Erzurum'da Fetö/pdy Bağlantılı Cinsel İstismar Davası
Erzurum'da 2007 yılında şikayet üzerine ortaya çıkan "15 yaşındaki zihinsel engelli kız çocuğuna cinsel istismar olayı" ile ilgili soruşturmayı, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) lideri Fetullah Gülen'in kardeşi ve yeğeninin de şüpheliler arasında yer aldığı soruşturmayı kapattıkları iddia edilen 3'ü emniyet müdürü, biri emniyet amiri olmak üzere 7'si tutuklu 16 polisin yargılanmasına başlandı.
Erzurum'da 2007 yılında şikayet üzerine ortaya çıkan "15 yaşındaki zihinsel engelli kız çocuğuna cinsel istismar olayı" ile ilgili soruşturmayı, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) lideri Fetullah Gülen'in kardeşi ve yeğeninin de şüpheliler arasında yer aldığı soruşturmayı kapattıkları iddia edilen 3'ü emniyet müdürü, biri emniyet amiri olmak üzere 7'si tutuklu 16 polisin yargılanmasına başlandı.
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar, emekli emniyet müdürü Abdullah Güler, emniyet amiri Cengiz Çiçek, şube müdürü Fethi Bünet, polis memurları İbrahim Nuhoğlu, Murat Önemli, Adem Baysal, Okan Ölmez ile tutuksuz sanıklar Murat Koçyiğit, Mehmet Hilmi Sevimlican, Hüseyin Keküllüoğlu, Ahmet Fatih Bayrakçı, Muhsin Pala, Sedat Ekinci, Fatih Akeroğlu, Ünal Doğruel ve sanık avukatları katılırken, firarda olduğundan Aydın Ergün yer almadı.
Savcılığın mütalaasının ardından sanıklardan emekli emniyet müdürü Abdullah Güler, savunmasında, dinlemeyle ilgili durumlarda 4 aşamadan geçen bir süreç olduğunu belirterek, bundan dolayı yasa dışı bir sürecin mümkün olmayacağını söyledi.
Adli dinlemelerde ilgili evrakı mahkemeye sunduklarını, istihbari dinlemelerde bu tür evrakın olmadığını aktaran Güler, "Biz gerek üstlerimizin talimatı gerekse kendi çalışmalarımız sonucunda bu bilgilere ulaşırdık. Bu bilgiler ışığında devam eden çalışmalar Asayiş Şube Müdürlüğünde operasyona dönüşürdü." dedi.
Olayın yaşandığı tarihlerde kayıtlarda başka dinlemeler yapılıp yapılmadığı yönünde hususların olduğunu kaydeden Güler, şöyle devam etti:
"Hakim kararı alındıktan sonra daire başkanlığına bildirilir. Oradan TİB'e gönderilir. Bu kurumun kendi hukuk uzmanlarınca uygun görüldükten sonra dinleme işlemine başlanılır. Soruşturma aşamasında biz neyle suçlandığımızı bilmiyorduk. Bu yüzden nispeten cevaplamaya çalıştık. Ayın 11-15'i arasında müfettişlerce denetimler yapılır. Kayıtlar hem biz de hem de İstihbarat Daire Başkanlığında tutulur. 2010'dan sonra bu meseleyle ilgili olan kişilerle görüşmem olmamıştır. İrtibatımın olmadığı insanlarla nasıl bir olup da silahlı terör örgütüne üye olmuş olabilirim?"
Sanık Cengiz Çiçek de İstihbarat Daire Başkanlığına geldikten sonra "FETÖ/PDY'ye yönelik operasyonlar yapılacak" denildiğinde birileri geri planda dururken kendisinin durmadığını aktararak, operasyonlara katıldığını söyledi.
Ciçek, İstihbarat Daire Başkanlığının imkanlarının çok geniş olduğunu hatırlatarak, "Herhangi bir bağlantım olsaydı bu ortaya çıkardı. Bugüne kadar çıkmadı. Tutuklu olmama rağmen hala görevimdeyim, açığa alınmadım. FETÖ/PDY'ye yönelik operasyonlara katılan biri olarak bu durumda olmam beni ayrı üzdü." diye konuştu.
Erzurum'daki görevi süresince terör örgütü PKK'ya yönelik görevli olduğunu dile getiren Çiçek şunları kaydetti:
"Bu şahıslardan 3'ü ile alakalı o günkü şube müdürümüz yurttaki görevlilerle ilgili numaralar verdi. Vali beyden gelen belgeler olduğunu ve bizde de bazı bilgiler olabileceğini söyledi. O dönem özellikle Atatürk Üniversitesinde Erzurum'a gelen kız çocuklarının fuhuşa yönlendirilmesi ile ilgili bazı duyumlar bize geliyordu. Müdürümüz bu şahıslarla ilgili bilgi geldiğini ve bu şahısların koruması altında bulunan kız çocuklarına ilişkin istismarda bulunduklarını söyledi. Bize bir bilgi veya haber geldiği zaman iki şekilde ele alınır. Birincisi haberin kaynağına bakarız. Müdürümüz söyleyince buna itibar etmek zorunda kaldık. İstihbarat şubelerinde dinlemelere karar verecek olan şube müdürüdür. Hangi büro ilgilenecekse o büroya talimat verir. Şube müdürleri bu isimleri verdikten sonra detay çalışması yaptık. Telefon numaralarının aktif olduğunu ve birbirleriyle aktif olduklarını ve numaralar arasında yurtta kalan kız öğrenciler ile irtibatlı olduklarını gördük."
Sanık Fethi Bünet ise olaylarla ilgili tutanakların tutulduğu tarihte izinli olduğunu ileri sürdü.
İzinden dönüp işe başladığı gün görevlendirmeyle Şanlıurfa'ya gittiğini aktaran Bünet, şunları kaydetti:
"Şahsı (zihinsel engelli kız çocuğunu) Sosyal Hizmetler İl Müdürülüğüne ait yüksek güvenlikli sığınma evine teslim ettik. Gece geç saat olduğu için orada kaldık. İzinde olduğum dönemde yerime kim bakıyordu hatırlamıyorum. Harici olarak bu tutanakla ilgili bir işlem yapıldığını hatırlamıyorum." şeklinde kendini savundu.
Mahkeme heyeti, diğer sanıklarından savunmasının ardından eksik tanık ifadelerinin alınmasını, sanıkların çalıştığı gün ve saatlerin İl Emniyet Müdürlüğünden talep edilmesini, dinleme şekillerine yönelik usulün nasıl olduğuna ilişkin emniyetten talep edilmesini kararlaştırdı. Bunun yanında tutuklu sanıklardan Abdullah Güler, Cengiz Çiçek ve Murat Önemli'nin bu hallerinin devamına, Okan Ölmez, Fethi Bünet, Adem Baysal ve İbrahim Nuhoğlu'nun ise yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliyelerine karar verildi, duruşma 12 Mayıs'a ertelendi.
Duruşmaya, Fetullah Gülen'in yeğeni Kemal Gülen de izleyici olarak katıldı.
Olay
Erzurum'da, 29 Ekim 2007'de Dadaşkent Polis Merkezine gelen 15 yaşındaki zihinsel engelli kız çocuğu S.Ö, birçok erkek tarafından tehdit ve zorlamayla cinsel istismara maruz kaldığı iddiasıyla şikayetçi olmuş, acil koruma kararı alınarak Nenehatun Kız Yetiştirme Yurdu'na yerleştirilmişti.
Açılan ilk soruşturmada 8 kişi tutuklanmış ve derinleştirilen soruşturmada aralarında Fetullah Gülen'in yeğeni ve 2014'te vefat eden kardeşi Seyfullah Gülen'in de bulunduğu 90'a yakın şüpheli belirlenmişti. Bu aşamadan sonra hem soruşturma savcısı değiştirilmiş hem de kız çocuğu başka kente gönderilmişti. Genişletilen soruşturmada şüpheli olarak belirlenen, aralarında Gülen'in kardeşi Seyfullah Gülen ve yeğeninin de bulunduğu kişiler hakkında takipsizlik kararı verilmişti. Bu dosyaların kapatılmasının ardından ilk soruşturmada tutuklananlar da tutukluluklarına itiraz ederek, 8 Kasım 2012'de serbest bırakılmıştı.
Soruşturmanın FETÖ/PDY üyesi emniyet mensuplarınca kapatıldığı" iddiaları üzerine Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında İstanbul, Ankara, İzmir, Balıkesir, Bartın, Eskişehir, Hatay, Kastamonu, Kayseri, Kırklareli, Van ve Sinop'ta 18 Ocak 2016'da düzenlenen eş zamanlı operasyonlarda 13 polis gözaltına alınmıştı. 3'ü emniyet müdürü, biri emniyet amiri, 3'ü polis memuru 7 şüpheli tutuklanmış, 6 polis memuru ise yurt dışı çıkış yasağı konularak serbest bırakılmıştı.
İddianamede, tutuklu sanıklar 3 emniyet müdürü ve bir emniyet amiri için 5 yıl 6 aydan 58 yıla kadar, diğer polisler için de 5 yıl 6 aydan 44 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.