Haberler
Körfez'in petrol zengini ülkesi ilk kez Ankara'da! Türkiye ve Umman arasında 10 kritik anlaşma imzalandı

Türkiye ve Umman arasında 10 kritik anlaşma imzalandı

Suriye'de patlak veren savaşta muhaliflerin ilerleyişi sürüyor

Yanı başımızda patlak veren savaşta son durumu en iyi anlatan görüntü

Sağlık Bakanlığı'ndan e-nabız verilerinin çalındığı iddialarına açıklama: Bazı insanların 'oltalama' ile verilerini aldılar

Sağlık Bakanlığı'ndan açıklama: Bazı insanların 'oltalama' ile verilerini aldılar

Putin'den yeni tehdit: Birden fazla Oreşnik füzesi, nükleer silaha eşdeğer

Putin, elindeki en güçlü silahla tehdit etti: Toz olursunuz

Erkan Öktem'i Ateş Ederken Net Bir Şekilde Gördüm"

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe Karargahı'ndaki eylemlerle ilgili 244 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe Karargahı'ndaki eylemlerle ilgili 244 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen davada savunması alınan, 28. Mekanize Tugayı'nda görevli sanık eski uzman çavuş Davut Emen, kolluk kuvvetlerini toplumsal olaylarda destekleme tatbikatı (KOKTOD) olduğu gerekçesiyle saat 21.00 civarında bölük komutanı Üsteğmen Bora Polat'ın aradığını ve kendisine acilen gelmesini emrettiğini iddia etti.

Başka bazı uzmanları aradıktan sonra kendi aracıyla kışlaya geçtiğini anlatan Emen, üzerini değiştirdiğini ve Polat'ın emri üzerine bölükle garajlar bölgesine gittiğini ifade etti.

Yine Polat'ın emri üzerine zırhlı araçları hazırladıklarını bildiren Emen, araçlarla tabur binası önüne geldiklerini, burada tabur komutanı Yarbay Ertuğrul Terzi'nin getirdiği mühimmatları bölük komutanlarına dağıttırdığını öğrendiğini dile getirdi.

Emen, KOKTOD kapsamında daha önce mühimmat alınmadığı için şaşırdığını ve durumu Polat'a sorduğunu belirterek, onun da Genelkurmay Başkanlığının güvenliğini almaya gideceklerini söylediğini aktardı.

Ertuğrul Terzi'nin elindeki haritadan güzergah belirlemeye çalıştığını, bir yol tarif etmesi üzerine aracına çağırdığını anlatan Emen, tabur komutanının aracında, zırhlı araçlar eşliğinde nizamiyeden çıktıklarını ifade etti. Emen, yoldayken telefonla konuşan Terzi'nin, bir süre sonra güzergahı Jandarma Genel Komutanlığı olarak değiştirdiğini belirterek, Tandoğan kavşağından geçip karargah yakınında durduklarını söyledi.

Önde Üsteğmen Bora Polat'ın bulunduğu araç ile bir zırhlının kendilerinin önünde olduğunu ifade eden Emen, düzlükte durduklarında Polat'ın, bir grup vatandaşın yolu kapattıklarını, taş attıklarını Terzi'ye telsizden bildirdiğini dile getirdi.

Terzi'nin "Bir şekilde yolu açın, barikatı aşın. Jandarmanın emniyetini sağlayacağız." dediği sırada bir helikopterin Polat'ın ve vatandaşların bulunduğu alana ateş açtığını dile getiren Emen, şoka uğradığını önü sürdü.

Sanık Emen, Terzi'nin de "Biz bu zırhsız araçla niye çıktık." diye kendine kızıp cipten inerek öndeki ZPT'ye geçtiğini, kalanlara da aracı emniyetli bir yere çekmelerini söylediğini aktardı.

Araçta rütbeli olarak Üsteğmen Meriç Sarıçalı'nın kaldığını ifade eden Emen, "Bu iş hayra alamet değil." diyen Sarıçalı'nın sorumluluğu alarak kışlaya gitme emri vermesinin ardından dönüş yaptıklarını kaydetti.

Emen, kışladan çıkış yaptıkları nizamiye önünde bir grup vatandaş bulunması üzerine başka bir kapıdan birliğe girdiklerini belirterek, darbe girişiminden ikmal astsubayının odasına girip neler olduğunu sorduktan sonra haberdar olduğunu iddia etti.

Bora Polat'ı aradığını ancak ulaşamadığını, arkadaşlarını aradığını ve konuştuğu Uzman Çavuş Fazlı Uğurlu'ya durumu anlatıp silahını bırakıp teslim olması gerektiğini söylediğini iddia eden Emen, birlikteyken silahlıkların, depoların, odaların, araçların anahtarlarını topladığını, silah ve mühimmatları depoya koydurup kilit altına aldığını söyledi.

Sanık Emen, kendi bölüğünün zırhlı araçlarını garajlarına çektirdiğini, sabah da Binbaşı Ünsal Turan'ın emriyle başka zırhlıların da akü ve silahlarını söktüğünü belirterek, 18 Temmuz öğle vaktine kadar bu işlerle meşgul olduğunu öne sürdü.

Mahkeme Başkanı Abdullah Köksal'ın, FETÖ elebaşının yanında olması ve ıssız bir yerde bulunmaları durumunda ne yapacağını sorması üzerine ise Emen, "Belki o zaman o hırsla kellesini keserdim. Ama şimdi adalete teslim ederdim ki, yaptığı pisliğin cezasını çeksin." yanıtını verdi.

Davut Emen, tahliyesini istedi.

Sıhhiye bayrağı çekerek teslim olmuşlar

28. Mekanize Tugayında görevli sanık eski uzman çavuş Uğur Erdoğan da, 15 Temmuz'da kızıyla parktayken Yüzbaşı Sungur Poroy'un saat 21.30 gibi cep telefonundan arayıp alarm verildiğini söylemesi ve acil çağırması üzerine saat 22.05'te kışlaya gittiğini söyledi.

Sıhhiye olduğunu ve Poroy'un ZPT'lerden birine binmesini istediğini belirten Erdoğan, araç komutanının ise Astsubay Mustafa Tavukçu olduğunu bildirdi.

Poroy'un, Genelkurmay Başkanlığına saldırı olduğu ve desteğe gideceklerini söylediğini anlatan Erdoğan, daha sonra öndeki aracı takip ederek 3 No'lu nizamiyeden çıktıklarını belirtti.

Erdoğan, ancak daha sonra Jandarma Genel Komutanlığı'na gittiklerini, karargah yakınında durduklarında Kurmay Yarbay Ertuğrul Terzi'nin bindiği cipten inip zırhlı araca bindiğini gördüğünü söyledi.

Terzi'nin tabancayla havaya ateş ettiğini gördüğünü de anlatan Erdoğan, ZPT'nin içinde oturmaya başladığını, bu arada araca Uzman Çavuş Adem Eker'in de geldiğini bildirdi.

Erdoğan, bir ara Ertuğrul Terzi'nin aracının önünde yatan 2 kişi gördüğünü de dile getirerek, "Bir albay hedef gözetmeksizin insanlara doğru ateş ediyordu, jandarmanın içinden." dedi.

Albayın Erkan Öktem olduğunu öğrendiğini, MP5 silahla açılan ateş sonucu yaralanan ya da yere düşen olup olmadığını görmediğini öne süren Erdoğan, "Albay Erkan Öktem'i ateş ederken net bir şekilde gördüm." ifadesini kullandı.

Öktem'in ateş açmasından dolayı kendi aracındaki Mustafa Tavukçu ve Uzman Çavuş Yusuf Ziya Şimşek'in yoldan gelen sivil araçları ve insanları bir zarar görmemeleri için uyardığını iddia eden Erdoğan, Poroy'un aramasına istinaden Jandarma Genel Komutanlığı'nın içine girdiklerini söyledi.

Poroy'un yanı sıra Bora Polat'ın da araca geldiğini ve karargahtan çıkmak için 155'i de aradıklarını anlatan Erdoğan, bir telefon irtibatı kurulmasının ardından aracın üzerine sıhhiye bayrağı çekip nizamiyeden çıktıklarını bildirdi.

Sanık Erdoğan, daha sonra polise teslim olduklarını ifade etti.

Mahkeme Başkanı Köksal'ın sorusu üzerine Erdoğan, FETÖ elebaşı karşısına çıksa "parça parça, lime lime edeceğini" söyledi.

Uğur Erdoğan, tahliye talebinde bulundu.

"Genelkurmay'a saldırı var" yalanını söylemişler

28. Mekanize Tugayında görevli sanık eski asteğmen Ahmet Eser de 15 Temmuz akşamı Uzman Çavuş Emre Tonyalı'nın arayıp alarm verildiğini söyleyerek kendisini çağırdığını söyledi.

Misafirhanede kaldığı için kamuflajını giyip çabuk döneceğini düşünerek cüzdanını da almadan dışarı çıktığını anlatan Eser, gittiğinde bölükler garaj bölgesine çıktığı için kendisinin de garaj bölgesine gittiğini belirtti.

Eser, bölük komutanı Üsteğmen Serhat Savcı'nın Genelkurmay Başkanlığına saldırı olduğunu ve oraya gideceklerini, ayrıca silah kullanma yetkilerinin bulunduğunu da söylediğini aktardı.

Saat 23.00 civarında Savcı'nın araç komutanlığında ZMA ile kışladan çıktıklarını, yolda güzergah değiştirip Jandarma Genel Komutanlığına gittiklerini anlatan Eser, karargah önündeki kavşakta beklerken birkaç metre önlerine, vatandaşların da bulunduğu bir ortamda helikopterden ateş açıldığını, bazı sivillerin vurulduğunu, bir yarbayın da bacağından yaralandığını söyledi.

Sanık Eser, ilerleyen saatlerde polise ait bir kobrayla gelen bir jandarma yarbay ve özel harekat polisinin, silahsız şekilde yanlarına gelip teslim olmalarını istediğini, yaptıkları durum değerlendirmesinin ardından teslim olduklarını ifade etti.

Suçlamaları kabul etmeyen Eser, tahliye talebinde bulundu.

Kaynak: AA / Güncel
title