulmuş, koalisyon dönemlerinin sıkıntıları bertaraf edilmiş, siyasal ve ekonomik istikrar güçlenmiş, kamu yönetimine hız ve eşgüdüm kazandırılmıştır. Ülkemizin geleceği adına çok önemli olan bu adımın mimarı da hiç kuşkusuz yine Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Ülkemiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı faydaları ilk dönemde bile çok bariz bir şekilde geçtiğimiz beş yılda görmüştür, yaşamıştır.
Terör örgütleriyle mücadele ederek milli güvenliğimizi daha sağlam bir şekilde tahkim ettik. İçte ve dışta ülkemizi hedef alan tehditleri bertaraf ederken PKK ve onun Suriye'deki uzantısı PYD, YPG ile yine DEAŞ ile, FETÖ ile mücadelemizi sürdürdük ve sürdürmeye devam ediyoruz. Bu terör örgütleri tamamen tarihin çöp sepetine atılana kadar da mücadelemizi kararlılıkla güçlü bir şekilde sürdüreceğiz.
"MİLLETİMİZ TERÖR ÖRGÜTLERİYLE SEÇİM KAMPANYASI YÜRÜTENLERE CEVABINI 28 MAYIS'TA DA BÖYLE BİR TABLOYU ASLA KABUL ETMEDİĞİNİ VE ETMEYECEĞİNİ GÖSTEREREK VERECEKTİR"
Türkiye bundan sonra da hiçbir şekilde terörle mücadeleden taviz vermeyecektir. Ancak belirtmek zorundayım ki, bulunduğumuz süreçlerde, malumunuz bir seçim sürecindeyiz, bu seçim süreçlerinde terör örgütlerine umut vadeden bir muhalefet çizgisinin var olduğunu da yine üzülerek gördük. Maalesef bu millet, terör örgütlerinin kendisine destek açıkladığı bir Cumhurbaşkanı adayına da şahit oldu. İşin hazin yanı ise bunlardan, 'Bizim terör örgütlerinin desteğine ihtiyacımız yok, biz bu açıklamalardan beriyiz' gibi bir reddiyeyi de duymadık, ne yazık ki duyamadık. Bu da milletimiz tarafından terör örgütleriyle kol kola olmalarının zımni bir kabulü olarak algılandı. Terör örgütünün ve onun siyasi uzantısının söylemlerinin, bir muhalefet partisi ve onun Cumhurbaşkanı adayınca dillendirilmesi, Türk demokrasisine kara bir leke olarak geçmiştir. Bu iş birliği ortaya döküldüğünde ise sarıldıkları yalanlarla, dezenformasyonlarla ve hatta iftiralarla siyaset sahnesini de ne yazık ki kirletmeye çalıştılar. Ancak milletimiz terör örgütleriyle beraber seçim kampanyası yürütenlere cevabını 14 Mayıs'ta verdi ve inanıyoruz ki 28 Mayıs'ta da çok güçlü bir şekilde vereceği cevapla da böyle bir tabloyu asla kabul etmediğini ve etmeyeceğini milletimiz bir kez daha gösterecektir."